Annem her konuda, “Önemli olan bir işe başlamaktır kızım, başladın mı gerisi çorap söküğü gibi gelir!” derdi. Annemin bu sözünü benim durumuma uyarlarsam, ilk kez kocamı aldatmıştım ve gerisi çorap söküğü gibi gelecekti. Adeta kendime güven gelmiş, ufkum açılmıştı. Benim artık kafamda kocam yoktu, yarak vardı. Kocamdan başka bir erkekle sikişmek ap ayrı bir duyguydu, inanılmaz zevk vermişti. Başka bir erkek olmasıydı önemli olan. Öyleyse ben bu Haydar’dan da bir gün bıkacaktım. Farklı şeyler düşünmeye başladım ve aklıma her türlü şeytanlık geliyordu. Hele birkaç gün daha geçsin, bakalım bu am kime, hangi yarağa nasip olacaktı…

Haydar’ı ikinci günü çağırmadım, biraz dinleneyim dedim ve yatağa yaraksız yattım, uyudum. Ertesi gün sabah erkenden kalktım çocukları uyandırdım. Kahvaltı hazırladım, ev işlerini yaptım. Çocuklar TV izlerken yıkanayım diye banyoya girdim. Küvetin içinde yıkanırken tepedeki duşu da açtım. Duşun süzgeci kireçlenmişti galiba, su aşağıya değil de sağa sola püskürüyordu. O anda aklıma bir şeytanlık geldi. Duşun süzgecini biraz kurcalayıp iyice bozdum. Kurulanıp banyodan çıktım ve hemen kocamın teyzesinin oğlu Salih’i aradım ve durumu anlattım. Salih de, “Hemen gelemem, şimdi işim var, çalışıyorum, akşam uğrarım!” dedi. “Tamam!” dedim.

Akşama doğru yemek hazırladım, belki Salih aç gelir diye. Ve güneşin batışıyla geldi, elinde bir poşet vardı. Banyoya girdik duşun başlığını gösterdim. “Tam tahmin ettiğim gibi, bunlar sık sık bozulur, onun için yenisini getirdim!” deyip eskisini söküp yeni duş başlığını taktı. Kontrol etti, düzgün akıyordu, “Oldu!” dedi. “Borcum ne kadar?” dedim. “Ne borcu yenge? Borcun yok!” dedi. “İyi o zaman akşam yemeğini beraber yiyelim!” dedim. “Tamam!” dedi.

Ben çocukların karnını az önce doyurmuştum, onlar salonda TV izliyordu. Bahçeye sofrayı kurdum ve Salih’le beraber yedik. Salih kocamı sordu, “Ne zaman gelir?” diye. Ben de, “Bilmiyorum! Yaklaşık bir hafta oldu gideli, ama gelişi belli değil!” dedim. Yemekten sonra çay demledim. Çay içerken, ben evde bir erkeğin olmayışının zor olduğundan falan girdim konuya, ama direkt olarak (Salih beni sik!) de diyemiyordum. Salih te hiç anlamıyordu ızdırabımı, veya anlamazdan geliyordu. Çaylarımızı içtikten sonra Salih müsaade isteyip kalktı ve gitti.

Saat 22:00 olmuştu. Ben çocukları yatırdım. Aslında çocukları saat 21:00 sularında yatırırım, alışmasınlar diye. Çocukları yatırdıktan sonra oturdum. Canım da müthiş bir şekilde yarak çekmeye başlamıştı. En iyisi porno izlemek dedim. Yatak odama girip laptoptan bir filim açtım ve izlemeye başladım. Ama izlerken çok daha fena azdım. Amımı okşayıp parmaklıyorum, ama bir türlü rahatlayamıyorum, canım gerçek yarak yemek istiyordu…

