Merhaba, adım Gülay, 24 yaşındayım. Kocam Erdal 29 yaşında, bir şirkette çalışıyor. Şirketin ürettiği yöresel ürünleri Türkiye’nin her yerine pazarlamasını ve dağıtımını yapıyor. Farklı şehirlere gittiği zaman en erken üç gün sonra gelir. Genelde İstanbul’a, İzmir’e ve Ankara’ya götürür ürünleri. Karadeniz tarafına gidince ise daha çok kalıyor. Yani anlayacağınız haftanın bir veya iki günü anca evde kalır, hangi günler olduğu da muamma. Ama kazancı çok iyi.

Kocamın yokluğunda ya ailemin yanına giderim, ya da kocamın akrabalarına. Kocamın samimi olduğum bir halası (Sabahat) ve de amcası (Ahmet) vardı. Halası Sabahat kocamdan üç yaş büyük, amcası Ahmet de iki yaş küçüktü. Kocamın dedesi ikinci evliliğini genç bir kadınla yapmış ve bu kadından da çocukları olmuş, bu yüzden halası ve amcası nerdeyse kocamla yaşıtlardı. Bunların ikisi de en küçükleriydi, kocamın daha beş halası ve dört amcası vardı.

Evimiz kendimize ait, maddi olarak rahat bir hayat sürüyoruz. Sadece kocamın haftada bir iki gün evde kalması benim hoşuma gitmiyordu. Tek tesellim, kocamın ailesi ve akrabaları samimi insanlardı ve yakınımızda oturuyorlardı. Onlarla takılırken zaman geçiyordu böylece. Genellikle ya Ahmet amcası karısı Sevda ile gelirdi, ya da Sabahat halası kocası Ali ile. Geç vakitlere kadar oturup çay kahve içer, sohbet ederdik. Bazen de ben onlara giderdim, akşamlardık. Geç olunca da beni evime kadar getirirlerdi. Kocamın teyzesi ve teyze oğulları da yakınımızda otuyordu, onlarla da samimi idim. Daha çok akrabası vardı, ama yine de herkes gelmezdi bana, gelirlerse de ayda yılda bir nadiren gelirlerdi.

Kocam özellikle İstanbul’a gittiğinde dönüşte bana fantazi iç çamaşırları getirirdi. Sexy gecelikler, dantelli külotlar, özellikle arkası ipli tangalar falan. Ben de tanga sevmediğim için giymezdim ve bu yüzden benimle tartışırdı. Birkaç kez tanga giymeyi denemiştim, tangaların ipli arkası götümün yarığına girdiği için rahatsız oluyordum.

Kocam en son İstanbul’a giderken, “Bu gelişimde porno film getireyim de birlikte izleyelim!” dedi. Ben tutucu bir çevrede yetiştiğim için porno izlemek çok ayıp, hatta günah olarak kabul edilen bir şeydi. O yüzden, “Ben hayatımda porno izlemedim, asla da izlemem!” dedim. Kocam da, “Zaten getirdiğim tangaları giymiyorsun, şimdi de porno izlemem diyorsun!” deyince yine tartıştık.

Kocamın İstanbul’a gittiği akşam Sabahat hala kocasıyla gelmişti. Çay demledim ve oturup içerken Sabahat hala, “Ali hayatım, canım çekirdek istedi, bize marketten alabilir misin?” dedi. Ali enişte de, “Alırım tabii!” dedi ve markete gitti. Sabahat hala benim düşünceli olduğumu anlamıştı. “Moralin bozuk gibi Gülay, yaramaz bir durum mu var?” diye sordu. Ben de kocamla tanga giymem konusunda sürekli tartıştığımızı anlattım. O da bana akıl vermeye başladı, bir anda ayağa kalktı, eteğini kaldırdı, “Bak, ben de tanga giyiyorum! Alıştığın zaman artık bırakamazsın. Birkaç gün dayan, alışırsın!” dedi.

“Peki halacığım denerim, ama sorun sadece tanga değil, benimle birlikte porno film izlemek istiyor!” dedim. “Ah canım benim, bizim eve gel, bendeki filimleri dergileri göstereyim aklın gider! Benim kocam da öyle, hatta senin kocandan daha beter. Hele kardeşim Ahmet tam bir seks manyağı!” dedi. Ben şaşırmıştım, “Ama böyle olduğunuz hiç belli olmuyor!” dedim. “Dıştan bakmayacaksın canım, içimizde farklıyız. Yarın bana uğra, sana film vereyim tek başına izle, eminim beğeneceksin!” dedi. O sırada kocası geldi, konu kapandı. Epey bir çerez getirmişti. Geç vakte kadar oturduk. Kalkıp gideceklerinde, Sabahat hala, “Yarın uğra, unutma!” dedi. “Tamam halacığım, gelirim!” dedim.

