Az önce Asude ile yaşadığım sikişin keyfiyle kafeteryaya doğru giderken birden Belgin çıkıverdi karşıma. Sanki beni bekliyormuş gibiydi. Pis pis sırıtıyor, ağzı kulaklarına varıyordu. “Mustafa bey, gel seninle sigara içmeye çıkalım. Hem biraz da konuşuruz!” deyip birşey söylememe fırsat vermeden koluma girdiği gibi yönümüzü yerleşkenin dışına çevirdi. Sigara içtiğimiz yer dışarıdaydı, ama sınır için örülmüş tellerin orada ve ağaçlardan dolayı kimsenin göremeyeceği yerdeydi.

Oraya giderken giydiği askılıdan taşacak gibi olan memesini iyice koluma dayamıştı. Askılı badisinin örtemediği çıplak tenini kolumda hissediyordum. Belgin neredeyse kırkına varacaktı, ama yıllanmış şarap gibi ışıl ışıl parlıyordu. Şakacı yanıyla ön plana çıkardı hep. Nereye gitse gülücükler saçardı. Ama şimdiki gülümsemesinin ardında yatan sebebi ikimiz de gayet net bir şekilde biliyorduk.

Sigara içtiğimiz yere gelince her zaman fiziken mesafeli duran kadın gitmiş, yerine adeta sürtünmeyi seven bir kedi gelmişti. Sigarasını verip çakmağımla yaktıktan sonra halen dibimdeydi. Havadan sudan laflıyorduk. Birden bire kocasının ilgisizliğinden muhabbet açtı. Ben de, evliliklerde öyle şeylerin normal olduğunu, zamanla her şeyin düzeleceğini, ortada 3 çocuk olduğunu, kocasına karşı daha sabırlı olması gerektiği tavsiyesinde bulundum…

Belgin kocası hakkında olumsuz eleştirilere devam ederken ilk yaktığımız sigaraları bitirip söndürmüştük. Ben binaya döneriz artık diye düşünürken, Belgin, “Birer sigara daha içelim!” dedi. Verdim. Sigarasını yakacağımda vücudunu vücuduma iyice yapıştırdı. Memeleri hava yastığı gibi aramızda sıkışıp kalmıştı. Ben kendi sigaramı da yakmak için bir adım geri çekildim. Geri çekilmeme bozulmuştu. İki eliyle memelerini elbise üstünden tutarak, “Benimkiler Asude’ninkiler kadar güzel değil mi yoksa?” dediğinde, “Seninkiler de güzel Belgin. Yumuşacık ve büyükler, tam sevdiğim gibi!” dememle keyfinin yerine geldiğini gösteren gülümsemesi belirdi yüzünde. Yeni yaktığım sigarayı yere atıp ayağımla söndürdüm, memelerini avuçlayıp yoğurmaya başladım…

Memelerini bana devreden ellerinin biriyle hareketlenen yarağıma pantolonumun üstünden baskı uyguluyordu. Badisinin askılarını indirdim, memelerini sütyenden çıkardım, hafif eğilip sertleşmiş meme uçlarını ağzıma alıp emdim bir süre. Az sonra Belgin, “Hadi çıkar da seninkini ağzıma alayım, tadına bakayım!” deyip tellere yöneldi. Tellerin altındaki betona oturunca bana parmağıyla gel işareti yaptı. Yanına gidip önünde dikildim, fermuarımı açtım, yarağımı çıkarıp etrafı kolaçan etmeye başladım. Anında Belgin’in sıcacık ağzına giren yarağımın başında ıslak dilini hissetmeye başladım…

Ben etrafı kolaçan ederken arada sırada da Belgin’e bakıyordum, o ise sürekli bana bakarak sakso çekiyordu. Ağzından çıkarıyor, yanlarını yalıyor, alta inip taşaklarımı yalıyor, emiyor, sonra tekrar başına kadar yalayıp başını öpüyor ve tekrar ağzına alıp emiyor, vakumluyordu. İşini layıkıyla yapan Belgin kısa sürede yarağımı kemik gibi yaptı. Ben de saçlarına iki elle yapışıp sertçe ağzına pompalamaya başladım. Yarağımın tamamını ağzına alan Belgin’in gırtlağına geçişim kolay olmuştu. Onu boğmamak için kısa aralıklarla nefes almasına izin veriyordum…

Asude’nin yapamadığını Belgin zevkle yapınca ben de fazlasıyla zevk alıyordum. Bir süre sonra yarağımı ağzından çıkarıp memelerinin arasına sürtmeye başladım. Zaten ağzını sikerken salyası memelerine akan Belgin’in memelerini kısa süre siktikten sonra tekrar ağzına verip boşaldım. Tek bir damlasını damlatmadan hepsini yutan Belgin ayağa kalkınca beline sarılıp dudağına öpücük kondurdum.

