Merhaba adım Koray. Benim hikayem yaşlı komşumuzun genç karısını röntgenlememle ilgili. Babamla annem boşandıktan sonra babamla birlikte köydeki evimizde yaşıyorduk. Komşumuz olan Mehmet amca birkaç sene önce kendisinden yaşça küçük, 34 yaşındaki Esra isminde dul bir kadınla evlendi. Esra abla çok güzel bir kadındı. Beyaz tenli, 1.70 boylarında, normalden biraz zayıf kilosuyla çıtı pıtı bir kadındı. Ama götü ve göğüsleri oldukça dolgun, her erkeği baştan çıkaracak güzellikteydi.
Evlerimiz aynı bahçe içerisinde geniş bir arazide bulunuyordu. Bahçe duvarlarıyla çevrili iki evi ayıran hiçbir şey yoktu. Zamanında babam ile Mehmet amca anlaşıp ortak bir şekilde iki evin etrafını duvar ördürmüşler, iki evin arasını kapatmaya gerek görmemişlerdi. Esra abla beni çok sever, sürekli evlerine kahvaltıya yemeğe çağırır, galiba çocuk özlemini benimle giderirdi. Benim de hayallerimin kadınıydı Esra abla. Elma yanaklı, bal dudaklı, güzelce, tipik Anadolu kadınıydı. Her zaman kapalı tesettürlü bir kadındı. Fakat kapalı olmasına rağmen yine de sexy bir kadındı.
Babam da tatil günlerinde bize katılır, hep birlikte yemekler yerdik. Bu yemeklerde babamın Esra ablaya olan kaçamak bakışları olurdu. Ne de olsa kadınsız bir adamdı ve yaşları birbirine yakındı. Esra abla babamın bakışlarının farkında mıydı bilmiyorum, ama o da mutfağa giderken götünü sanki daha çok kıvırırdı, geldiğinde yüzü kızarmış olurdu. Mehmet amcaysa 50’lerin sonunda, hastalıklarla uğraşmaktan hiçbir şeyin farkında değildi. Esra abla yana yakıla bir çocuk istiyordu, ama günler geçtikçe değişen birşey olmuyordu.
O yaz okulu bitirmiştim, evde aylak aylak telefonla oynayarak vakit geçiriyordum. Yine cumartesi gecesi babam ve Mehmet amca mükellef bir sofra hazırlayıp demleniyorlardı. Esra abla da yanlarında onlara hizmet ediyordu. Başında pembe renkli bir eşarp vardı, üst tarafında göğüslerini sıkıca saran ince badi tarzı birşey ve altında da oldukça dar, ayak bileğinin bir karış üzerinde biten bir etek vardı. Eteğine rağmen içindeki külotu belli oluyordu. Ergenliğe yeni girmiş bense mutfağa her gidişinde sallanan o götüne bakmadan edemiyordum.
Babam ve Mehmet amca da iyice çakır keyif olmuşlardı. Tıpkı benim gibi babam da gözünü Esra abladan ayıramıyordu. Yemekler yenildi, hepimiz salondaki kanepelere geçtik, onlar içmeye devam ediyordu. Esra abla öyle bir oturdu ki, uzun eteği diz kapağına kadar toplandı. Güneş görmemiş bembeyaz tenini görmek sikimi kazık gibi yapmıştı. Tertemizdi bacakları, kaymak gibi. Genelde benimle konuşuyor, ama babama da laf yetiştirmeyi eksik etmiyor, arada sırada da şuh bir kahkaha patlatıyordu.
Bir süre sonra babam ayağa kalktı ve sızmak üzere olan Mehmet amcaya yüksek sesle, “Ben bir lavaboya gideyim!” diyerek çıktı salondan. Hemen ardından da Esra abla masadaki boşalan tabakalardan birkaçını alıp mutfağa gitti. Aradan dakikalar geçmiş, ama gelen giden yoktu. Merakla kalkıp sessiz adımlarla mutfağa doğru yöneldim. Babam tezgahın önünde Esra ablayı kıstırmış, her yerine öpücükler konduruyordu. Esra abla da ona karşılık veriyor, çılgınlar gibi yiyişiyorlardı. Neden sonra aklına biz geldik, Esra abla geriye çekilip, “Oğlanı gönder, bizimki zaten sızdı!” dedi sessizce.
Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi hemen yerime döndüm. Mehmet amca çoktan horlamaya başlamıştı. Önce babam geldi, önü kabarmış, siki pantolonu zorluyordu. Bana, “Hadi oğlum sen eve geç, ben de Mehmet amcanı odasına çıkarayım gelirim!” dedi. Bunu söylerken Esra abla da geldi, dudakları kızarmış, eşarbı dağılmış, saçları etrafından gözüküyordu. İkisi de kendini zor tutuğu her hallerinden belliydi, gözümün içine bakıp duruyorlardı gideyim diye.
“Tamam baba!” deyip kapıya yöneldim. Kapıyı sertçe açıp kapayarak portmantonun arkasına sindim. Babam Esra ablaya, “Uyanmaz değil mi?” dedi. Esra abla da gülerek, “Top patlatsan uyanmaz!” dedi. Babam da, “Desene o zaman sabaha kadar karısının amında top patlayacak!” diyerek Esra ablayı kucakladı. İkisi de gülüşüyordu, salonun ışığını kapatıp yatak odasına geçtiler. Ben de hemen arkalarından yatak odasının kapı eşiğine geldim. Evin kapıları tahta ve eski olduğu için şişme yapar, tam kapanmazdı. Hep kızdığım şey bugün çok işime yaramıştı, babamın Esra ablayı sikmesini canlı canlı izleyecektim.
Şimdi yatak odasında tek vücut olmuş iki beden vardı. Esra ablanın eteği tamamen toplanmış, bacakları babamın beline dolanmış vaziyetteydi. Babam güçlü kalıplı bir adamdı, eteği iyice yukarı toplamış, Esra ablanın o beyaz götününün yanaklarını yoğuruyor, bir taraftan da şapurtu sesleriyle adeta birbirlerini yiyorlardı.
Ben de pantolonumu indirip onları izleyerek sikimi sıvazlamaya başladım. Üzerlerindeki fazlalıklardan bir çırpıda kurtuldular. Esra ablanın sadece başında eşarbı kalmıştı. Bir içim suydu gerçekten, pembe kabarmış meme uçları, tertemiz, kılsız tüysüz, kaymak gibi vücudu vardı. Sadece amının üzerinde küçük sarı kıllar vardı, ki bunları da özenle bıraktığı belli oluyordu. Babam da elini kalın sikine atmış hayran hayran biraz sonra tadına bakacağı kadını izlerken sikini okşuyordu.
Esra abla, “Çok kalın bu, bunu nasıl alacağım ben?” dedi. Babam gururlandı, “Alırsın yavrum, alırsın, bağıra bağıra, zevkten inleye inleye alırsın!” diyerek sokuldu ona doğru. Omuzlarına basarak yatağa oturttu ve “Hadi canım, dokun ona! Isırmaz, korkma! Öp onu!” dedi. Esra abla titreyen ellerini uzattı babamın sikine dokundu. İnce uzun parmaklarıyla okşadı boydan boya. İncitmekten korkar gibi, yeni gelinin yarak tuttuğu gibi tutuyordu babamın sikini. Babam ise, “Ohhh! Elin sıcacık Esram. Alev alev yanıyorsun kadınım!” dedi. Bu sözler Esra ablanın da hoşuna gitti, hamarat bir çalışmaya girişti, elleri okşuyor, öpüyor, babamın sikini sıvazlayıp duruyordu…
Sonra ağzına aldı. Sikin başı minik ağzına zor sığıyordu. Zevkten iniltiler kaçırıyordu. Babam kalın sikini Esra ablanın ağzına kökledikçe duyulan boğuk sesler, nefessiz kalmaları, çırpınmaları beni daha da heyecanlandırıyordu. Babam resmen Esra ablanın ağzını sikiyordu. Sonra geri çekilip ellerinden tutarak ayağa kaldırdı Esra ablayı, eğilip büyüleyici güzellikteki memelerine yumuldu. Esra ablanın dudakları ıslanmış, nefesi sıkılaşmış, göğüsleri heyecanla inip kalkıyordu.
