Sonunda üvey kardeşim doğdu, gözlerinin rengi tıpkı babamınkine benziyordu. Doğumdan birkaç ay sonra babam yurtdışına kaçak olarak gitmeye karar verdi, işsizdi ve köyde yapacak bir iş yoktu. Ben de bir süre Mehmet amcalarda kalacaktım, sonra beni de yanına alacaktı. Tabii bu duruma en çok Esra abla bozulmuştu. Erkeğini, çocuğunun babasını, sikicisini kaybediyordu.
Babam yurt dışına giderken evimizi köyün öğretmeni olan Sadık öğretmene kiraya vermişti. Sadık öğretmen iyi bir adamdı, beni de severdi. Kirayı da getirip Mehmet amcaya verir, Mehemt amca birazını harçlık olarak bana verir, kalanını da benim adıma biriktirirdi.
Günler böyle geçerken Sadık öğretmen ile iyice samimi olduk. Tıpkı babamın olduğu zamanlardaki gibi beraber kahvaltılar yapıyor, yemekler yiyorduk. Tabii zaman geçtikçe Esra abla babamı unutmuş ve Sadık öğretmene kapılmıştı. Mehmet amca da fark etmişti bunu, ama elinden birşey gelmiyordu işte, zaten sağlığı da pek iyi değildi. Sadık öğretmen ona çok yardımcı oluyor, sürekli doktora götürüp getiriyordu.
Sonunda Esra abla, Mehmet amcaya, dayanamadığını ve kendisini Sadık öğretmene siktireceğini söylemiş. (Mehmet amca da bunu bana söyledi). Biraz sinirime dokunsa da bu istek, Esra ablanın o yarak yediği günlerdeki güler yüzünü özlemiştim. Adeta kuruyan bir çiçek gibiydi babam gideli. Mehmet amca da karısının bu isteğini kıramadı ve Sadık öğretmeni hafta sonu içmeye davet etti. Ama üçümüz de biliyorduk ki Sadık öğretmen Esra ablayı sikmeye geliyordu. Gerisi Esra ablaya kalmıştı.
Gerçi Esra abla adam geldi geleli ilgisini belli ediyordu, ama bakalım akşam ne yapacaktı. Bütün günü banyoda kendini yeni sikicisine hazırlayarak geçirdi. Son olarak yemeği ve mezeleri de hazırladıktan sonra odasına giyinmeye çıktı. Tam Sadık öğretmen geldiğinde o da odasından çıkmıştı. Altına daracık beyaz bir tayt, üzerindeyse ince olduğu gibi göğüslerini gösteren şeffaf sayılabilecek bluz vardı. Küçük dilimi yutacaktım resmen, dar beyaz tayt külotsuz amını yumruk gibi meydana çıkarmıştı. Tek dilini yutan ben değildim tabii, diğer iki erkek te neye uğradığını şaşırmıştı.
Gelip Sadık öğretmeni karşılayan Esra abla, “Kusura bakmayın hocam, ev hali, siz yabancı sayılmazsınız…” dedi. Hafif rujlu dudakları ve başındaki kırmızı ipek şal, sexyliğine sexylik katıyordu. Yaşamıştı bizim Sadık öğretmen. Masaya geçtik. Esra abla zamanında babama yaptığı şovu ustalıkla tekrarlamaya başladı. Mutfağa gidip geldikçe çalkalanan ve insanı azdıran götü, gelirken ise yumruk gibi kabarmış haldeki amı ve sütyensiz aşağı yukarı sallanan göğüsleriyle bütün ilgiyi üzerine toplamayı başarıyordu. Sadık öğretmenin gözü sürekli Esra abladaydı. O da köy yerinde bekar bir adamdı neticede, böyle ateşli bir kadın çölde bir vaha gibi gelmişti ona.
Esra abla saat ilerledikçe işi ilerletiyor, o histerik gülüşleri evin içinde yankılanıyordu. Sadık öğretmen hipnoz olmuş gibi bütün dikkatini Esra ablaya vermiş, tahtın üzerinden bir yumru gibi duran hedefine kilitlenmişti. Mehmet amcanın esnemesiyle işareti aldım ve odama geçmek için izin isteyip kalktım. Biraz sonra sesler tamamen kesildi. Odamdan çıkmadan kapıma kulağımı dayadım. Fısıltı halinde sevişme sesini duyuyordum. Benim uyumamış olma ihtimaline karşı dikkat ediyorlardı.