Gittiler. Ben ortalığı toparladım, tam geceliğimi giymiştim, yatacaktım ki Sabahat hala telefon açtı, “Kapıdayım, aç kapıyı, dayanamadım sana film getirdim!” dedi. Kapıdan verip gitti. İki tane film getirmişti, birini koydum. Evde tek başıma olduğum halde utanarak izlemeye başladım. Önce tiksinti gelmişti. Çerezlere dalmıştım, ama izliyordum. Sonradan ilginç bulmuştum, farklı şeyler hissediyordum, amımın ıslandığını farkettim. Külotum dahi ıslanmıştı. Elimi külotun içine sokup amıma dokununca sularımın aktığını hissettim. Hoşuma gitti, devam ettim, parmaklamaya başladım kendimi, daha çok zevk almaya başladım. Sanki musluktan akar gibi aktı amımın suları. Öylesine zevk dolu dakikalar yaşadım ve öyle bir rahatlama oldu ki vücudumda, anlatamam.

İzlemeye devam ediyordum. Beni azdıran şey filmde gördüğüm yarraklardı. Farklı farklı yarraklar, kalını, uzunu, siyahı… Özellikle zenci yarraklarının büyük olması amımın daha çok ıslanmasına sebep oluyordu. Ayrıca dikkatimi çeken başka bir şey oldu: Kocam beni sikerken hemen birkaç dakikada boşalıp işini bitiriyor, ben ise orgazm olmaya yaklaşamıyordum bile. Oysa filmdeki sikişler nerdeyse yarım saatten fazla sürüyordu ve sikilen kadınlar bu sürede defalarca orgazm oluyordu.

Bir filmi bitirdim öbürünü taktım. Bu seferki farklıydı, bir kadını iki kişi sikiyordu. Aynı anda biri amından, biri götünden giriyordu. Bunları izlerken üç defa daha kendimi parmaklayarak orgazm olmuştum. Demek ki Sabahat hala haklıydı, ben ot gibi yaşıyordum. O gece o kadar güzel rahatlamıştım ki, kafamı yastığa koyar koymaz uyumuşum.

Ertesi gün öğleden sonra filmleri alıp Sabahat halaya gittiğimde, (kocamdan genç olan Ahmet amcasının karısı) Sevgi de oradaydı. Sanırım Sabahat hala benim durumumu Sevgi’ye anlatmıştı. Filmleri siyah poşete koymuştum, birşey demeden verdim. Fakat sanırım Sevgi anlamıştı poşette ne olduğunu. Geçip oturduk, Sabahat hala, “İzledin mi?” diye sordu, ben de anlattım. Sevinmiş gibiydi, Sevgi de gülümsüyordu. Sabahat hala, “İşte bu kadar Gülay! Tangaları da birkaç gün giyersen tam alışırsın ve o zaman kocanla mutlu bir hayat yaşarsın. Yoksa inan bana evliliğiniz fazla sürmez. Yuvayı kadın ayakta tutar, ona göre!” dedi. “Anladım halacığım, teşekkür ederim!” dedim.

Bu sefer Sevgi başladı kocası Ahmet’i anlatmaya. Kocasının doyumsuz olduğunu ve her gece iki üç defa siktiğini, sadece adet günlerinde rahat bıraktığını söyledi. Sabat hala, “Gel Gülay, sana birşey göstereceğim!” dedi. Yatak odasına gittik. Çekmeceleri açtı ve “Bak!” dedi. Çekmecelerde yüzlerce film vardı. Ayrıca çeşit çeşit porno dergiler. Ben şaşkın şaşkın bakarken bana iki tane film verdi, “Bak bunlar çok güzel, al bu akşam da bunları seyret, sonra yenilerini veririm!” dedi.