Yavaşça yatağa itti babam. Sırt üstü uzanan Esra ablayı bekleyen mutlu sona yaklaşmıştı, işte o bileği kalınlığındaki canavarı amının derinliklerine gidecekti. Babam ama birden bacaklarının arasına eğilip Esra ablanın amımı yalamaya başladı. Offff, babamın böyle birşey yapacağını hiç tahmin etmemiştim. Benim gibi Esra abla da tahmin etmemiş olacak ki büyük bir iştahla amına yumulan babamı hayret ve zevk içinde izliyordu. Şimdi zevk iniltileri Esra abladan çıkıyordu. Esra ablanın zevk sularını içine çeke çeke, içe içe yalıyordu amcığını. Esra ablaysa yatakta kıvranıyor, başını sağa sola çeviriyor, sürekli inliyordu amı yalanırken…
Babam, “Offf, Esra, kaymak gibi amcığın var bebeğim. İnan çok tatlı. İçinden suların akıyor. Zevk suları bunlar. Offf, içerim ben bu suyu kadınımm!” diyerek Esra ablayı çiftleşmeye hazırlıyordu. Öyle şeyler konuşuyorlardı ki, kapının arkasında kendimden geçmiş, delicesine tahrik olmuştum.
Neden sonra babam doğruldu, Esra ablanın üzerine boylu boyunca uzandı. Şimdi Esra ablayı tamamen altına almış, dudaklarına, boynuna, her yerine öpücükler konduruyor, elleri sabırsızca omuzlarında, kollarında, göğsünde dolaşıyordu. “Sikim çok zonkluyor Esra, amına girmek için, minik deliğine girmek için zonkluyor, Esram… Kadınım!” diyordu babam. Siki taş gibi olmuş, Esra ablanın amına sürtünüp duruyordu hareket ettikçe. Esranın etli dudaklarını öpmüyor, adeta yiyor, somururcasına emiyordu. Dillerinin birbirini okşadığını bile görebiliyordum nefes alabilmek için ağızları aralandığında…
“Hadi!” diye tısladığını duydum Esra ablanın, “Gir içime artık! İçimde istiyorum onu, onun dermanı bende!” dedi. Babam Esra ablanın dizlerinden tutup bacaklarını ikiye ayırdı, gözlerini bacak arasına dikti. Esra abla götünü oynatıp duruyordu yattığı yerde, belini yukarıya kaldırıyor, babamın sikine temas etmeye çalışıyordu. Bu kez inledi yalvarırcasına, “Hadi artık!” diyerek…
Yavaş yavaş alçalmaya başladı babam. “Ahhhh!” diye bir çığlık kopardı Esra abla. Babamın boynuna sarılınca dileğinin gerçekleştiğini anladım. Babam sikini Esra ablanın amcığına sokmuştu. “Iıhhh, amcığın daracık yavrum!” diye inledi babam. Esra ablanın yüzü gerilmişti, “Ahhh, dur biraz, bekle, alışsın biraz, senin şeyin çok büyük, sikin, çok kalın, bekle ne olur!” diye dil döküyor, babamın altında kıvranıyordu. Babam da, “Beklerim canım. Aşkım. Güzel amcıklım benim. Dar amcıklı orospum benim. Beklerim!” dedi.
Esra ablanın dudakları titriyor, elleriyle babamın canavarını amına köklemesini engellemeye çalışıyordu. Bu hali sanki babamı daha da azdırıyor ve sabrını tüketiyordu. Yavaşça belini oynatmaya, ileri geri yapmaya başladı. Kol gibi yarak biricik Esra ablanın amında ilerliyordu, milim milim. Zevkten gözleri kaymış, babamın belini tutan elleri kasılmış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak içine giren yarağa dayanmaya çalışıyordu.
Sonunda babamdan, “Dayanamıyorum artık!” diye bir nara yükseldi ve tek hamlede yarağını kökleyiverdi Esra ablanın amına. Esra abla bir çığlık kopardı, “Aaaahhh!” diye, bir hayvan ciyaklamasına benzer bir ses bütün evde yankılandı. Mehmet amcanın uykusu gerçekten ağırmış. Babam da dediği gibi topu değil belki, ama Esra ablanın amını patlatmıştı.
O koca yarağın altında acı acı inlemesi beni doruk noktaya çıkarıyordu. Gözlerim karardı, vücudum karıncalandı, döllerim oluk oluk parmaklarımın arasından akmaya başladı. Kendime tekrar gelmemi içerden yükselen Esra ablanın feryatları, inlemeleri sağladı. Yeniden içeriye baktığımda, babam ağır ağır tempolu bir şekilde Esra ablanın bacak arasında inip kalkıyor, o koca sikini sonuna kadar sokup çıkarıyordu. Esra ablaysa bacaklarını açabildiği kadar ikiye ayırmış, vücudu kasılmış, sürekli inliyor, minik çığlıklar atıyordu. “Ohhhh… Ahhh, yavaş. Yavaş sik ne olur. Ohhh, bitirdin beni. İkiye ayrıldım sanki. Amım vıcık vıcık. Amım su içinde. Sikin bitiriyor beni. Ohhhh…” diye söyleniyordu.
