O yaz babam beni de kaçak yolla yanına aldırdı. Fakat oradaki koşulları görünce hayal kırıklığına uğramıştım. Yurt dışında kaçak olarak yaşamanın hiçbir cazip tarafı yoktu benim için. Kaçak olduğunuz için her an yakalanıp sınır dışı edilme korkusuyla yaşıyor, çok kötü koşullarda barınıyor, ne iş verirlerse yapıyordunuz. İş derken de, genelde tarlalarda yakıcı güneşin altında sebze toplama ve inşaatlarda amelelik yapmaktan bahsediyorum…
Aradan yaklaşık bir sene geçmişti ki, babam yurt dışında da yapamayacağını anlayıp tekrar memlekete dönmemize karar verdi. Tabii bunda biricik sevgilisi Esra ablanın da büyük payı vardı, bence onun o kaymak gibi vücudunu her erkek özlerdi…
Türkiye’ye döndüğümüzde temmuz başıydı. Okullar kapanmış, yaz tatilinde Sadık öğretmen memleketine gitmişti. Biz de tekrar evimize yerleştik. Esra abla ve Mehmet amca bizi büyük bir sevinçle karşılamışlardı. Biz yurt dışındayken Esra abla ikinci çocuğunu da çoktan doğurmuştu. Babam bu çocuğun babasını da Mehmet amca sanıyordu. Ama gerçek başkaydı, biricik kaçamağı Esra abla babama da boynuzu takmıştı. Ama şimdi ortada Sadık öğretmen falan yoktu.
Esra abla kızgınlık dönemi gelmiş dişiler gibi yine babama kur yapıyor, adamcağızı delirtiyordu. Esra abla artık Mehmet amcayı hiç takmaz olmuştu. Öyle ki artık bizim yanımızda başını kapatmıyor, “Onlar yabancı mı canım!” deyip kestirip atıyordu. Eteklerin boyu da diz üstüne kadar kısalıyordu, tabii göğüs dekolteli bluzlar da işin son noktasıydı. Esra abla artık yurt dışındaki kadınlar gibiydi…
Sikişmek için yine içkili hafta sonu gecesini beklerler diye düşünüyordum. Ama daha geldiğimizin ikinci gecesi sikiştiler. O gece geç saatte odamda telefonumda oyun oynarken bizim evin kapısının açıldığını duydum. Ardından da Esra ablanın sesi geldi, dayanamamıştı yaraksızlığa anlaşılan. Direkt babamın yatak odasına girdiklerini duydum. Ben odamda biraz bekleyip sessizce çıktım, babamın yatak odası kapısının önünde yerimi aldım. Ben de özlemiştim Esra ablanın o güzel vücudunu, sikildikçe kızaran tenini, zevkten titreyen kaslarını, zevk çığlıklarını.
Anahtar deliğinden baktığımda ikisi de giyinikti daha. Babam aceleyle pantolonu diz kapağına kadar indirmiş ve Esra ablanın ağzına vermişti yarağını. Şapurtu sesleri, babamın yarağına öpücükler, inleme sesleri… Esra abla sanırım gerçekten özlemişti babamın yarağını. Daha önce hiç yapmadığı şekilde babamın taşaklarını yalıyor, sakso çekerken de ağzını bir am gibi kullanıyordu. Anlaşılan Sadık öğretmen Esra ablayı kendi özel oruspusu yapmış, ona seks konusunda hayal edemeyeceği deneyimler yaşatmıştı. Tabii babamın da keyfi yerindeydi, zevk hırıltılarıyla birlikte Esra ablanın ağzını sikiyordu…
Babamın boşalmak üzere olduğunu anlayan Esra abla saksoya son verip ayağa kalktı. Ayakta dudakları birleşti, Esra abla çok ateşli öpüşüyordu, babamın dudaklarını vantuz gibi emiyor, ısırıyor, babamı çileden çıkarıyordu. Güçlükle dudaklarını kurtaran babam, “Yavrum böyle sakso çekmeyi, böyle öpüşmeyi nerden öğrendin?” dedi. Esra abla o bilindik orospu kahkahasını atıp, “Eee, sen beni bir başıma bırak git, yanı başıma da insan azmanı Sadık öğretmeni koy, sonra dayan dayanabilirsen Esra!” dedi. Babam da, “Vay oruspu vay!” diye hırladı ve “Bizim Sadık öğretmene bak sen! Yoksa ikinci bebek ondan mı?” diye sordu.
