Evde bakım başladıktan iki ay sonra Mehmet amca yeniden ayaklanmıştı. Tabii bu durum Esra ablanın sikicilerinin ayaklarının kesilmesini sağlamıştı. Hasta kontrolü adı altında sürekli Esra ablayı sikmeye gelen sikicileri artık gelemez olmuş, Sadık öğretmenin ise tayini çıkınca uzak bir şehre gitmişti. Babamsa işten güçten köye çok nadir uğrar olmuştu. Dediklerine göre babam kumar oynamaya da başlamıştı.

Ben ise Esra ablanın o güzel vücudundan asla gözümü alamıyordum. Bir punduna getirip Esra ablayı sikmek, o amının tadına ben de bakmak istiyordum. Ama Esra abla beni hiç umursamıyordu. Babam borçlarından dolayı bizim evi yine kiraya vermeyi kafaya koymuştu, ama kimseyi bulamadı. Sonunda çok ta istemeyerek köye gelen sezonluk inşaat işçilerine kiraya verdi. Mehmet amca bu duruma başta biraz itiraz etse de, işçiler yaz boyunca boş kaldıkça evin çatısını ücretsiz olarak onarmayı teklif edince kabul etmişti.

Üç kişilerdi. Boran abi ve Fikret abi yirmilli yaşların ortasında idiler. Usta ise Fazlı amcaydı ve kırklı yaşlardaydı. Üçü de yıllarca inşaatlarda çalışmaktan sırım gibi gibiydiler, kaslı ve geniş vücutları vardı. Akşamları işten gelince yemekten sonra Mehmet amcanın çatısını söküyorlardı.

Zamanla samimi oldular bizimkilerle, önce beraber çay içerken, artık akşam yemeğini de birlikte yemeye başlamıştık. Esra abla ise ciğer görmüş kedi gibiydi. Yine o orospuluk halleri üzerindeydi, sesli ve uzun kahkahalar atıyor, gidip geldikçe dar eteğinin altında çalkalanan götü, başında toplu duran eşarbının kapatmadığı boynundan eğildikçe gözüken o büyük göğüsleri adamları deli ediyordu. Ama adamlarda günlerdir bir hareket olmamıştı, sanırım Mehmet amcadan çekiniyorlardı. Mehmet amcaysa Esra ablayı sıkı sıkı tembihliyor, adamların başımıza bela olabileceğini söylüyordu. Ama Esra abla adamların ilgisini çekemedikçe daha da deliriyordu…

Nihayet Esra ablanın dört gözle beklediği gün, yani Mehmet amcanın rutin kontrol için hastaneye yatma vakti gelmişti. Şehirdeyken babam göz kulak olacaktı Mehmet amcaya. Ben Esra abla ve çocuklarla kalacaktım. Mehmet amca olacakları bilerek istemeye istemeye mecburen orospu karısını adamların içinde bırakıp gidecekti. Gitmeden de beni göz kulak olmam için sıkı sıkı tembihledi, sanki Esra ablanın sikilmesine mani olabilecekmişim gibi.

Sabah Mehmet amcayı uğurlarken Esra ablanın yüzünde güller açıyordu. Mehmet amcayı gönderir göndermez çocukları bana bırakıp kendini akşam için sikicilerine hazırlamaya başlamıştı bile. Önce güzel bir banyo yaptı, saatlerce banyoda kalmıştı. Artık beni hiç umursadığı yoktu ki, banyodan çırılçıplak çıktı. Sadece saçlarını kurulamak için elinde küçük bir havlu vardı. Sikim kazık gibi olmuştu. Çıplak vücudu parlıyordu adeta, amındaki ve koltuk altlarındaki bütün kılları yok etmiş, her yerini kaymak gibi yapmıştı. Saçlarını kuruladıktan sonra eline gül kokulu vücut losyonu gibi birşey aldı, memelerine sürdü, çok güzel kokuyordu.