Dakikalarca sürdü bu. İkisi de hırsla, sonsuz şehvetle, istekle ssikişiyordu. Esra abla bacaklarını babamın beline sarmıştı şimdi. ikisi de soluk soluğa kalmıştı. Babam yana devrildi. Ben boşaldı sandım, ama koca siki halen dimdik duruyordu. Esra abla amının boş kalmasından rahatsız olmuştu, önce elini babamın sikine sarıp bir güzel okşadı, sonra da doğrulup ata biner gibi amını o hizaladı, o kalın sikin üstünde yaylanmaya başladı. Ellerini babamın geniş göğsüne dayamış vaziyette götünü indirip kaldırıyordu yavaş hareketlerle.
Babamın kalın siki bir görünüp bir kayboluyor, her kaybolduğunda Esra abladan bir inleme sesidir yükseliyordu. Artık başlarda zorlanan amı iyice alışmış, zevk denizinde yüzüyordu. “Ohhh! Çok güzell!” diye mırıldanıyordu arada. Babamsa altta boş durmuyor, o iri göğüslerini öpüyor, iki eliyle yoğuruyordu. İkisi de o kadar zevk alıyordu ki, ben bile bu sahne hiç bitmesin istiyordum, bir taraftan da Esra ablayı böyle coşturan erkeğin babam olması göğsümü kabartıyordu.
Babam üzerine çekti Esra ablayı, sıkıca sardı kollarıyla ve yeniden hiç olmadığı kadar hızlı hızlı köklemeye başladı. Esra abla kendini tamamen kaybetti, feryadı, inlemeleri iyice sıklaştı, yeniden zevk çığlıkları yükselmeye başladı evin tüm odalarında. Sanırım orgazm olmaya yaklaşıyordu Esra abla. Babam o koca aleti içinden hiç çıkarmadan bir hamlede yeniden altına aldı. Var gücüyle pompalamaya devam ediyordu. Esra abla transa girmiş gibiydi. O kadar sexydi ki, yüzünden şehvet akıyordu. Gözleri kaymış, başındaki eşarbı boynuna düşmüş, dudakları kızarmış, iri memeleri inip kalkarak zorlanarak nefes almaya çalışıyordu. İki eli üzerinde hırsla gidip gelen erkeğinin sırtını tırnaklıyor, babam amına kökledikçe bacakları yanda istemsizce sallanıp duruyordu…
“Aaahhh!” diye bir çığlık kopardı Esra abla, bağırarak, “Dayanamıyorummm… Geliyorumm!” diye kıvrandı ve hemen ardından bütün vücudu sarsılmaya başladı. Babamın altında zangır zangır titriyordu. Amının şişmiş ve kızarmış dudakları açılıp kapanıyor, içindeki yarağı sağıyor, kadınlık özünü veriyordu. Bu davete babam da daha fazla dayanamadı, “Ohhh, Esra, senin bu tatlı amcığına döllerimi boşaltacağım! Aaahhh!” deyip son bir kez daha amına var gücüyle yüklendi ve boşalmaya başladı. Sarsılmalar, kasılmalar, inlemeler beni de tekrar kendimden geçirmiş, ben de onlarla birlikte tekrar boşalmıştım.
Gitmeden son bir kez içeriye baktığımda ikisinin de suratında sarhoş bir gülümseme vardı. Birbirlerine sarılmış vaziyetteydiler. Esra ablanın amı açılmış, babamın kalın sikini vurdura vurdura cildini kızarttığı kaymak gibi amının hırpalanmış dudaklarının arasından döller süzülmeye başlamıştı. Tutkuyla öpüştüler. Babamın canavarı şimdi gevşek ve boşalmasına rağmen hortum gibi bacak arası boyunca uzanıyordu.
Sessizce çıkıp evimize gittim, odama geçtim. Uyumaya yakın da babam gelmişti, mutluydu, buna emindim.