Esra abla pis bir gülüş attı ve “Hadi sik beni erkeğim, hadiii!” diye gazladı babamı. Babam sanki duyduklarından dolayı daha da azgınlaşmıştı, bir çırpıda üzerindeki elbiselerden kurtuldu. Esra ablanın üzerindekileri de adeta yırtarak çıkardı ve onu altına alıp hayvan gibi sikmeye başladı. Esra abla, “Ooooh, çok özlemişim içimin yarılmasını, oooh, sok, daha hızlı aşkım, hadi!” diye inliyordu. Babamsa yurt dışına gitmeden önce yarağını zar zor alan kadının şimdi, “Daha hızlı!” diye feryat etmesine kayıtsız kalmayıp, “Ooof, oruspu, demek Sadığa siktirdin kendini ha? Söyle, büyük müydü siki? İyi sikiyor muydu?” diye naralar atıp hırsla köklüyordu…
Esra ablanın zevkten gözleri kaymış, babam amına her köklediğinde sadece, “Ohhhh!” diye inliyordu. Babam köklemeyi bırakıp sorduğu soruları tekrarladı. Esra abla da, “Büyüktü aşkım, çok büyüktü! Nasıl siktiğini tarif edemem, kendi gözlerinle görmen lazım!” dedi ve babamın boynuna sarılıp, “Hadi aşkım beni kucağına al, ayakta sik beni!” dedi. Zavallı babam seksin kontrolünü kaybetmişti, Esra ablanın dediğini yapıp kucağına aldı, onu ayakta sikmeye başladı…
Esra abla bu pozisyonda adeta kendini kaybetmiş, ahtapot gibi babama sarılıp zevk çığlıkları atıyordu. Teni sikilmekten kızarmış ve terlemişti. Babamın koca yarağı amına her girdiğinde, “Oooh, uuuvv, sik aşkım!” diye söyleniyordu. Bu pozisyonda sikilmek amını iyice sulandırmış olmalı ki, şakırtı sesleri odanın içinde yankılanıyordu. Babam da çok zevk alıyordu kucağındaki sekse aç kadını sikmekten…
Babam sikerken bir ara, “Söyle yavrum, ben mi iyi sikiyorum, Sadık mı?” deyince, Esra abla, “Madem Sadığın nasıl siktiğini bu kadar çok merak ediyorsun, ilk fırsatta siktireyim de izle bari!” dedi. Babam da, “Demek benim yanımda Sadığa siktirmek istiyorsun? Oldu olacak seni Sadık’la birlikte sikelim, orospu!” dedi. Esra abla anlaşılan zevkin doruklarına ulaşıyordu, “Sikin beni, ikiniz birlikte sikin beni, yaraksız bırakmayın bir daha, oooohhh geliyorum erkeğim…” deyip ince bir çığlık attı ve babama daha da sıkı bir şekilde sarılıp kasılmaya başladı. Babam da kucağında elektrik çarpmış gibi kasılan dişisine homurtular çıkararak eşlik etti ve son bir kez dibine köklediği amına boşalmaya başladı…
Babam da daha fazla ayakta duramayıp Esra ablayla birlikte yatağa düştüler. Halen kasılıyorlardı. Babam içinden çıkmamış, kalan son damla dölü bile ziyan etmemek için iyice bastırarak Esra ablanın amına boşalıyordu. Bir süre sonra duruldular. Babamın altında nefessiz kalan Esra abla güçlükle kendini kurtarıp derin bir nefes aldı ve “Bebeler uyanmadan gideyim!” diyerek giyinmeye başladı. Ben tabii hemen sessizce odama tüydüm. Onları izlerken iki kere küloduma boşalmış ve rahatlamıştım, kendimi güzel bir uykunun kollarına bıraktım. İlerleyen günlerde Esra ablayla babam her fırsatta sikiştiler. Tabii Esra ablanın o şen şakrak hali geri gelmiş, hepimiz mutluyduk…
Yazın sonuna doğru Mehmet amcanın azan romatizmaları için doktoru onun bir kaplıcaya gitmesinin iyi olacağını söyledi. Sadık öğretmenin memleketi kaplıcalarıyla ünlüydü, sürekli anlatırdı bizimle kaldığı zamanlar. Mehmet amca telefon açıp durumu anlatınca Sadık öğretmen sevinçle kabul etti. Eminim asıl sevinci Esra’sına tekrar kavuşacak olmasıydı. Ama sürpriz olarak ben ve babam da gidiyorduk, Mehmet amcanın otobüse inip binmesine yardımcı olmak için ve gerekirse bebeklerle ilgilenmek için…