Yine içim içimi yiyerek daha fazla dayanamadım. Üzerimde sadece boxerle odamdan süzüldüm. Eğer beni görürlerse su almaya kalktım diyecektim. Sesler yine yatak odasından geliyordu sanırım. Mehmet amca da salonda gerçekten uyumuştu, zaten rahatsızdı bu ara. Yatak odası kapısının önüne geldiğimde Esra abla eğilmişti ve adamın sikini büyük bir iştahla yalıyordu. Adamın siki kocamandı, zenci yarağı gibi koyu renkte, büyüklüğü ve kalınlığı da aynı bir porno oyuncularınınki gibiydi. Babamın siki bunun yanında çerez kalırdı. Dibinden kıllı taşakları sallanıyordu. Esra abla sonunda aradığını bulmuştu ve büyük bir iştahla yalıyordu.
Ama Sadık öğretmen sanırım sabırsızdı ve beklemeye mecali yoktu, bir çırpıda tamamen soyundular ve Esra ablanın amına yerleştirdi koca sikini. Bir iki yüklendi, ama zaten kaç aydır yarak yemeyen am iyice daralmış olacak ki, giremedi. Esra abla, “Biraz yala aşkım!” diyerek adamı aşağıya doğru itti. Onu kıramayan Sadık öğretmen sevgili Esra ablanın amına yumuldu ve iştahla yalamaya başladı. Kabarmış amının dudaklarına arada öpücükler konduruyordu. Esra ablanın elleri de adamın başındaydı, sürekli çekistiriyor, kısık kısık inliyordu. “Ohhhh, çok güzel, durma devam et!” diye hırlıyordu. Giderek sapurtu sesi yükselirken Esra ablanın amı vıcık vıcık olmuş, gece lambasının ışığında parlıyordu.
“Hadi artık sik beni!” diyerek hazır olduğunun sinyalini verdi. Sadık öğretmen doğrulup yanına uzandı. Am suyuyla ıslanmış dudaklarıyla Esra ablanın dudaklarına yumuldu. Ardından kendi yan dönüp Esra ablayı da kendisine sırtını döndürdü. Kaşık pozisyonu veya 66 dedikleri pozisyondalardı. İlkin üstteki bacağını kaldırıp haşmetli yarağını Esra ablanın götünün yanakları arasında gezdirdi. Sonra da bir ağız gibi açılıp kapanan kasılan amcığın ağzına dayadı. Yavaş yavaş yüklenmeye başladı. Bu sefer girmeyi başardı.
Seri bir şekilde gidip gelmeye başladı. Sanki her girişinde yarak biraz daha ilerliyordu amın içinde. Esra ablaylsa acı ve zevk karışımı çığlıklar atıyor, uzun zamandır özlemini çektiği yarağı anca yarısına kadar içine alabiliyordu. Bu pozisyonda 10 dakika kadar sikmişti Esra ablayı, ama henüz yarısını sokabilmişti. Sadık öğretmen doğrulup Esra ablayı sırt üstü yatırdı. Bacaklarının arasına yanaştı. Esra abla bacaklarını iki yana ayırmış, kendini erkeğine sunmuştu. Sadık öğretmen tekrardan yavaşça girdi amına. Yine yarısına gelince birkaç git gel yaptıktan sonra Esra ablanın hiç beklemediği bir anda üzerine abanıp bütün gücüyle yüklendi. Esra abladan hiç duymadığım kadar yüksek bir çığlık çıktı. Eminim bahçeden bile duyulmuştu. Sadık öğretmen hemen dudaklarına yapışıp susturmaya çalıştı.
Esra abla adamın altında çırpınıyor, iki eliyle çarşafı avuçluyordu. Zorlansa da köküne kadar alabilmeşti. Biraz hareketsiz bekleyince sakinleşti Esra abla ve Sadık öğretmen de kaldığı yerden pompalamaya devam etti. Giderek hızını artırıyor, sikini bir vantuz gibi saran am dudakları bir açılıp bir kapanıyordu. Esra abla, “Çok güzel sikiyorsun… Sikin çok büyük… Ohhhh…” diyor, zevk çığlıkları atıyordu. Sadık öğretmen de, “Sabaha kadar sikeceğim seni orospum!” diyerek homurtular eşliğinde hırsla sikiyordu.