Onu hayran gözlerle izlediğimi fark edince beni yanına çağırdı ve vücut losyonunu bana verip sırtını döndü. Omuzlarına, sırtına ve beline o güzel kokulu losyonu sürüyor, Esra ablanın bu akşam için sikicilerine hazırlanmasına yardım ediyordum resmen. Akşam işçiler geldiğinde Esra abla bir içim su olmuştu. Hafif bir makyaj ve ince, içi gözüken bir tayt giymişti, üzerine de beyaz, göğüs bölgesi bol bir penye giymişti. Altında sütyen de yoktu, külot da yoktu. Boncuk boncuk duran meme uçları ve etli am dudakları ile kabarmış amı kabak gibi belli oluyordu. Başında ise evdeyken giydiği renkli bonelerden vardı…

Esra abla artık o alıştığım ve her sikicisine yaptığı, adeta çiftleşme dönemi gelmiş dişi bir hayvan gibi, işçilere her yerini sergileye sergileye güzel bir akşam yemeği masası hazırladı. Yemekten sonra işçiler Mehmet amcanın çatısında çalışmak için müsade isteyince, Esra abla kırıtarak, “Fazlı abi bugün boşverin çalışmayı, salona geçin oturun, ben size güzel bir çilingir sofrası hazırlayayım!” dedi. Onların zaten canına minnetti, Boran abiyle Fikret abi de bu teklife epey sevinmişti.

Biraz sonra Esra abla birbirinden güzel mezeler ve Mehmet amcanın yerini bile unuttuğu rakısıyla donatmıştı sofrayı. Alkol adamların üzerinde Esra ablanın istediği etkiyi sağlamıştı. Önlerindeki çadırları her geçen dakika daha da belirginleşiyordu, gözleri sürekli Esra ablanın üzerindeydi. Esra ablaysa sürekli bir bahane bulup götünü kıvırta kıvırta mutfağa gidiyor, adamlara güzel bir şov sunuyordu. Geri gelince ise kah adamların önlerinde eğilip iri göğüslerini uçlarına kadar izletiyor, kah dizlerini bükmeden domalıp ince taytın altındaki istekle kabarmış külotsuz amını sergiliyordu.

Tayt o kadar inceydi ki, sanki külotlu çorap giymiş izlenimi veriyordu, amının en ince kıvrımlarına kadar çok rahat bir şekilde belli oluyordu. Bu durum adamları daha da azdırıyor, ara sıra ağızlarından istemsiz iniltiler kaçıyordu. Vakit ilerledikçe odadaki şehvet yüklü koku herkesi ele geçirmiş, adamların gözleri sinirden kızarmış, yerlerinde duramaz olmuşlardı. Pantolonları artık onları rahatsız ediyor, siklerini özgürlüğe kavuşturmak ister bir halleri vardı.

Esra abla da ipin ucunu çoktan kaçırmıştı, eminim amı sırılsıklam olmuştu. Kolumdan tutup beni bir köşeye çekti ve uyuklayan çocukları da alıp odaya gitmemi söyledi. Dediğini yapıp çocukları odaya götürdüm ve yatırdım. Sonra kapı eşiğindeki yerimi aldım. O babamla başlayıp birçok erkekle devam eden ve başrolde sevgili Esra ablanın olduğu, benim de zevkin doruklarına çıkmamı sağlayan hoyratça sikişme sahnelerini özlemiştim. Ama içeriye bakabildiğimde, adamların, “Yenge biz kalkalım artık!” dediğini duydum. Esra abla hemen olaya el atıp, “Aaaa, hiç bir yere bırakmam, daha tatlımdan ikram edeceğim size, hele bir tatlımın tadına bakın müptelası olacaksınız!” diyerek adamları yerlerine oturttu…

Biraz sonra çikolatalı puding türünde tatlıları sırasıyla adamlara kırıta kırıta dağıttı. Boran abi iştahla tatlıyı yerken Esra ablanın hünerlerine methiyeler diziyordu ki, birden, “Tüh ya! Görüyor musun, üzerime döküldü!” dedi. Tam da pantolonun önüne, sikinin kurduğu çadırın üzerine dökülmüştü. Esra abla, “Birşey olmaz, ben silerim şimdi!” diyerek kıvırta kıvırta gidip mutfaktan ıslak bez alıp geldi. Boran abinin tam önüne eğilip çadırının üzerine dökülmüş çikolatayı parmağıyla alıp, yanda oturan Fikret abinin gözünün içine baka baka parmağını yaladı. Ardından kabarmış çadırı bezle silip, “Ay temiz olmadı bu, sen pantolonu çıkar, ben yıkarım hemen!” dedi.