Çok merak ediyordum, Esra ablanın iki sikicisi karşılaşınca aralarında nasıl bir muhabbet olacaktı diye. Neyse ki iki erkek hiç tahmin etmediğim kadar iyi anlaştı, sonuçta ikisi de aynı amı tohumlamıştı. Bu benim içimi rahatlatmıştı ve ikisinin birlikte Esra ablayı sikeceği günü merakla beklemeye, kafamda hayaller kurmaya başlamıştım…
Sadık öğretmenin güzel bir evi vardı, iki katlı dubleks. Önceden annesi ile yaşarmış, ama annesi vefat edince tek başına kalmış. Üst katı bize ayırmıştı ve akşam için mükellef bir sofra hazırlamak için bütün alışverişi yapmıştı. Anlaşılan o da bir an evvel Esra ablayı sikmenin derdindeydi. Esra abla götünü sıkıca saran beyaz ince bir etek ve dar bir penye giymişti, başında da gri beyaz ince çizgileri olan bir eşarp vardı, yine bütün sexyliği üzerindeydi. Evi hemen kendi evi gibi benimsemiş, erkeklerine mükellef bir sofra hazırlamıştı. Tabii bu arada şovunu yapmış, o dolgun götünü hepimize sergilemişti…
Sadık öğretmenin Esra ablaya yardım bahanesiyle birkaç kez mutfağa girip çıkması, fısıldaşıp konuşmaları ve elleşmeleri gözümden kaçmamıştı. Anladığım kadarıyla Esra abla üçlü sikişme isteğini anlatmıştı ve Sadık öğretmen bu durumdan memnundu. Babam da halinden memnundu, önündeki çadır bunu belli ediyordu. Yemekler yendi, içkiler içildi, yine kafalar güzelleşti. Esra abla çocukları uyutup geldiğinde artık herşey hazırdı. Yarın erkenden kaplıcaya gitmek için sözleşildi. Mehmet amca ve ben yukarıdaki yatak odalarına çıkarken, aşağıda kalan herkesin bir bahanesi vardı. Esra abla ortalığı toplayacaktı, babam ona yardım edecekti ve Sadık öğretmenin odası zaten aşağıdaydı. Ama Mehmet amcayla adımız gibi biliyorduk ki, iki erkek de sabaha kadar Esra ablayı evire çevire sikecekti…
Mehmet amcanın yatağa girmesine yardımcı oldum. Sonra merdivenlerin olduğu koridorun ışığını açmadan sessizce tekrar alt kata doğru indim. Merdiven sahanlığına geldiğimde aşağıdaki manzara inanılmazdı! Babam oturduğu koltukta pantolonunun önünü açmış, sikini sıvazlayarak Esra ablayla Sadık öğretmeni izliyordu. Sadık öğretmen Esra ablanın oturduğu koltuğun önünde yere diz çökmüş, Esra ablanın bacağının iç taraflarını okşuyordu. Esra ablanın eteği beline kadar toplanmıştı. Altında külot yoktu. Bacaklarını iyice birbirinden ayırdığında, Esra abla koltukta biraz daha öne kayıp, götünü iyice kenara getirdi. Sadık öğretmenin yüzü Esra ablanın amına gömülüverdi. “Ohhhhh!” diye inledi Esra abla, ayaklarının yerden kesildiğini ve havalanıp Sadık öğretmenin omuzlarına yerleştiğini gördüm. Daha iyi yalanmak için kendini tabak gibi açmıştı şimdi…
Esra abla bir elini uzatıp parmaklarını erkeğinin saçları arasına geçirirken, öbür eli de memelerini okşamaya başlamıştı. Az sonra Esra abla çırpınmaya başlamıştı. Sadık öğretmen dilini çok ustaca kullanıyor olmalıydı. Sonra Sadık öğretmenin durduğunu ve yüzünü Esra ablanın bacakları arasından çıkardığını gördüm. Birden ayağa kalktı ve pantolonunu çözmeye başladı. Akıl almayacak kadar kısa bir süre sonra belden aşağısı çıplak kalmıştı. Yine tüm ihtişamıyla yarağı kendini sergiliyordu. Tıpkı sahibinin bacakları gibi, koca yarağın da neredeyse her tarafı kıllarla kaplıydı. Esra ablanın gözleri de o noktada kilitlenip kalmıştı sanki.