Salih’e kendimi siktiremedim diye canım sıkılmıştı. Haydar’a da alışmak istemiyorum, ama amım farklı düşünüyordu. Saate baktım, 23:00 olmuş, çok geç oldu, şimdi rahatsız etmeyim diye düşünüyorum, ama olmuyordu bir türlü. Sonunda elim telefona gitti ve aradım. Bu sefer telefona Haydar çıktı. “Fena azdım, hemen gelebilir misin?” dedim. “Hemen geliyorum!” dedi ve birkaç dakikada da geldi. Ben zaten gecelikle bekliyordum, hemen işe koyulduk, güzelce sikti beni, rahatladım. Sikiş sonrası uzanmış konuşuyorduk. Haydar, “Birdahaki sefer istersen üçlü yapalım, ne dersin?” diye sorunca, ben şaşırdım ve “Kiminle?” dedim. “Karımla, sen ve ben!” dedi. Öyle bir erkek ve iki kadınlı çok filim izlemiştim, denemekten ne zarar gelir diye düşündüm ve “Olabilir!” dedim. Haydar gittikten sonra ben yine rahatlamanın verdiği huzurla uyudum, deliksiz…

Artık farklı şeyler düşünmeye başladım ve aklıma farklı erkekler geliyordu. Aslında Salih’le sikişebilsem çok güzel olacaktı. Salih bekardı ve benimle sabahlayabilirdi. Veya benim amcamın oğlu da olabilirdi, o da genç ve bekardı. Yeğenimin kocası da olurdu, hatta her iki yeğenimin kocaları, ikisi de bana baygınlar zaten, ama karıları sorundu. Değişik şeyler geliyordu aklıma ve ne yapacağımı bilemiyordum. Ben en iyisi önce Salih’i bir daha deneyim, bakalım ne olacak dedim. Sanki artık benim zembereğim boşanmıştı ve tekrar kurulması imkansız gibiydi. Canım sürekli değişik erkeklerle sikişmek istiyordu…

Kocam gideli bir haftadan fazla olmuştu ama aramadı, normalde yükü boşaltınca arar ve yola çıktığını söylerdi. Aramadığına göre gelmesi daha üç dört günü bulur diye ben seviniyordum, Haydar’la rahatça sikişebiliyorum diye. Yine bir gün geçmişti ve artık amım kaşınıyordu. Salih’i aradım ve “Salih bu sefer de mutfaktaki musluk bozuldu galiba, akşama gelip bakar mısın?” dedim. “Tamam yenge gelirim!” dedi…

Akşam geldi. Gelir gelmez de direkt, “Şu musluğa bir bakayım!” dedi. Ben de, “Musluğun bir arızası yok, gelip bizimle yemek yemen için çağırdım. Aslında biraz da canım sıkılıyor kocam yokken!” dedim. Salih şaşırmıştı. Hepimiz oturduk sofraya yemek yedik. Çocuklar odalarına gidip bilgisayarın başına geçtiler. Ben de çay yaptım, bahçede Salihle oturup içtik. Saat 21:00 gibi çocukları yatırdım geldim. Salih kalkıp gitmek istedi. Ben de, “İstersen içerde biraz TV izleyelim, yalnız sıkılıyorum!” dedim. “Tamam, izleyelim!” dedi. Ama sanırım birşeyler anlamıştı. Aslında beni de arzulamıyor değil, bakışları onu ele veriyordu.

Salona geçtik. TV’yi açıp kumadayı verdim ve “Salih sen otur, ben bir duş alayım, çocuklar uyuyor zaten, aklım kalmaz sen burdasın diye!” dedim. “Tamam yenge!” dedi ve ben banyoya girdim. Duş alıp çıktım. Yatak odasına geçtim. Külot giymeden kısa olan geceliğimi giydim, zaten şeffaftı. Salona geçtim. Işıklar kapalıydı, sadece TV’nin ışığı salonu loş yapmıştı. Yanına oturdum ve “Ne izliyorsun?” dedim. “Öylesine kanalları geziyorum, pek birşey yok!” dedi.

Cesaretimi toplayıp, “Porno izler misin?” diye sordum. Şok oldu, sesi kesildi. “Salih porno izler misin?” diye tekrarladım sorumu. Kekeleyerek, “Tamam, koy!” dedi. Ben de, “Ben laptopta internetten izliyorum, laptopu getireyim!” dedim. Salih, “Gerek yok yenge, sizin TV’de de internet var!” deyip kumandayla internete girip kumandayı bana verdi. Aynı laptoptan girdiğim siteye girdim, bir filim seçtim. Başlattım. Birlikte izlemeye başladık.