Boran abi sinsi bir tebessümle birden ayağa kalkıp pantolonu çıkardı. Kalkmış siki boxeri yırtacak gibi duruyordu. Esra abla dudaklarını ısırarak, “Külotuna da geçmiş leke, istersen onu da çıkar!” diye mırıldandı. Boran abi bir çırpıda onu da çıkarınca özgürlüğüne kavuşan heybetli siki tüm ihtişamıyla Esra ablanın burnunun dibinde dikildi. Esra abla yutkunarak elini yavaşça uzatıp kavradı siki. Biraz sıvazladıktan sonra dudaklarını yaklaştırıp bir öpücük kondurdu sikin mantarı andıran başına ve film orda koptu, sikin başını ağzına alıp emmeye başladı…

Boran abi gözlerini kapatıp Esra ablanın başına attığı eli ile kafasını daha da bastırdı. Esra abla iştahla yalıyor, şapurtu sesleri geliyordu sürekli. Arada taşaklarını da yokluyor, sırayla öpücükler konduruyordu taşaklarına. Boran abi daha fazla dayanamadı ve koltuğa oturup Esra ablayı da elinden tutup kucağına çekti. Esra abla adamın dudaklarına iştahla yapıştı ve çok istekli öpüşmeye başladılar. Şapurtu sesleri salonda yankılanıyordu…

Biraz sonra Boran abi kendi üzerindeki tek kıyafet olan tişörtünü de çıkarıp tamamen çıplak kaldı. Ardından bir çırpıda Esra ablayı ayağa kaldırıp onun üzerindekileri de çıkardı. Esra abla da çırılçıplak kalmıştı. Amından bacaklarına sızmış sular salonun ışığında parlıyordu. Boran abinin siki baya büyük ve heybetli duruyordu, morarmış sikinin başında beliren minik zevk sıvıları vardı. Esra ablayı yere halının üzerine sırt üstü uzatıp altına aldı ve amına hizaladığı yarağıyla var gücüyle abandı. Esra abladan bir çığlık yükseldi, “Yavaş, yavaş!” diye yalvarıyordu adamın altında. Boran abiyse hiç umursamıyor, koca yarağın kalan kısmını da amına yerleştirmeye çabalıyordu.

O sırada çocukların odasından ses gelir gibi oldu ve ben kontrol etmek için odaya girdim. Büyük çocuk annesinin çığlık sesine uyanmıştı, “Annem niye bağırıyor?” diye sordu. Ben de, “Birşey yok, annenin beli ağrımış da ondan bağırdı, yat uyu hadi!” dedim. Halen Esra ablanın kesik kesik inleme sesleri geliyordu. Neyse ki çocuk geri hemen uyudu. Ben de yerime döndüğümde Boran abi Esra ablanın bacaklarını omzuna almış, altında iki büklüm olmuş Esra ablaya o koca yarağı köküne kadar sokup çıkarıyordu. Esra ablaysa kendinden geçmiş gibiydi, inlemekten sesi kısılmış vaziyetteydi ve gözleri kaymıştı…

Diğer ikisi ise olaya hiç karışmıyor, sanki aralarında anlaşmışlar gibi çıkardıkları siklerini sıvazlayarak sıralarını bekliyordu. Boran abi Esra ablayı domaltıp arkadan yeniden amını sikmeye başladı. Esra ablaysa yarak her geri çekildiğinde götünü arkaya veriyor, yarağı geri amının içine istiyordu. Çıkan ‘Şlap, şalap, şlap!’ sesleriyle birlikte Esra ablanın feryatları yine yükselmeye başlamıştı. Boran abi ise, “Iııhh, ooohhh!” haricinde başka birşey demiyor, Esra ablanın amına makine gibi girip çıkmaya devam ediyordu…