Yeniden Esra ablaya sokuldu ve bacaklarını dizlerinin arkalarından tutarak kaldırdı, sonra da göğsüne doğru bastırıp, onu adeta ikiye katladı. Kendi de dizlerini biraz büküp iyice sokuldu ona. Yarağı, az sonra içine gireceği o güzelim amın dudaklarına sürtünmeye başlamıştı bile. Birden Esra ablanın elini uzattığını ve parmaklarını haşmetli yarağın çevresine doladığını gördüm. “Hadi sok artık ne olursun!” dedi Esra abla yalvaran bir sesle, “Sok hadi!” diye inledi. Sadık öğretmen, “Sikilmek mi istiyorsun?” dedi. Esra abla, “Evet, sikilmek istiyorum! Hadi sok ne olursun!” deyince, birden dibine kadar geçirdi Sadık öğretmen.
Koltukta neredeyse ikiye katladığı Esra ablanın üstüne çökmüş, onu altına alıp ezmişti. Sonra pompalamaya başladı. Tam bir fırlamaydı doğrusu. Sadık öğretmenin o kocaman sikinin Esra ablanın daracık amına girip çıkışını en ince ayrıntısına kadar görüyordum. Esra ablanın amının dudakları içindeki sikin çevresine sımsıkı sarılmıştı. Uzun ve sert hareketle sikiyordu Sadık öğretmen. Geri çekildiğinde siki neredeyse ucuna kadar çıkıyor, sonra bir hamlede dibine kadar geçiriyor ve taşakları Esra ablanın o güzelim götüne yapışıyordu. Hızını giderek artırıyor, Esra ablayı vahşice sikiyordu. Anlaşılan epey bir özlemini çekmişti Esra ablanın…
Esra ablanın yüzü iyice çarpılmıştı artık, duyduğu zevk onu kendinden geçirmişti sanki. İki eliyle Sadık öğretmenin bacaklarını göğsüne doğru bastıran ellerini bileklerinden kavramıştı. Beli kıvranıyor, içine girip çıkan sikin altında adeta dans ediyordu. İnlemeleri artık küçük birer çığlığa dönüşmüştü. Esra ablanın orgazm olmak üzere olduğunu, Sadık öğretmenin de boşalmak üzere olduğunu görebiliyordum. Aylardır kadınsızlıktan kuduran Sadık öğretmen daha fazla dayanamadı, önce ağzından ulumaya benzer bir ses çıktı, bir anda dibine kadar geçirdi ve boşalmaya başladı…
Boşalırken titrediğini görüyordum. Bu titremeler tıpkı bir elektrik akımı gibi Esra ablaya da geçiverdi. O ikiye katlanmış haliyle Esra abla da koltukta çırpınıyordu. Eli yüzü ter içinde, zevkten kızarmış teni, başına toplanmış eşarbıyla çok sexy gözüküyordu. İkisi de aynı anda gelmişti. Ben de onlara eşlik etmiş, küloduma boşalmıştım. Babamsa köşedeki koltukta, sıvazlamaktan kıpkırmızı olmuş sikiyle halen onları izliyordu…
Boşalması bitince Sadık öğretmen geri çekildi ve Esra ablanın amından döller süzülmeye başladı. Bu manzaraya daha fazla dayanamayan babam da hemen Sadık öğretmenden boşalan yere geçip yeni döllenmiş amın içinde gidip gelmeye başladı. Babam şakırtılar eşliğinde hırsla sikerken, Esra ablanın amının etrafından halen biraz önce boşalan Sadık öğretmenin dölleri süzülüyordu. Nitekim babam da çok uzun süre dayanamadı ve o da homurtular eşliğinde Esra ablanın amının içine boşaldı…
Ben tabii merdiven sahanlığında yakalanmamak için hemen sessizce yukarıya çıktım. Arada sırada sesszice tekrar merdiven sahanlığına gelip bakıyordum. İlerleyen saatlerde iki erkek türlü pozisyonda siktiler Esra ablayı. Daha önce Esra ablanın götünü hiç sikmeyen babam o gece doya doya Esra ablayı götünden sikti. Esra ablaysa sabaha kadar bazen tost olup iki erkeğin arasında kaldı, bazen de sırayla erkeklerini mutlu etti…
Sabah kahvaltıda babam gibi Sadık öğretmen de çok yorgundu, sanki hasta olan Mehmet amca değil, onlardı. Nitekim Esra abla geçirdiği zevk dolu gecenin sabahında yine şen şakrak yüzünde güller açıyordu. Yorgunluktan kendine gelemeyen babam ve Sadık öğretmen evde kalıp çocuklara bakma görevini üstlendiler. Esra abla, ben ve Mehmet amca gidecektik kaplıcaya…