Neredeyse yarım saat olacaktı. Esra abla artık kendinden geçmiş, zevk çığlıkları ciyaklamaya dönmüştü. Koca sik her dibine kadar girdiğinde bir ciyaklama sesi çıkıyordu. Teni kızarmış, kasları seyirmeye başlamıştı. Çok iyi bildiğim bir şeydi bu, Esra ablanın zirveye yaklaştığının habercisiydi. Birazdan şiddetle titremeye başladı erkeğinin altında. Amı içindeki siki sıkıyor, götünün yanakları titriyordu. Babam bu davete asla karşı koyamazdı, ama Sadık öğretmende hiç tık yoktu. Bir görev gibi sürekli dibine kadar sokuyor, sokuyor, sokuyordu…
Neden sonra doğruldu biraz, Esra ablayı izledi. Gözleri zevkten kaymış, bütün vücudu ter içindeki kendi eseri olan kadına baktı bir süre. Sonra da sikini çıkarıp Esra ablayı kucağına aldı. Esra abla bacaklarını beline ve ellerini de erkeğinin boynuna doladı. İstekle öpüşüyorlardı. Yarağını bir eliyle hizalayıp yavaşça Esra ablanın amcığına yerleştirdi. Esra abla artık alışmıştı ve rahat almıştı. Ayakta sikiyordu Esra ablayı. “Offff, daha derinime gidiyor sanki, ohhhh…!” diye zevkle inliyordu Esra abla. Duvarlarda şap şap sesleri yankılanıyordu…
Biraz yorulunca Esra ablayı duvara dayadı ve o şekilde sikmeye devam etti. Yatak odasının her yerinde sikiyordu Esra ablayı. Yaklaşık bir saattir aralıksız sikişiyorlardı. Sonunda kucağından indirip yatağa domalttı Esra ablayı. Arkasına geçip amına geçridi ve pompalamaya başladı. Adam makina gibiydi, sanki hiç boşalacak gibi değildi. Esra abla da yorulmuştu. “Boşal erkeğim, hadiii, ver bana tohumlarını, dölle kadınını!” diyordu. Sadık öğretmen iki ayağının üzerinde yatağa çıkıp Esra ablayı tamamen altına aldı ve amını hırsla sikmeye devam etti…
Sadık öğretmen, “Bu götünü de sikeceğim orospu!” dediğinde, Esra abla korkuyla, “Olmaz! Daha önce hiç vermedim ordan!” dedi. Bunu söylerken yine orgazm olmaya yaklaşıyordu biricik Esra ablam. Sadık öğretmen, “Acıtmam yavrum, çok zevk alırsın, müptelası olursun!” diyerek ikna etmeye çalışıyordu. Sonunda Esra abla, “Tamam, ama haftaya çarşamba oğlan annemde olacak, kocam da doktora gidecek, o zaman sik götümü!” dedi. Bu sözü Sadık öğretmenin keyfini artırmıştı. Ellerini Esra ablanın dolgun memelerine atıp daha da şiddetli sikmeye başladı. Ondan da yüksek sesle homurtular gelmeye başladı, sanırım boşalacaktı…
Sonunda Sadık öğretmen, “İçine mi boşalayım sevgilim? Korunuyor musun?” diye dişlerini sıkarak sordu. Altında zevkten kendinden geçmiş Esra abla belli belirsiz, “Boşal erkeğim, hadiii!” diye inleyerek titremeye ve daha önce hiç görmediğim kadar şiddetli bir orgazm yaşamaya başladı. Kendini kasan Sadık öğretmen aldığı cevabla birlikte kendini tamamen Esra ablanın üzerine bırakıp boşalmaya başladı. İkisinin de bütün vücutları elektrik çarpmış gibi seyiriyordu…
Az sonra sakinleştiler. Sadık öğretmen gerçekten iyi bir sikiciydi, babamdan bile daha iyiydi. Nitekim ben bitti sanıp odama geçmeme rağmen biraz sonra yeniden sikmeye başlamıştı Esra ablayı. Dediği gibi, sabaha kadar da (dinlenerek) sikti. Sabaha karşı giderken gün ağrıyordu.
Ertesi gün Esra abla yataktan çıkamadı. Kendine gelmesi birkaç günü buldu. Tabii çarşamba günü okulu asıp Esra ablanın götünün kızlığını kaybedişini de canlı canlı izledim. Eminin civar evler de çığlıklarını duymuştur…
Yaz geldiğinde babamdan haber gelmiş, beni yanına çağırıyordu. Okullar kapanırken Esra abla yine hamileydi. Üvey kardeşimin üvey kardeşi olacaktı 🙂