Tatilin üçüncü günü zaten öğlene anca uyanabilmiştik. Cansu ve ben bile o günlük sekse doymuştuk artık. Bütün günü otelin keyfini çıkartarak ve gecenin dedikodusunu yaparak geçirdik. Ertesi gün de aynı şekilde geçiyordu. Akşam saat 17:00 gibi plajda vakit geçirirken otelin animatörü yanımıza gelip plaj voleyboluna davet etti bizi. Tabii biz de katıldık. Beşer kişilik iki takım halinde oynadık. Kadın erkek karışıktık. Oynayanlar arasında bizden yaşlısı da genci de vardı. Ortamdaki tek Türk yine Cansu ve bendik. Oyundan keyif alınca üç maç yaptık. Artık hava kararmaya başlamıştı ve yedi kişilik bir ekip kalmıştık. Hep beraber birer içki alıp şezlonglara doğru geçip sohbet etmeye başladık.

Grupta Cansu ve benden başka genç bir kadın daha vardı. 19 yaşında, beyaz tenli, mavi gözlü sarı saçlı, ince belli, sıfır beden bir Rus güzeliydi. İsmi Anna imiş. Dört erkeğin de üçü bir arkadaş grubuymuş, onlar da Dubai’lilerdi. Tam zengin şımarık gençleriydi. Yaşları en fazla 24-25 dir. En az 1.75-1.80 boylarındalardı. İkisi esmer, biri ise zenciydi. Zenci olan Omar, diğerleri de Abdullah ve Muhammed idi. Diğer erkek de 30’lu yaşlarında Bulgar bir erkekti. Boyu 1.90, her yeri kaslı, beyaz tenli, yakışıklı bir tipti. Tabii Cansu’nun kaslı ve iri erkeklere zaafı olduğu için hemen çocuğa yürümüş, aralarında muhabbet ediyorlardı.

Hep beraber çember yapmış, keyifle sohbet ediyorduk. Tabii bu sırada içki su gibi içiliyor, herkes çakırkeyif olmuştu. Sonunda sürekli plajdan kalkıp bara gidip içki almaktan yorulduk ve Abdullah gidip Cin’i şişesiyle getirdi. Bu arada grubun en fırlama piçi de Abdullah idi. Biz Cin içerken Cansu ve Bulgar çocuk birlikte kalkıp gittiler. Artık beşimiz kalmıştık. Koca şişe Cin’i bitirince hepimiz tam olarak sarhoş olmuştuk. Tabii ortada bir de boş şişe olunca erkekler hemen doğruluk mu cesaret mi oynayalım diye tutturdular ve oyuna başladık.

İlk başlarda sıradan keyifli şekilde geçiyordu oyun. Cesaret diyen içki almaya yollanıyor veya denize sokuluyor, doğruluk diyene eğlenceli sorular soruluyordu. Sonra Abdullah, Anna’ya, “Bakire misin?” diye sordu. Anna da çok utangaç bir kız idi. Hemen yüzü kızardı, utana sıkıla, “Evet!” dedi. Bu sorudan sonra da oyunun rengi değişti. Hepsi birden hem bana hem de Anna’ya bel altı sorular sormaya başladılar. Oyun benim için şimdi eğlenceli hale gelmişti ve ben de aynı şekilde devam ettiriyordum.

Ama Anna her soruda daha da utanıyordu. Erkekler de bunu fark ettikleri için veya belki onu benden çok arzuladıkları için sürekli kızcağızın üstüne gidiyorlar, “Hiç sakso çektin mi, en uzun kaç cm yarak ağzına aldın, amında kıllar duruyor mu, kılların ne renk çıkıyor?” gibi gibi aklınıza gelecek her sapıkça şeyi soruyorlardı. Anna da utana utana cevap veriyor ama oyunu da bırakmıyordu. Gerçi o da bakireyim demişti, ama sevgilisine sakso da çekmiş, anal da yapmış.

Bu sırada doğruluk dersem bana da böyle sorular soruyorlardı. Tabii benim cevaplarım Anna’dan daha renkli oluyordu. Ama, “Grup seks yaptın mı?” sorusuna ben de utanıp dört erkekle birden yaptığımı söyleyemedim ve sadece üçlü seks yaptığımı söyledim. Hatta Cansu ile de grup yaptığımı söyleyince erkekler keyiften kudurdu. Oğlanlar da birbirine sordukları sorular hep Anna ve benim üzerimden soruyorlardı. Mesela biri diğerine, “Daha önce memeleri Fatoş’unkilerden daha büyük birini siktin mi?” veya “Anna kadar zayıf bir kızı siktin mi hiç?” gibi sorular soruyorlardı.

Belli olmuştu bu şişe çevirmece oyununu yavaş yavaş sikişe götüreceklerdi. Ben de kendimi akışa bırakmıştım. Ama bir yandan da Anna için endişeleniyordum. Çünkü oğlanlar kıza aç kurt gibi bakıyorlardı, ama acaba o bunlarla sikişmek isteyecek miydi diye düşünüyordum. Oyunun kırılma noktası yine Abdullah piçinden çıktı. “Herkes sürekli doğruluk diyor, biriniz de cesaret desin artık!” diye ortalığı gaza getirdi. Ve sıra bende olunca cesaret demek zorunda kaldım. O da fırsatı yakalayınca Anna ile öpüşmemi istedi.