Bir süre sonra Boran abi birden Esra ablanın amından çıkıverdi. İkisi de nefes nefeseydi. Boran abinin kalın esmer siki Esra ablanın am sularıyla ıslanmış, parlıyor, etrafındaki damarlar belli oluyordu, başı işe mosmor olmuştu. Esra ablayı tekrar sırt üstü yatırdı ve yarağını amına tek hamlede dibine kadar geçirdi. Esra abladan yine derin bir inleme sesi yükseldi. Esra abla da adım adım orgazm olmaya yaklaşıyordu, vücudu yine terden ve sikilmekten kızarmıştı. Boran abi hiç olmadığı kadar hızlanmış, ağzından küçük homurtular kaçırıyordu…

Esra abla daha fazla dayanamadı ve bütün vücudunu elektrik çarpmış gibi titreyip kasılmaya başladı. Üzerinde gidip gelmekte olan Boran abiye var gücüyle sarılıp onu içine hapsetmeye çalışıyordu. Zaten kendini kasarak boşalmasını geciktirmeye çabalayan Boran abi de daha fazla dayanamadı ve son bir kez dibine kadar geçirip sarsılmaya, naralar eşliğinde Esra ablanın amının derinliklerine döllerini boşaltmaya başladı. Esra abla kolları ve bacaklarıyla sarıp sarmaladığı adamın altında zevkle inliyor, amının içindeki yarağı resmen sağıyordu…

Boran abi bir iki dakika boyunca kasılıp homurdanarak tüm döllerini Esra ablanın amının derinlerine bıraktı. Biraz öylece bekledikten sonra Boran abi doğrulup yumuşamaya başlamış sikini Esra ablanın kenarlarından döllerinin süzüldüğü amından ‘Flop!’ diye çekip çıkardı. Esra ablanın vücudu halen kesik kesik seyiriyordu…

Bu arada Fazlı amca ve Fikret abi de çoktan soyunmuş ve Esra ablanın etrafını sarmışlardı. Fikret abinin sikinin etrafı kıllarla kaplıydı, taşakları kıldan gözükmüyordu. Gerçi üçünün siki de kıllıydı, ama Fikret abinin kılları özenle bıraktığı belliydi. Koca sik, ormandaki bodur otların arasından fırlayan kalın bir ağaca benziyordu.

Boran abiden boşalan yeri Fikret abi hızlıca aldı. Sikilmekten vıcık vıcık olmuş Esra ablanın amının etrafında yarağını gezdiriyor, dışarıya taşmış dölleri önce bir güzel sikine buluyor, sonra da bütün apış arasına yayıyordu. Biraz sonra hedefini bulmuş, yarağının başını amının girişine hizalamıştı. Belini yavaşça indirerek yarağını milim milim Esra ablanın amını gere gere yerleştirdi ve ritmik bir şekilde sokup çıkarmaya başladı…

Odadaki sessizlik yerini yeniden Esra ablanın zevk çığlıklarına ve Fikret abinin iniltilerine bırakmıştı. Fazlı amca da Esra ablanın baş ucuna gelmiş, dizlerinin üstünde doğrulmuştu. Hatırı sayılır büyüklükteki sikini dibinden tutmuş, Esra ablanın yüzünün önünde sallıyor, sikiyle zaman zaman gözlerine, burnuna, yanaklarına hafif hafif vuruyordu. Esra abla ise ağzını açmış ağzına almayı bekliyordu. Fazlı amca sikinin başını dudaklarının arasına soktuğunda da Esra abla hırsla emmeye başladı. Bu kadın her erkeği mutlu etmeyi biliyordu. Fazlı amca gözleri kısık bir halde kendini Esra ablanın hamarat ağzına ve diline bırakmıştı…

Fikret abinin vücudu ise ter içindeydi, amını sikerken Esra ablanın göğüslerini okşuyor, göğüs uçlarına öpücükler konduruyordu. Kasıkları ise bir bataklığa dönmüştü. Boran abinin dölleri, Esra ablanın ve Fikret abinin zevk sıvıları ve teriyle birleşmiş, ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesler geliyordu. Kıllı taşakları tamamen su içinde kalmıştı, her geriye çekilişinde birkaç damla etrafa yayılıyordu. Fikret abi her seferinde hırsla dibine kadar geçirip bir iki saniye duruyor, sonra yeniden hızla çekip bütün gücüyle yükleniyordu…