Taksiyle kaplıcaya vardığımızda saat 10’a geliyordu. Kapıdaki görevli, erkekler ve bayanlar karışık ve sadece bayanlara özel iki bölüm olduğunu söyledi. Mecburen Esra abla da Mehmet amcaya yardım için karışık bölüme girecekti. Görevli, elbiseyle girmenin yasak olduğunu, mayo veya bikiniyle giridiğini söyledi. Esra abla utana sıkıla altında mayo veya bikinisin olmadığını söyledi. Bunun üzerine görevli böyle durumlar için ellerinde bikini bulunduğunu söyledi. Esra abla Mehmet amcaya soran gözlerle bakarak, “İstersen dönelim, yarın erkeklerle gelirsin?” dedi. Mehmet amcanın çok ta umrunda değildi doğrusu, ne de olsa karısı daha dün gece iki erkeğin koynunda sabahlamıştı. Biz kaplıcaya geçerken Esra abla görevlinin verdiği bikini ile kabinin yolunu tutmuştu…
Kaplıca çok büyüktü, saunalar, iki tane olimpik havuz, bir tane küçük havuz, 3 tane de çamur havuzu vardı. İçerisi erkek deryasıydı resmen, sadece birkaç tane yaşlı kadın vardı. Biraz sonra taze vücuduyla Esra abla kapıda gözüktüğünde bir an hepimiz dona kaldık, koca havuzda sessizlik oluştu. Kırmızı bir bikini takımı giymişti Esra abla. Beyaz vücuduna dar gelmiş, götünün yanakları arasına girmişti bikini altı. Amının dudaklarını zar zor kapatıyor, her adımında amının ayrıntıları daha da görünür hale geliyordu. Göğüsleri de bikini üstünün etrafından taşmış, sik kaldırıcı muhteşem bir manzara vardı karşımızda…
Biz şoku atlatamadan yanımıza geldi ve sessizce, “Başka beden de yokmuş, sadece bu daracık şey varmış!” dedi etrafa bakarak. Herkesin gözü Esra abladaydı, şortlarının önü çoktan çadır kurmaya başlamış, hatta bazıları havuzun içinde sikini sıvazlıyordu. Başlarda biraz utanan Esra abla zamanla alıştı. Mehmet amcanın suya girip çıkmasına yardım ediyorduk. Arada biz de yüzüyorduk. Tabii bazı erkekler kazara olmuş gibi Esra ablaya elliyor veya sürtünüyordu…
Havuzun içinde vakit geçirirken dört kişilik bir erkek grubu yanımıza yaklaşıp Mehmet amcayla sohbet etmeye başladılar. Dördü de kamyon şoförü adamlarmış, otuzlu yaşlarda gösteriyorlardı. Heriflerin gözü hep Esra abladaydı. Bir müddet sonra da Esra ablayı da kafalayıp sohbete çekmişlerdi. İkisi bizi lafa tutup oyalıyor, diğer ikisi de Esra ablanın ellenmedik yerini bırakmıyordu. Bunu anlamamak için öküz olmak gerekirdi. Esra ablaysa halinden memnundu, etrafında pervane olmuş erkekler onun da keyfini yerine getirmişti. Şakalaşıyor, o bilindik sik kaldırıcı kahkahalarını atıyordu…
Bir süre sonra işler artık öyle bir noktaya geldi ki, herifler nerdeyse Esra ablayı yanımızda sikecekti. Bir tanesi tam arkasına geçmiş, Esra ablaya arkadan sürtünüyordu. Derken Esra ablayla o sürtünen adam biraz uzaklaştılar bizden, ama yan gözle onlara bakıyordum. Adam halen arkasındaydı ve eli suyun içinde hareket ediyordu, galiba sikini Esra ablanın amına veya götüne sokmaya çalışıyordu. Esra abladan kısık bir, “Iıh!” gelince adamın başardığını anladım. Herif arkasında sürekli hareket halindeydi. Mehmet amca sıcak suyun içinde kendinden geçmiş, resmen uyukluyordu. Şimdi Esra abla sikilirken dudaklarını ısırıp bana bakıyordu. Ben de Esra ablaya bakarak elimi şortumun içine sokmuş, kalkmış sikimi sıvazlıyordum…