Akşam olmak üzereydi, ben izin isteyip kalktım, evime gittim. Filmleri izlemek için sabırsızlanıyordum. Daha yemek yemeden filmin birini koydum. Filmde bir kadın, iki zenci erkek ve bir beyaz erkek vardı. Zenciler kadını sikerken beyaz adam izliyordu. Anladığım kadarıyla beyaz adam karısını siktiriyordu ve izlerken yarrağını eline almış sıvazlıyordu. Bana çok ilginç ve çok heyecanlı geldi. Dikkatle izlemeye başladım. Zencilerin yarrakları çok büyük ve kalındı. Sikişme sahnesi bitene kadar ben iki defa orgazm olmuştum. Zenciler kadını siktikten ve ağzına boşaldıktan sonra başka bir sahne başladı. Pauseye basıp filmi durdurdum ve gidip birşeyler yedim. Sonra tekrar izlemeye devam ettim. Bu sefer başka zenciler başka bir kadını sikiyordu. Demek bu filmde sadece zenciler vardı. Filmi sonuna kadar izleyip bitirdim, ama bitirene kadar üç defa daha orgazm oldum. Sonra güzel bir uyku çektim.

Ertesi gün öğleye doğru telefonun sesine uyandım. Sevgi beni arıyordu. Açtım telefonu. “Ne yapıyorsun Gülay?” falan derken, bana gelmek istediğini söyledi. “Tamam gel!” dedim. Az sonra geldi. Oturduk çay kahve içtik. Sohbete başladık. Sevgi konuyu bir yere getirmek istiyordu sanki. Filmden, seksten, yarraktan, sikişmekten konuşup, bana sorular soruyordu. Sonunda kocamın yarrağının büyüklüğünü ve beni nasıl siktiğini, bir gecede kaç kere siktiğini, kaç dakika siktiğini falan sordu. Ben de anlatınca, gülerek, “Sen benim kocamın altına yatsan seni haşat eder!” dedi. “Hadi ya?” dedim. “Evet Gülay, Ahmet fena sikiyor ve doyumsuzluğu cabası, izin versem sabaha kadar sikecek!” deyip anlatmaya başladı.

O böyle ballandıra ballandıra anlatırken amımın ıslandığını hisettim, “Sus kız ıslandım!” dedim. Sevgi de, “Gülay, sana birşey diyeceğim. Ama kızma ve yanlış anlama!” dedi. “Söyle kız!” dedim. Sevgi gülümseyerek, “Senin kocan sürekli başka şehirlerde… Kocan yokken amın yarak istiyordur…” dedi. “Eee, ne demek istiyorsun?” dediğimde, “İstersen benim kocamın altına yatabilirsin!” dedi. Ben bunu duyunca aptallaştım tabii, “Kız sen ne diyorsun, ciddi olamazsın!” dedim. “Hemde çok ciddiyim. Zaten Ahmet sana bayılıyor, seni hiç olmazsa bir defa sikmek istiyor!” dedi. “Peki sen nasıl izin veriyorsun kocanın bir başka kadını sikmek istemesine?” dedim. “Aslında izin vermem, ama böyle olursa ben de rahatlayacağım biraz!” dedi.

Sevgi’nin ikna yeteneği vardı, “Gülay, senin kocan sanki gittiği şehirlerde başka kadınları sikmiyor mu? Hiç düşünmedin mi, Karadeniz taraflarına gittiğinde neden daha uzun süre kalıyor diye? Karadeniz Rus orospu kaynıyor!” dedi. Bir an düşündüm ve sanki Sevgi haklıydı. Ama ben hemen evet diyecek bir konumda değildim. “Olmaz kız, duyulursa kocam beni kesinlikle boşar!” dedim. “Kızım bizden sır çıkmaz, kim bilecek ki? Kocan başka amları sikiyorsa, senin de başka yarakları yemek en doğal hakkın! Kendini parmaklamaktan kurtulursun işte!” dedi.

Söyledikleri mantıklı gelmişti, ama birşey demedim, sadece sustum. Benim susmamı kabullenmiş olduğum anlamında algıladı galiba, pis pis sırırttı. Bir süre oturduktan sonra kalkıp giderken akşam ne yapacağımı sordu. “Bir şey yapmayacağım, evdeyim, TV izlerim!” dedim. “Tamam, belki Ahmet’le çay içmeye geliriz!” dedi. “İyi yaparsınız, zaten yalnızlıktan zaman geçmiyor!” dedim. Sevgi gittikten sonra (Bu kadının kesin bir planı var!) diye düşündüm, çünkü içten pazarlıklı bir kadın idi.