Belgin, “Asude’nin inlediği kadar varmış!” dedi. Ben de, “Bizi duydun yani?” dedim. Belgin, “Evet, gelen sesler duyulmayacak gibi değildi ki. Asude zaten seni görünce dibi düşmüştü, sana vermek için fırsat arıyordu!” dedi. “Demek öyle! Ben de evli diye uzak duruyordum, bilseydim şimdiye çoktaaan…!” dedim. Belgin, “Evli olduğumuz için adımız çıkar diye korkarak için için yanıyoruz. Hem cümlenin gerisini getir bakalım, çoktaaan ne yapardın?” dedi. Ben ellerimi Belgin’in büyük yuvarlak götüne atıp sıkarak kendime çekip vücudunu kendime yapıştırdım ve “Çoktaaan sikerdim, hem de her gün, her fırsatta!” dedim.

Ben bunu söyleyince fırfırlı diz üstü eteğini hemen beline toplayan Belgin’in götüne tekrar elimi attığımda külot olmadığını farkedip, “Ooo, külotsuz mu geziyorsun bebeğim? Ne kadar ateşlisin öyle!” dedim. Belgin, “Sizi tuvaletin önünde dinlerken içeri girmemek için kendimi zor tuttum, hatta külodumu bile çıkarıp çantama koymuştum. Yanıyorum be, beni de sikeceksin yoksa kötü olur!” dedi. O anda bende şeytan tüyü olduğuna bir kez daha kanaat getirmiştim. Belgin’in çıplak götünü yoğururken kalkan yarağımla da amına fırça çekerek, “Sen yeter ki iste bebeğim, seni sikmeyi ilk günden beri istiyordum. Kaldır bacağını!” dedim.

Bacağını kaldıran Belgin’in amına yarağımı soktum. Amı inanılmaz derecede ıslaktı, yarağım yağ gibi kayıp dibini bulmuştu. Ayakta o pozisyonda biraz siktikten sonra yarağımı çıkardım, Belgin’i ters çevirip tellere karşı eğip tekrar amına girdim ve pompaya başladım. Dolgun götüyle kasıklarımı dolduran Belgin’in beline bastırıp yüzünü yere yaklaştırarak amını iyice açığa çıkarttım. Beline sıkıca yapışarak amını kökleye kökleye sikmeye başladım. Belgin orgazm olurken ustaca inlemelerinin sesini ayarlıyor ve arada bana gaz vermeyi de unutmuyordu. 10 dakika siktikten sonra bu zevke daha fazla dayanamayıp boşalacağımı hissettim. “İçime boşal!” dediğinde son bir kez kökleyip içine boşaldım…

Boşalmam bittiğinde Belgin’i doğrultup amından çıkmadan çenesineden tutup yüzünü çevirdim ve dudaklarından öptüm. Sonra hemen toparlandık. Belgin çantasından çıkardığı külodunu giydi, külodun içine de tampon gibi birkaç tane kağıt mendil koydu. Birer sigara daha yaktık. Keyif sigaramızı içerken koluma girip başını omzuma yaslamıştı. Belgin’in başını okşayarak, “Kocan bilmeyecek de, Asude’ye söyleyelim, ne dersin?” dedim. “Olurrr, erkeğim nasıl isterse öyle olsun. Zaten Asude’ye anlatmasam çatlarım. Bu arada farkında mısın, harem kuruyorsun!” dedi. Ben de gülerek, “İki kadınla harem mi olurmuş?” dediğimde, “Pislik. Asude’yle sana yetmeyeceğiz sanırım? Tuğba’ya ne dersin? Kız hem güzel, hem bekar, hem genç, hem de kuduruk. Yarak diye geberiyor. Grubumuzda sikmediğin bir o kaldı. Onu da sikiver de kız dildolarla idare etmekten kurtulsun!” dedi.

“Tamam, onu da sikip ateşini söndüreyim. Ama benim sikmek istediğim başka birileri daha var!” dediğimde, merakla, “Kimlermiş?” diye sordu. “Öncelikle sekreter Hilal. Hatunda sütun gibi bacak, kocaman göt var. Ondan sonra da Çağla’ya atlamak isterim, zaten yanıyor kadıncağız!” dedim. Belgin, “Hilal kolay, ayarlarız biz onu da, ama müdür biraz fazla olmadı mı? Yetmez mi dört kadın sana?” dedi. Ben, “Yeter aslında da, ama Çağla’yı domaltıp götten sikme fantazim var epeydir!” dediğimde, “Mesele götse ben veririm. Götüm alışkın sikilmeye bebeğim!” dedi. Ben, “Senin de götünü sikeceğim zaten bebeğim. Ama dediğim gibi, fantazim böyle. Çağla’nın götü olmazsa da sıkıntı yok, sen varsın, Asude var!” dedim.

Belgin şaşırmış bir ifadeyle, “Asude de mi götten siktiriyor? Vay orospu!” dediğinde, “Yok, Asude’nin götü daha bakire. İlki ben olacağım!” dedim. Belgin, “Haa, anladım, tamam. Asude’nin göt hazır olana kadar ben burdayım aşkım. Sana seve seve götten veririm!” dedi. Ben de dudaklarından öpüp, “Tabii vereceksin aşkım, orospumsun bundan sonra. Yanından Bebe yağını eksik etme, tamam mı aşkım?” dedim. Belgin, “Tamam aşkım. Orospunum senin, ama sadece sana orospuluk yapacağım. Tüm deliklerime boşal, döllerinle doldur beni erkeğim!” deyip dudaklarıma öpücük kondurdu. Ben, “Hadi orospu, kalk, daha derse gireceğiz!” dedim. Böylece toparlandık ve binaya döndük.