Çemberin ortasına doğru uzandık ve Anna’nın dudaklarına yapıştım. Anna da karşılık verdi, ama çok da uzatmadı ve ayrıldık. Oğlanlar ise etrafımızda kudurmuşlardı. Ben de şişeyi çevirince zenci Omar’a geldi ve ben de onla Abdullah’ın öpüşmesini istedim. Önce itiraz etseler de mecbur kaldılar ve dudaklarını belli belirsiz temas ettirdiler ve ayrıldılar. Bu sırada sıra her Anna’ya geldiğinde cesaret demesi için baskı yapıyorlardı, ama o oğlanların sırasında demiyor, ancak ben ona denk gelirsem cesaret diyordu. Ben de cinsellik dışı şeyler yaptırıyordum.

Şişeyi Muhammed çevirip de bana denk gelince bikini üstümü çıkarmamı istedi. Ben de hiç ikiletmeden çıkardım. Anna da dahil hepsi keyifle alkışlıyor, tezahürat yapıyorlardı. Şişeyi çevirme sırası bana gelince de ben de Abdullah’ın mayosunu çıkarttırdım. Ama o salak da mayonun altına boxer giymişti. Dimdik siki ortada olsa da halen tek çıplak bendim. Abdullah çevirince de tekrar ben denk geldim ve benden Omar’ın götünü yalamamı istedi.

İlk başta, “Hayır, asla!” diye itiraz etsem de şimdiye kadar hiç yapmadığım için bir yapasım da gelmişti. Sonra sanki istemiyormuş, zorla yapıyormuş gibi söylene söylene Omar’ın yanına gittim. Omar da gülerek, “Hadi Fatoş senle anlaşalım, götümü yalamak yerine sakso çek!” dedi. “Ben de saksoyu tercih ederim ama arkadaşın böyle dedi!” diyerek reddettim. Omar mayosunu çıkarınca kapkara siki dimdik karşımıza çıktı. Uzunca ve iri bir siki vardı. Omar da gururla sergiliyordu.

Sonra götü bana dönük şekilde domaldı. Vücudunda tek bir kıl bile yoktu. Ben de çekine çekine küçük dil darbeleriyle göt deliğini yalamaya başladım. Aslında niyetim azcık yalayıp durmaktı. Ama ben yalamaya başlar başlamaz Omar yüksek sesle inlemeye başladı ve ben de azcık devam ettireyim dedim. Daha bir dakika bile olmadan Omar kükreyerek boşalmaya başladı ve ben de durdum. Kuma boşaldığı yer dölden göl olmuştu. Ben dahil herkes kahkahalarla gülüyorduk.

Göz ucuyla Omar’ın sikini süzüyordum, halen aynı şekilde dimdik duruyordu. Gözümden kaçmamıştı, Omar da sikini Anna’ya sergilemeye çalışıyordu. Anna da göz ucuyla kaçamak bakışlar atıyordu. Hepsi bana istediklerini yaptırıyordu, ben de keyifle yapıyordum, ama hepsinin gözleri hep Anna’daydı. Bu duruma bozulmuştum, içimden (Acaba çölünüzde benim gibi kızıl bir kadını gördünüz mü de şimdi böyle davranıyorsunuz?) diye geçirdim. O hırsla şişeyi çevirdim ve Abdullah geldi. Ben de onun Muhammed’in götünü yalamasını istedim.

Tabii üç oğlan da, “Olmaz o kadar da!” diye isyan etti. Ben de plaj çantamı elime alıp, “Mızıkçılık yapacaksanız giderim ben de!” dedim. Ben öyle deyince biraz sakinleştiler. Abdullah da çaresizce kalkıp Muhammed’in mayosunu sıyırdı ve kıllı göt yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Ben de uzatmadım ve kabul ettim.

Sonra Abdullah şişeyi çevirdi ve Anna çıktı. Bu sefer Anna’ya direkt, “Doğruluk söyleyemezsin, sen de cesaret yapacaksın!” dedi. Anna da kabul edince Abdullah kendisine kucak dansı yapmasını istedi. Hemen telefondan müzik açtılar. Az önce utanan sıkılan kız öyle azdırıcı bir dans etti ki, ben bile gözlerimi ayıramadım. Anna’nın üstünde bikini üstü vardı, ama bikini altının üstüne mini bir kot şort giymişti.

Dans bitince Anna elini şortunun arkasına atıp, “Yoksa boşaldın mı, bir ıslaklık hissettim?” dedi gülerek. Karanlıktan Abdullah’ın boxeri ıslak mı göremiyorduk, ama hepimiz kahkahalarla gülüyorduk. Biz gülerken Anna şişeyi çevirdi ve Abdullah’a, “Hadi çıkar şu boxeri de görelim boşaldın mı boşalmadın mı?” dedi. Abdullah da çıkardı. Az önceki kalkmış siki gitmiş, kıllara gömülü bir yarak kalmıştı. Artık herkes daha çok gülüyordu. Abdullah biraz bozulmuştu. O da şişeyi çevirdi ve Muhammed çıkınca, “Bir boşalmayan erkek sen kaldın, Fatoş’un götünü sik ve sen de boşal!” dedi. Bunu derken üçü de tedirginlikle bana bakıyorlardı.