Akşam olmuş ve vakit ilerlemişti. Ben yemeğimi yedim, çay demledim, üstümü de değiştirdim, nasıl olsa geç oldu, bu saatten sonra gelmezler diye düşündüm. Alışmak için kocamın bana aldığı beyaz dantelli tangayı giydim ve üstüme de şeffaf geceliğimi. Öbür filmi koydum izlemeye başladım. Bu seferki filmde havuz başında grup sex vardı, herkes sikişiyordu, kadınları değiştirerek sikiyorlardı. İki zenci kadınla iki zenci erkek te vardı. En çok hoşuma giden zencilerin sikişleriydi. Kadınların halinden çok iyi anlıyorlardı ve nasıl zevk vereceklerini biliyorlardı. Yavaş yavaş ve tadını çıkara çıkara pompalıyorlardı…

Ben filme dalmışken kapı çaldı. Ben ne giydiğimi unutmuşum, filmi pauseye basıp durdurdum ve gidip kapıya baktım. Sevgi beni görünce, “Vay, Gülay kendini hazırlamış bile!” deyip güldü. Ahmet ise aval aval bana baktı, hiç bir şey demeden salona geçtiler. Ben hemen yatak odama geçip üstümü değiştirdim, eşofmanlarımı giydim. Salona geçtiğimde gözüm TV’ye takıldı, pauseye başmıştım ve zenci kadın yarak yalarkenki sahne TV’nin ekranında donmuş bir şekilde duruyordu. Hemen kumadayı alıp TV’i kapattım, çok utanmıştım. “Kusura bakmayın, artık gelmeyeceğinizi sanmıştım…” dedim.

Sevgi bana pis pis gülümseyerek, “Kız deminki kıyafetlerle çok sexy görünüyordun!” dedi. Ben de gülümseyip teşekkür ettim. Sevgi, “Kız neden gidip giymiyorsun tekrar. Yabancı mıyız sanki?” dedi. “Yabancı değilsiniz, ama Ahmet burada…” dedim. Sevgi, “Olsun kız, onun da gözleri bayram eder! Hem zaten gördü göreceğini!” dedi. “Olmaz kız, ayıp olur!” dedim. Sevgi, “Hadi hadi nazlanma, utanıyorsan salonun ışığını kapatır TV’yi açarız, loş ışıkta seni fazla göremez!” dedi.

O kadar çok ısrar etti ki, sonunda gidip eşofmanları çıkardım, tekrar sexy geceliği giydim. Utana sıkıla salona geçip hemen yerime oturdum, bacaklarımı birleştirdim, ellerimi de araya koydum. Sütyen olmadığı için şeffaf geceliğimden memelerim görünüyordu zaten. Ahmet gözlerini benden alamıyordu. Sevgi, “Utanma kız, rahat ol. Çay yaptın mı bari?” dedi. “Evet, yapmıştım!” dedim, kalktım mutfağa gittim. Bardaklara çay doldurup salona götürdüm. Gözüm Ahmet’in önüne kaydı, adam eşofmanla gelmişti ve sanırım altında külot yoktu, çünkü yarrağı sanki çadır kurmuş gibiydi, büyükçe bir yarrağı olduğu belliydi.

Çayları ikram ederken mecburen eğildim, Ahmet gözlerini memelerimden alamıyordu. Sevgi’nin çayını vermek için döndüğümde Sevgi orospusu anlamlı anlamlı gülümsüyordu. Demek ki beni kocasına siktirme konusunda kararlı idi. Yerime oturdum. Çaylarımızı içerken Sevgi, “Deminki filmi aç ta hep beraber izleyelim!” dedi. Ahmet de açmamı söyleyince kumandayı alıp TV’yi açıp filimi devam ettirdim. Herkes filme odaklanmıştı. Ben arada sırada çaktırmadan Ahmet’in önüne bakıyordum, yarrağı sanki daha da büyümüş gibiydi, bir eliyle eşofman üstünden yarrağını okşuyordu…

Bir süre sonra Sevgi, “Ben lavaboya gideceğim!” diyerek kalkıp gidince, Ahmet de hemen yerinden kalkıp yanıma geldi, yarrağını çıkardı ve bana doğru uzattı. “Ne yapıyorsun Ahmet, Sevgi gelir şimdi!” dedim. Ahmet, “Sevgi’nin amına koyayım, gelsin. Ben seni çok uzun zamandır arzuluyorum. Her yerine bayılıyorum, beni azdırıyorsun!” deyip yarrağını ağzıma yanaştırdı. Ben kendimi geri çektim, ama ısrarla yanaşıp yarrağını dudaklarıma dokundurdu. Bir elini de memelerime attı ve okşamaya başladı. Galiba kurtuluşum yoktu, hem zaten Sevgi de bunu istiyordu. Dudaklarımı araladım, hemen soktu ağzıma, ben de emmeye başladım. Yarrağı epey kalındı, damarları şişmişti…