İzlerken Salih’i kaçamak bakışlarımla takip ediyordum. Yarağı sertleşmiş, pantolonunun önünü kabartmıştı, ovmak için fırsat kolluyor gibiydi. Yan gözle bana bakıp, ona bakmadığımı sanarak yarağının yerini değiştirmek için çabaladı, ama ben herşeyi görebiliyordum. Bu adam çok utangaç, ben başlayım bari dedim içimden ve “Ayy çok sıcak, ben terlemeye başladım!” deyip geceliğimin eteğini yelpaze gibi kaldırıp indirerek havalandırmaya başladım. Tabii bacaklarım ayrık durumda, yani amım görünüyordu. Salih ise yan gözle amıma bakıyordu, çıldıracak gibi olmuştu…

Filimde bir kadını iki erkek sikyordu, biri kadının kocası, ötekide kocasının arkadaşıydı. Ben artık birşeyler söylemem lazım diye düşünüyordum, “Bak adama yaa, karısını nasıl da başkasına siktiriyor, görüyor musun?” dedim. “Evet görüyorum, demek ki adamın fantazisi buymuş!” dedi. “Peki senin fantazin nedir Salih?” dedim. Utanmıştı, “Bilmem… Ya senin fantazin nedir yenge?” dedi.

Gel şimdi buna cevap ver! “Benim fantazim kocamı aldatmak!” dedim. O da, “Peki kocan sana başka bir erkek getirip sikiştirmek isterse, yapar mısın?” diye sordu. “Onu hiç düşünmedim, ama galiba kendimi kaptırabilirim!” dedim. Ondan sonra sessizlik oldu. Bu adamda iş yok diye düşündüm. Kalkıp, “Ben elimi yüzümü yıkayıp geleyim!” dedim ve salondan çıktım. Kapıdan biraz izledim, pantolon üstünden yarağını fena halde ovuyordu. Ona son bir şans verecektim…

Elimi yüzümü yıkayıp tekrar geldim. Bu sefer ona bitişik oturdum. Salih heycanlanıp terlemeye başladı. Ben, “Artık yetti!” dedim ve elimi yarağının üstüne koydum ve ovmaya başladım. O da sanki benden böyle bir hareket bekliyormuş gibi, dudaklarıma yapışıp memelerimi avuçlayarak beni öpmeye başladı. Öpüşürken ben de onun kemerini çözdüm, pantolonunu indirdim. Pantolonunu çıkarmama yardım etti. Boxerle kalmıştı. Kucağına çıktım ve öpüşüp yiyişmeye başladık. Salih kudurmuş ve açılmıştı, “Yenge seni uzun zamandır istiyordum!” diye itiraf etti. “Biliyorum canım!” deyip kucağından indim.

TV’yi kapattım. Elinden tutup yatak odama götürdüm. Odamın kapısını kapatıp boxerini indirdim, yarağını ağzıma aldım ve somurmaya başladım. Güzel yarağı vardı, kalındı, kafası mantar gibiydi. O gece Salih beni öyle bir sikti ki, sanki yılların kaybını telafi etmek ister gibiydi. Gece geç vakte kadar dört defa sikti ve sarılıp yattık, uyuduk…

Sabah uyandığımızda önce ben çıktım odadan. Çocukları mutfağa götürüp kahvaltılarını hazırladım. “Siz başlayın!” deyip ben gidip Salih’i dışarı çıkardım. “Kapının zilini çal, ben gelir açarım!” dedim. Öyle yaptı, kapının ziline bastı. Ben gidip açtım, Salih girdi. Çocuklar çok sevindi, onlarla ilgileniyor diye Salih abilerini çok severlerdi. Bilmiyorum artık çocuklarla ilgilenmesi benim için miydi acaba?

Hep beraber kahvaltımızı yaptık. Çocuklar odalarına geçince biz oturup hem öpüşüyoruz hem de planlarımızı yapıyoruz. Ona, “Kocamın seferde olduğu sürece kocam sensin, artık sen yatacaksın yanımda ve beni sikeceksin!” dedim. O da, “Tabii ki yenge, ben seni artık boş bırakmam, merak etme!” dedi. Ben de, “Haa birşey daha var! Canım başka erkek isterse sikişirim, haberin olsun!” dedim.