Esra abla yine zirveye ulaşmak üzereydi, ağzındaki Fazlı amcanın sikini bir mengene gibi kapmıştı, boğuklaşan iniltileri sıklaşmıştı. Siki emerken taşaklarını da avuçlaması, Fazlı amcanın derin bir iniltiyle birlikte döllerini Esra ablanın ağzına boşaltmasına sebep oldu. Büyük iştahla bütün dölleri midesine indirdi Esra abla. Fazlı amca son kez inmeye başlayan ama halen heybetli duran sikiyle Esra ablanın kızarmış yanağına bir şaplak attı ve mutlu bir yüz ifadesiyle geri cekildi. Bunu fırsat bilen Fikret abiyse Esra ablanın bacaklarını omzuna aldı, Esra ablayı tamamen altına alıp hızlı hızlı sikmeye başladı…

Sikilmekten ve terden kıpkırmızı olmuştu Esra ablanın amı ve bu ritme daha fazla dayanamadı, büyük bir çığlık atarak daha önce hiç görmediğim şekilde kasıldı. Bacakları titriyordu. Fikret abiyi de hışımla üzerinden itti. Müthiş bir manzaraydı, zevkten kendinden geçmiş, bütün vücudu zangır zangır titriyordu. Büyük bir ihtişamla orgazm olan Esra abla ve onu sikmekten nefes nefese kalmış, sinirden kızarmış teni ve gözleriyle onu izleyen Fikret abi. Pornolara taş çıkartır bir manzaraydı…

Biraz sonra Esra abla sakinleşmişti. Fikret abi ellerinden tutup kendi üzerine çekti ve bir kule gibi dikilmiş sikinin üzerine oturttu Esra ablayı. Hiç zorlanmadan dibine kadar almıştı Esra abla. Fikret abi iyice gerilen kasları ve artık kasıklarına ağrı veren döl yükü sebebiyle, alttan hırsla amına pompalıyor ve belini sıkıca tuttup sabitlediği Esra ablanın hareket etmesine izin vermiyordu. Koca sik köküne kadar amına girip çıkıyor, kıllarla kaplı taşakları Esra ablanın götünün küçük deliğine değiyordu. Bu durum Esra ablayı sanki daha bir tahrik ediyordu. Kısık bir sesle, “Dayan lütfen, seninle birlikte tekrar gelmek istiyorum, oooh… aaaah….” diyerek Fikret abiyi gazlıyordu.

Fikret abi de, “Orospuuu! Fındık gibi amcığını döl ile dolduracağımmmm!” diyerek karşılık verdi. Üzerinden kaldırdı ve karnının altına kanepenin yastıklarını koyup Esra ablayı üzerine domalttı. Bu pozisyonda kabak gibi açılmıştı amı. Fikret abi yaklaşıp koca sikinin başıyla biraz ileri geri yaptı ve zevkten istekle açılıp kapanan amının girişine hizalayıp yeniden yüklendi. Kendisini de Esra ablanın üzerine bırakarak, yavaş ve ritimli bir şekilde girip çıkıyordu. Sanırım fikret abi Esra ablanın isteğini yerine getirip onunla birlikte boşalmak istiyordu. Kaslı erkek bedeninin altında zevk sarhoşu olmuş Esra ablaysa yavaş ritimle ezile ezile sikiliyor, amına girip çıkan sikin tadını çıkarıyordu. Esra abla bazen kafasını yana döndürüp, yanağına ve omzuna öpücükler konduran Fikret abiyle ateşli bir şekilde öpüşüyordu…

Nerdeyse yarım saattir sikiyordu Fikret abi Esra ablayı. Yeniden artan bir ritme kendilerini kaptırmaya başladılar. Fikret abi gittikçe hızlanıyordu. Amının her dibine geçirişinde Esra ablanın götünün yanaklarını ezip hamur yoğuruyor gibi sağa sola gezdiriyordu vücudunu. Bu sayede hem boşalmasını geciktiriyor, hem de Esra ablayı delirtiyordu. Nitekim bu zevk fırtınasına daha fazla dayanamayan Esra abla Fikret abiden güçlükle kurtardığı dudaklarıyla, “Geliyorum, oooh, geliyorum erkeğimmmm!” diye inledi.