Ben yalarken Sevgi geldi, “Hah işte, aynen böyle rahat ol kızım!” deyip karşımıza oturdu, bizi izlemeye başladı. Ahmet resmen ağzımı sikiyordu. Sanırım 10 dakika kadar sonra yarrağını ağzımdan çekti. Beni de sırt üstü yatırdı. “Tangan bir harika, sana çok yakışmış ve seni olduğundan çok daha sexy gösteriyor. Hep böyle şeyler giymeni tavsiye ederim, kocan bayılır böyle şeylere!” dedi. Tangamı kenara sıyırdı ve kıllı amımı yalamaya başladı. Öyle bir yalıyordu ki, beni anında orgazm etti. Amımdan gelen her damla suyu da yalayıp yuttu. Fakat durmuyor, yalamaya devam ediyordu. Ben inlemelerim yükselmesin ve sesim dışarı duyulmasın diye kendimi tutuyordum, ama nafile, elimde değildi. İnlemelerim kendiliğinden yükseliyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Çok geçmeden bir kez daha orgazm oldum…

Ahmet amımı yalamayı bıraktı, tangamı çıkarıp eline aldı, burnuna götürüp kokladıktan sonra yan tarafa bıraktı. Sonra yarrağını amıma önce sürttü, sonra sokmaya başladı. Ben sanki ilk defa yarrak yiyordum. Acaip heyecanlı ve zevkliydi. Yarrağının tamamını soktuktan sonra pompalamaya başladı. Sevgi ise karşımızda oturduğu koltukta amını okşayarak biraz bizi, biraz filmi izliyordu. Ahmet beni fena pompalıyordu, üstüme abanıyor, dilini ağzıma sokuyor ve dilimle dans ettiriyordu. Ben dilimi onun ağzına sokunca sanki koparacak gibi somuruyordu. Öpüşürken sadece belini yukarı aşağı oynatıp sikiyordu. Ama ne sikişti bu böyle. O sikiyor, ben orgazm oluyordum. Sevgi’nin dediği gibi gerçekten dayanıklıydı, beni yarım saat gibi bir süre değişik değişik pozisyonlarda sikti. Her girdiği pozisyonda beni orgazm etmişti. Sonunda o da gelmek üzereydi, birden kasıldı, yarrağını amımdan çıkardı ve ve göbeğimin üzerine boşaldı…

Kocamın birkaç dakikalık sikmesine sikme denilemezdi. Böylesine bir sikişi ilk defa yaşamıştım. Kalkıp duşumu aldım ve gelip oturdum. Benden sonra Ahmet gitti banyoya. Sevgi pis pis sırıtarak, “Nasıldı Gülay?” dedi. Ben, “Müthişti!” dedim. “İyi o zaman, kocan yokken istediğinde Ahmet’i gönderirim sana!” dedi. Ben sadece gülümsedim.

Az sonra Ahmet duştan çıkıp gelip oturdu. Sevgi ona da sordu, “Gülay’ın amını beğendin mi kocacığım?” diye. Ahmet’in ağzı kulaklarına varıyordu, “Evet, çok güzel amı var, kılları beni fena azdırıyor!” dedi. Birer kahve yapıp ikram ettim. Kahveden sonra kalkıp gideceklerdi. Sevgi bana, “Kız canın daha çekiyorsa kalabiliriz, Ahmet seni tekrar siksin!” dedi. “Bilmem ki!” diye bir laf ağzımdan çıkmasın mı! Sevgi sırıtarak, “Tamam, biraz daha kalalım, sen fena azmışsın kızım!” dedi. Elimden tuttuğu gibi beni kaldırdı ve hep beraber yatak odama gittik.

Ahmet hemen soyunup yanıma oturdu, beni öpüp okşamaya başladı. Bu sefer şeffaf geceliğimi ve tangamı direkt çıkardı. Ben de yarrağını elime aldım, sıvazlamaya başladım. Adamda ne yarrak varmış öyle, daha iki okşamayla hemen kazık gibi oldu! Her tarafımı öpüp okşadıktan sonra beni yine en az yarım saat kadar farklı pozisyonlarda sikti, orgazm üstüne orgazm yaşattı. Beni öyle bir doyurdu ki, inanılmazdı. Sevgi’nin de yanımızda olup izlemesi ayrıca heyecan katmıştı. Gittiklerinde vakit gece yarısını geçmişti. Duş falan almadan yattığım gibi mutlu bir şekilde uyudum 🙂