Bense hiçbir şeyden demeden çemberin ortasına doğru domaldım ve Muhammed’e dönüp, “Hadi bakalım!” dedim. Hepsi keyiften kudurmuştu. Muhammed’in ise mayosunu çıkarıp arkama gelmesi bir saniye bile sürmemişti. Hızlıca elini tükürükleyip sikini sıvazlayarak nemlendirdi. Sonra zaten ince olan bikini altımı hafifçe kenara sıyırıp yavaş yavaş götüme sokmaya başladı. Ne çok kalın ne de çok uzundu siki. Hepsini soktuktan sonra biraz durup git gel yapmaya başladı. Diğerlerinin ilk baştaki gürültü ve alkışları kesilmişti. Sadece Muhammed’in götüme çarpan taşaklarının sesi ve benim inlemelerim vardı.

Omar da Abdullah da yaraklarını sıvazlıyorlardı. Anna da dikkatlice izliyordu. Bense sanki onlara nispet yapar gibi inliyor, gözlerimi deviriyor, elimin altındaki kumları sıkıyordum. Arada sallanan memelerim sanki sırtımı ağrıtmış gibi yapıp bir elimle memelerimi destekliyordum. Sonra da klitorisimi sıvazlıyordum. İçten içe üçüne de Anna’dan daha çekici olduğumu kanıtlamaya çalışıyor gibiydim. Bu sırada Muhammed ise popoma şaplaklar atıyor, “Orospu, pis kaltak, götünü dağıtacağım senin!” diyerek küfürler ediyordu…

Çok geçmeden Muhammed tüm gücüyle götüme bastırarak boşaldı. Ben de döllerinin sıcaklığını götümün içinde hissederken orgazm oldum. Muhammed kenara çekilip yere uzanınca ben de bikinimi düzeltip, “Bir temizleneyim!” diyerek denize yöneldim. Tam bikini üstümü giymek için hamle yaparken Omar elimden kaptı ve “Birşey olmaz öyle git!” dedi. Ben de dediğini yaptım ve gittim.

Döndüğümde oyuna ara vermişler kahkahalarla gülüyorlardı. Abdullah beni göstererek, “Muhammed nasıl siktiyse yürüyüşü yamulmuş!” dedi. Aslında normal yürüyordum, sadece dalga geçmek için demişti ve buna bozulmuştum. Tekrar şişe çevirmeceye döndük. Bu arada ben de sıra bana geldikçe ya birisine sakso çekiyor ya da kucağına oturup sikişiyordum…

Anna’ya ne kadar ısrar etseler de cesaret dedirtemediler. Anna sonunda baskılardan bunalınca bırakıp gitti. Artık oyun da bitmişti. Direkt olarak sırayla sikişmeye başladık. Diğerleri idare ederdi, ama Omar makine gibi sikişiyordu, beni defalarca orgazm etti. Sırayla sikişmelerimiz kaçınılmaz olarak grup sekse dönüştü ve benim tost olmamla devam etti. Sonunda hepimiz sikişmekten bitkin düşünce toparlanıp odalarımıza çekildik. Ilık suyla güzel bir duştan sonra uyumuşum…

Sabah Cansu’nun odaya gelmesiyle uyandım. O da geceyi Bulgar çocukla geçirmiş. Kahvaltı ve biraz otelde vakit geçirip gece yaşananları konuştuk. İlkin Cansu anlattı. Çocuk romantik takılmayı ve sohbet etmeyi daha çok seviyormuş. Gece boyunca sadece bir posta sikişmişler ve sarılıp yatmışlar. Anlatma sırası bana gelince ben de ballandıra ballandıra önce teker teker sikiştiğimi, sonra da grup seks yaptığımızı ve tost olduğumu anlattım.

Çok şey kaçırdığı için Cansu’nun suratı ekşimişti, “Grup yapacağınızı bilseydim benimkini bırakır gelirdim yanınıza!” dedi. Ben de, “Gelseydin keşke!” dedim. Cansu, “Peki Anna nasıldı, güzel sikişiyor muydu?” diye sordu. Buna niye gerek duydum bilmiyorum ama yalan söyledim ve “Kız sırf seks için yaratılmış. Biseksüelmiş üstelik, sadece dudaklarımı, memelerimi değil, amımı ve götümü de yedi bitirdi!” dedim. Cansu, “Hadi beee!!!” derken yüzündeki o şaşkın ifadeyi hayatım boyunca unutamam 🙂

Tatilimizin de son günü olduğu için otelden ayrılıp Cansu’nun arabasıyla İstanbul’a döndük. İkimiz için de verimli bir tatil olmuştu 🙂