Adeta freni patlamış kamyona dönüşen Fikret abi bütün gece beklediği ana ulaşmıştı. Hiç olmadığı kadar hızlanmış, deli gibi sikiyordu Esra ablanın amını. Çıkan sesler bahçeden bile duyulacak kadar yüksekti. Esra abla da bütün kontrolünü kaybetmişti. Fikret abi yarağı amına gömdükçe Esra abladan yükselen feryatlar, zevk inlemeleri bütün evi dolaşıyordu. Nitekim vücudu şiddetle sarsılmaya başladı Esra ablanın, büyük bir çığlık attı sonunda. Fikret abi de ayı gibi homurtular çıkarmaya başladı. Altında zevkten çırpınan kadına kenetlenmiş ve amının derinliklerine döllerini bırakıyordu artık. Alışık olduğumdan çok daha uzun sürdü bu manzara, Fikret abi dakikalarca kasılmış, daha önce hiç görmediğim kadar çok boşalmıştı…

Az sonra sakinleşip geri çekildiğinde taşaklarındaki kılların Esra ablanın amından taşan döllerle beyaza bulandığını fark ettim. Esra ablanınsa orgazm zevkinden titreyen amından halen Fikret abinin dölleri süzülüyordu. Fikret abinin yüzü yumuşamış, rahatlamıştı, kendini geriye atıp sakinleşmeye çalışıyordu. Siki de yumuşamış, arada zevk titremeleri devam ediyor, kalan birkaç damla döl süzülüyordu.

Tam o sırada odadan küçük çocuğun ağlama sesi duyuldu. Onlar da duymuştu. Ben aceleyle odaya girdim ve çocuğun yeniden uyumasını sağladım. Ama Esra abla çocuğa bakmaya gelmemişti. Az sonra dış kapının açılıp kapanma sesini duydum. Biraz bekleyip tekrar içeriye bakabildiğimde Esra abla halının üzerinde yalnız başına sırt üstü yattığını gördüm, gözleri kapalıydı. Banyodan da ses gelmiyordu, anlaşılan adamlar gitmişti.

Fırsat bu fırsat diyerek çırıl çıplak soyundum ve kazık gibi olmuş sikimle yarı baygın yatan Esra ablanın yanına sokuldum. Gözlerini açıp beni ve çıplaklığımı fark edince gülümsedi. Sonra da, “Beni sikmek mi istiyorsun?” dedi vıcık vıcık olmuş amıyla oynayarak. Heyecanla (Evet!) anlamında kafamı salladım. Gülümseyerek parmaklarındaki ıslaklığı gösterip, “Ama önce yalayıp temizlemen lazım!” dedi ve bacaklarını ayırdı. Bu benim için gurur kırıcı bir şarttı, ama kendimi kaybetmiştim, ne dese yapacaktım. Hiç itiraz edemedim ve saatlerdir sikilmekten vıcık vıcık olmuş, iki erkeğin dölleriyle dolu amına dudaklarımı dayadım ve yavaş yavaş yalamaya başladım…

Hafif tuzlu, garip bir tat vardı, ama beklediğim kadar kötü değildi. Uzaktan gördüğümden de beter boşalmıştı Fikret abi. Biraz sonra kısık iniltiler çıkaran Esra abla, “Dilini içime sok!” diye komut verdi. Dediğini yine ikiletmedim ve amının içine dilimi sokup çıkarmaya başladım. İçindeki döllerden dolayı ağzım, dilim, burnum, çenem ve yanaklarım ıslanmıştı. Esra abla da iyiden iyiye havaya girmiş, bacaklarıyla başımı sıkıştırıyor, amına daha da bastırıyordu…

Sonunda sabırsızlanıp saçımdan tutarak üzerine çekti. Eliyle tuttuğu sikimi amına yerleştirdi. Hayatımda ilk defa am sikecektim. Hırsla yüklendim, var gücümle sikmeye başladım. Fakat amı o kadar bol ve kaygandı ki, fazla dayanamayıp çabucak boşaldım ve üzerinden kalktım. Esra ablanın hayal kırıklığıyla, “Bu kadarcık mıydı?” demesi moralimi bozmuştu. Ayrıca onu siken erkeklerin dölleriyle dolu amını bana yalattırmış olması da gururumu kırmıştı, ama belli etmedim ve birşey söylemeden gidip uyudum…