Biraz sonra arkasındaki herif ağzından küçük bir inilti kaçırıp Esra ablayı tamamen kucakladı ve sarsılmaya başladı. Herif Esra ablayı havuzun içinde kaşla göz arasında sikmişti. Adam boşalması bitip çekilince diğer eleman Esra ablayı arkadan kucaklamaya çalıştı. Ama Esra abla kurtuldu ve onunla birşeyler konuşup yüzerek yanımıza doğru geldi. Ben tabii hiçbir şeyin farkında değilmişim gibi davranıyordum. Esra abla Mehmet amcayı dürterek uyandırdı ve “Hadi seni çamurlu yere alalım, sana daha iyi gelir orası!” dedi. O dört herifle birlikte Mehmet amcayı çamur havuzuna taşıdık…
Çamur havuzunda biraz kaldıktan sonra Esra abla Mehmet amcaya çok daraldığını söyledi ve “Burda bir de sauna varmış, ben gidip oraya bakayım, hem sauna sana da iyi gelir mi sorarım!” dedi. Mehmet amca da kafasıyla onayladı. Esra abla beni Mehmet amcaya göz kulak olmam için sıkı sıkı tembihledikten sonra alelacele gitti saunaya. Hemen ardından dörtlü arkadaş grubu da gözden kayboldu…
Ben de biraz sonra tuvalete gitme bahanesiyle sauna tarafına geçtim. Sauna dedikleri yer, kapalı odaların olduğu bir yerdi, 6 tane karşılıklı oda vardı. Kapılara yaklaşıp sırayla dinledim. Birinden derin iniltiler, şapurtu sesleri geliyordu. Kapıyı yavaşça araladım. Normal bir oda büyüklüğünde idi saunalar, fakat sauna kısmından önce, havlu falan koymak için küçük bir odacık vardı. İçeri süzüldüm, kendimi havlu odacığına attım. Ordan sauna kısmını olduğu gibi görebiliyordum. Esra ablayı bir tanesi kucağına almış, alttan amına pompalayarak hırsla sikiyordu. Esra abla onun kucağında kıvranırken diğeri de arkasına geçip götünden sikmeye başladı. Bir diğeri ağzına dayadı sikini Esra ablanın. Sonuncusu ise Esra ablanın göğüslerini ovuşturup sırasını bekliyordu…
Hepsi de bir zevk dalgasına kapılmıştı. Müthiş manzaraydı. Esra abla azgınlığının zirvesindeydi, ağzındaki yarağı çıkarıp zevk çığlıkları atıyor, sürekli daha hızlı sikmelerini söylüyor, sonra tekrar yarağı ağzına alıp iştahla yalıyordu. Adamlar da öyle bir sikiyorlardı ki, amını ve götünü sikerlerken taşakları birbirine değiyordu…
Biraz sonra Esra abla zangır zangır titremeye ve orgazm olmaya başladı. Saunanın sıcaklığından bedenleri sırılsıklam olmuştu. İlk önce amındaki erkek kasılıp beline sarıldı ve Esra ablayı yarağının üzerine sabitleyip alttan var gücüyle dipledi. Hemen ardından götünü siken herif de, “Geliyorummm!” diye bağırıp var gücüyle yüklendi. Esra abla derin bir çığlık attı ve kendini erkeklerinin kollarına bıraktı. Ağzına veren ve memeleriyle oynayan diğer iki erkek de aradan çekilmek zorunda kaldı…
Boşalan adamlar durulup çekildiklerinde Esra ablanın amından ve götünden taze döller sızıyordu. Hemen diğer ikisi yanaştı Esra ablaya ve yine aynı sahneler tekrarlandı. Zevk alan bedenler, seyiren, kasılan vücutlar, inlemeler, çığlıklar, homurdanmalar. Esra abla yine tost olup onları da boşalttıktan sonra ben sessizce ordan çıkıp Mehmet amcanın yanına gittim.
Biraz sonra da dağılmış haldeki Esra abla yanımıza geldi. Dört kişi tarafından, hem de tost olup sikilmekten öyle bir perişan olmuştu ki, konuşacak hali bile yoktu. “Sauna… mahvetti…” diyebildi sadece. Kaplıcada bir süre daha kalıp eve gitmeye karara verdik. Taksiye binip hiç konuşmadan evin yolunu tuttuk. Takside konuşmuyorduk, ama Esra ablayla devamlı bakışıyorduk ve bana sanki artık daha farklı bir gözle bakıyordu. Acaba havuzda sikildiğini anladığımı mı anlamıştı, yoksa sikilmesini izlerken sikimi sıvazladığımı mı fark etmişti?