Tenefüslerde fırsat buldukça hangisini denk getirdiysem götünü elleyip sıkıştırdım ve nihayet gün sonunda mesai bitti. Öğrencilerin hepsi okuldan ayrılınca Asude ve Belgin ile beraber Asude’lere doğru yürümeye başladık. Biri bir tarafımda, diğeri öteki tarafımda yürüyordu, akşam karanlığından istifade elim bazen bellerinde, bazen götlerinde dolaşıyordu. Derken Asude’lere geldik. Asude bizi çay içmeye davet etti. Hep beraber yukarıya çıktık. Oturduk, çaylarımızı içerken havadan sudan konuşmaya başladık…

Belgin fazla dayanamadı ve pat diye Asude’ye, “Tuvalette Mustafa’yla sikiştiğini biliyorum!” dedi. Asude hem şaşırmış hem tedirgin olmuştu. Ama Belgin, “Senden sonra da ben sikiştim Mustafa’yla!” deyince Asude her şeyin aramızda gizli saklı kalacağını anlayıp rahatladı. Aslında üçümüzün de içi rahatlamıştı. Oturmuş, gülüşerek harem kurduğumuzdan falan konuşuyorduk. Sonra son sigaralarımızı içtik. Sigaranın ardından Belgin evine gitmek için kalktı. Ben de, “Evine kadar eşlik edip dönerim!” diyerek Belgin ile beraber çıktım.

Yolda Belgin’e neden pat diye söylediğini sordum. O da en acısız kestirme yolun bu olacağını düşündüğü için böyle yaptığını söyledi. Tenha bir sokaktan yürürken ben Belgin’in götünü avuçlayıp okşamaya başladım. Bana bakıp pis pis sırıtan Belgin elimden tutup bir apartmanın bodrumuna soktu beni. Öpüşme ve yiyişme faslını atlayıp direkt domalttığım gibi külodunu yana çekip yarağımı amına köklediğim gibi pompalamaya başladım. Belgin’in saçını ve bir kolunu çekerek sikiyorken Belgin’in de bundan zevk aldığını gördüm. Daha da sertleşince Belgin hemen orgazm oldu. Bacakları tutmaz olmuş, zangır zangır titriyordu önümde. Öyle ki ben yarağımı amından çıkarmak zorunda kaldım.

Sonra Belgin’in göt deliğine ilişti gözüm. Zaten yarağım yeni amından çıkmıştı, yağlama derdi de yoktu. Pozisyonumu alıp Belgin’in saçını elime doladım, yarağımı da göt deliğine dayadım. Ufak bir ittirmeyle ve Belgin’in, “Ihhh!” sesiyle köküne kadar götüne girmiştim. Saçından asılıp götüne pompalamaya başladım. Belgin nasıl inliyordu öyle! Nerdeyse köpek gibi uluyacaktı. O inledikçe ben sertleştim. Ben götünü sikerken Belgin de bir elini amına atmış, sıvazlıyordu. Onun orgazm olduğunu hissettiğimde ben de götünün içine boşaldım…

Yarağımı götünden çıkarmadan yüzünü kendime çevirip dudaklarını öptükten sonra memelerini yoğurdum biraz. Elimi amına indirdiğimde götünü öyle bir kastı ki yarağım kopacak sandım. Belgin diğer elimi tutup boğazına götürdü ve sıkmamı istedi. İstediği gibi yapıp boğar gibi sıkarak götüne biraz daha pompaladığımda Belgin tekrar orgazm oldu. O an anladım ki Belgin sağlam Mazoşist idi. Belgin’in saçından sertçe asılıp, “Demek böylesini seviyorsun götveren? Al o zaman götüne koduğumun orospusu! Benim orospumsun, sen benimsin!” diyerek yarağımın kalan sertliğiyle götüne pompaya devam ettim…

En sonunda yarağım sertliğini kaybedince götünden çıktım. Orgazm olmaktan halsiz kalan Belgin’e toparlanması için yardım ettim. Çantasından kağıt mendil çıkardı, temizlenebildiğimiz kadar temizlendik. Apartmandan çıktığımızda Belgin’in saçları dağınıktı ve boğazı kızarıktı. Koluma girdi, çünkü bacakları tutmuyordu ve götü acıyordu. Eve kadar yürüyemeyeceğini söyleyip taksiyle gitmeye karar verdi. Taksi beklerken beline sarılmıştım, o da göğsüme kafasını dayamıştı. O sırada yolun karşısında arkadaş grubuyla eğlenmeye giden Tuğba bizi gördü, bize el sallayıp arkadaşlarıyla yoluna devam etti. Az sonra da bir taksi durdu. Belgin’i taksiye bindirip yolladım.

İşimi sağlama almak için bir eczaneden Viag*a ve geciktirici almam gerekiyordu. Beni evinde bekleyen Asude’ciğim vardı ve uzun bir gece olacaktı.