Esra abla ertesi sabah erkenden yanıma gelip beni uyandırdı, ilçeye gidip eczaneden ‘Ertesi gün hapı’ almam için bana dil dökmeye başladı. İşte intikamımı alma fırsatı çıkmıştı. “Tamam!” deyip dolmuşla ilçeye gittim. Ama eczaneye bile uğramadım, parkta gezdim dolaştım, öğleye doğru da geri köye döndüm. Eve geldiğimde çocukların bahçede oynadığını gördüm. Esra ablayı sorduğumda, Fazlı amcayla içeride çok önemli birşey konuştuklarını, içeri girmemelerini sıkı sıkı tembihlediğini söyledi büyük çocuk. Bu kadın gerçekten tam bir orospuydu. Anlaşılan Fazlı amca da dün akşam sikemediği Esra ablanın hasretine daha fazla dayanamayıp işi diğerlerine bırakıp sikmeye gelmişti.

Çocuklara çaktırmadan evin arkasında bulunan ve genelde açık olan mutfak penceresinden içeri süzüldüm. Salonda kimse yoktu. Sessiz adımlarla Esra ablanın yatak odasına yanaştım. İçerden inleme sesleri geliyordu. Oda kapıları zaten eski olduğu için tam kapanmıyordu. İçeriye baktığımda Esra ablayı yatağın kenarına domalmış halde sikilirken gördüm. Uzun eteği beline kadar toplanmış, kırmızı külotuysa diz kapaklarına inmişti. Üzerindeki gömleğin düğmeleri açılmış, Fazlı amca her yüklendiğinde göğüsleri sallanıyordu. İkisi de nefes nefeseydi…

Esra abla, “Ohhh… Fazlı… Harika…” diyerek inliyor, başını sağa sola çevirip dudaklarını ısırıyordu. Şehvet dolu, göz kapakları yarıya inmiş buğulu gözleriyle zevki iliklerine kadar yaşadığı anlaşılıyordu. Fazlı amca arkadan kenetlendiği Esra ablanın iri memelerini koca elleriyle avuçlayıp yoğurmaya başladı. Bir yandanda koca gövdesinin ağırlığıyla yüklenerek gidip geliyordu bunu yaparken. Biraz ileri geri, biraz sağa sola çeviriyordu belini. Kalın yarak Esra ablanın am dudakları arasında bir görünüyor, bir kayboluyordu. Her gömülüp çıkışında da Esra ablanın amından salgılanan zevk suları ihtiyar aygırın koca yarağını ve kıllı taşaklarını ıslatıyordu…

Esra abla sürekli kasılıyor, derin iniltiler kaçırıyordu ağzından. Narin bacakları Fazlı amcanın zevk yüklü salvolarına daha fazla dayanamadı ve yüz üstü yatağa bıraktı kendini. Tabii Fazlı amca da onunla birlikte bıraktı kendini, ikisi de boylu boyunca üst üste uzanmış, Fazlı amca ağır tempoyla Esra ablanın amını sikerken dolgun göt yanaklarını da eziyor, altında kıvrım kıvrım kıvrandırıyor, inim inim inletiyordu…

Dakikalarca sürdü bu. Sonunda Fazlı amca, “Geliyorum Esra… Boşalmak üzereyim. Çıkayım mı içinden?” dedi hırlayarak. Esra abla, “Hayır… Sakın… Ben de geliyorum. Erkeğim… Ohh… Beni de getir son defa… Aaahhh… İçime boşal… Bırakma… Lütfen… Ne olur…” diye yalvardı. Fazlı amca doğruldu ve Esra ablanın belinden tutup yeniden domalttı. Başı halen yatakta olan Esra ablanın bu pozisyonda amı kabak gibi açıktaydı, sulanmış ve sikilmekten kızarmış amı baştan çıkarıcı duruyordu.

Fazlı amca yatağın üzerine çıkıp, ayaktayken bir eliyle yatağın başlığından tutarak diğer eliyle damarları belirginleşmiş yarağın şişmiş başını Esra ablanın amına hizalayıp birden alçaldı ve hızla gidip gelmeye başladı. Bu pozisyonda daha derinlerine ulaşıyordu. Sanki taşaklarını da sokmak istercesine köklüyor, zevk hırıltıları çıkarıyordu. Fazlı amca son bir kez kökledi yarağını. Dibine kadar köklemişti. Esra ablanın gözleri kaydı bir anda ve “Aaahhhh…” diye bir feryat kopardı. Dişleri birbirine kenetlenmiş, dudakları bir çizgi halini almış, inme inmiş gibi kaldı Esra abla. Sadece bacaklarının içleri seyiriyordu. Bütün kaslarının kasıldığını görebiliyordum.

Fazlı amca ne kadar dölü varsa Esra ablanın kaymak gibi tertemiz traşlı amının diplerine boşaltıyordu. Ikınarak, kaktırarak, amını delip geçmek istercesine bastırarak boşalıyordu. İkisi de nefes nefese kalmış, ter içindeki vücutları parlıyordu. Sonunda sikini Esra ablanın amından çıkardı Fazlı amca. Sadece biraz inmişti sertliği, halen benimkinden büyük ve kalın görünüyordu boşalmış haliyle bile. Ucundan halen birkaç damla döl sızıyordu…

Fazlı amca yataktan indi ve Esra ablayı da ellerinden tutarak doğrulamasına yardım etti. Minnettar bir yüz ifadesiyle, “Daha önce hiç bu kadar güzel bir am sikmemiştim!” deyip öpücükler kondurdu yanağına. Esra abla utangaç bir genç kız gibi, “Ben de sana teşekkür ederim Fazlı!” dedi. Erkeğine baktı, o sikilmiş, hırpalanmış yüz ifadesiyle. Darmadağın olmuş eşarbından sarkan saçlarıyla sarıldı sımsıkı, dudaklarına yapıştı. Fazlı amca da Esra ablanın dudaklarına yumulmuş, vantuz gibi emiyordu…

Ben tam bitti diye düşünürken, üzerlerindeki birkaç parça kıyafetten de tamamen kurtulup çırıl çıplak sarmaş dolaş yatağa uzandılar. Fazlı amca Esra ablanın memelerini yoğuruyor, kabarmış meme uçlarını iştahla emiyordu. Esra ablaysa yavaş yavaş yeniden eski heybetini kazanan yarağı sıkı sıkı avuçlamış ileri geri yapıyordu. Tam o anda evin kapısı çaldı ve büyük çocuk dışardan seslendi, susamış. İkisinin de keyfi kaçmıştı. Esra abla istemeye istemeye kapıya bakmak için üzerine şeffaf sabahlığı geçirdiği anda ben de geldiğim gibi mutfak penceresinden kaçtım. Bir saat sonra Fazlı amca evden giderken ben bahçede çocuklarla oynuyordum. Esra abla yanıma gelip hapı sordu. Ben de, “Bütün eczanelere sordum, yokmuş. Sipariş verilirse bir haftada anca gelirmiş!” dedim. Esra ablanın morali bozulmuştu, “Tüh yaa!” dedi, ama yapacağı birşey yoktu…

O günden sonra işçiler Esra ablanın amını hiç boş bırakmadı. Tabii adamlar sikip yatmaya gidince bir de ben sikiyordum Esra ablayı. Ama önce sikilmiş ve içi döl dolu amını yalatıyordu bana, başka türlü sikmeme izin vermiyordu. İlk başlarda çok onur kırıcı bulduysam da zamanla alıştım bu duruma. Ayrıca artık sikerken daha uzun süre dayanabiliyordum…

Mehmet amca gelene kadar adamların çatıya hiç dokunma fırsatları olmadı. Mehmet amca geldikten sonra da bir süre durulsalar da, orospu Esra abla yine durmadı ve ne yapıp edip her fırsatta adamların altına yatmaya devam etti. Yaz sezonu biterken çatının işi halen bitmemişti. Yarı sökülmüş çatının üzerine bir branda gerip seneye sözleşip memleketlerine gittiklerinde Esra abla da yükünü almış, karnı şişmeye başlamıştı 🙂