Salih bozulmuş, suratı ekşimişti. Ona, “Bu sorun olmaz değil mi?” dediğimde, “Sorun yok yenge, yeter ki benimle de sikiş!” dedi. “Tabii ki seninle de sikişeceğim, ama benim başka bir sikicim var, onu da memnun etmeliyim, öyle değil mi? Ayrıca nikahlı kocamı da unutmamak lazım, herkes sırasını beklemek zorunda!” dedim. “Tamam, sorun yok yenge!” dedi. Ben de, “Sağol anlayışlı aşkım!” dedim ve öpüp gönderdim…

Ertesi gün kocam aradı ve “Yola çıktım, üç güne gelirim!” dedi. Tabii kocamın dönüş yolunda olduğu iki geceyi de Salih’le değerlendirdik. İki gece Salih bende yattı ve sikiştik. Üçüncü gün kocam eve gelir gelmez, ilk iş olarak, “Özledim seni!” diyerek beni yatırıp sikti. Kocam beni sikerken ben gözlerimi kapatıp Salih’i ve Haydar’ı düşünüyordum. Kocamla sikişmek sanki görev gibiydi, hiç zevk almıyordum…

O gün ablam aradı, “Kocan geldi mi seferden?” diye sordu. “Burda, isterseniz buyrun gelin!” dedim. “Tamam geliriz, kocanı çoktandır görmüyoruz!” dedi. Kocama söyledim geleceklerini, o da sevindi. Ablam benden üç yaş büyük, ama bir içim su, yani çok güzel bir kadın. Geldiler, ama yemeklerini yeyip gelmişlerdi. Çay yaptım, bahçede oturduk. Sohbet ederken Haydar’la Şerhriban da geldi. Hep birlikte oturduk geç saatlere kadar.

Ablam, “Semra, neden kocan seferde olduğu zaman çocukları alıp gelmiyorsun, bizim çocuklarla iyi vakit geçirirler!” dedi. “Bilmem ki abla, ama gelirim mutlaka!” dedim. Eniştem de, “Bekleriz Semra, istersen bizde kal birkaç gün!” dedi. “Kalamam galiba, rahat edemem!” dedim, konu öylece kapandı. Sonra herkes kalktı ve evlerine gitti.

Misafirler gidince kocam beni yatak odasına adeta kaçırır gibi götürüp sikti. Sikse de sikmese de benim için artık fark etmiyordu. Ben başka yarak peşindeydim ve tam da işte bu yüzden korkuyordum, yeni sikicilerimden çabuk bıkabilirim diye. Kocam bir gün daha kalıp tekrar sefere çıkacaktı, kocam gideceği için üzülürken, ben seviniyordum sikicilerimle sikişeceğim diye…

Kocamın sefere gittiği akşam Haydar’ı çağırdım. Haydar da karısı Şehriban’la geldi ve “Bu gece üçlü yapacağız!” dedi. Ben de kabul ettim. Ve o gece gerçekten ikimizi de müthiş sikti. Şehriban’la beni alt alta, üst üste yatırıyor, biraz beni sikiyor, benden çıkarıp Şehriban’ı sikiyordu. Bu arada olacağını tahmin ettiğim, hatta olmasını merakla beklediğim şey de oldu, Şehriban benimle sevişti. Kadın kadına sevişmenin çok daha başka heyecanı ve zevki vardı. Hele ki Şehriban benimle sevişirken Haydar’ın da beni sikmesi yok mu, resmen uçurmuştu beni…

İlk sikişinden sonra Haydar biraz dinlenip bizi birer kez daha sikti. Adamın azgınlığına şaşırmıştım, “Yahu sen makina mısın?” dedim. Haydar da, “Evet, gecede dört beş defa sikebilirim!” dedi. Ben de gülerek, “İyi, o zaman amım yarağa doyacak!” dedim. Haydar, “Emin ol ki doyacak, hem senin, hem Şehriban’ın amı doyacak, siz beni merak etmeyin!” dedi.

Onlara, “Size bir şey söyleyeceğim, ama aramızda kalacak!” dedim. “Tabii ki!” dediler. “Ben kendime bir sikici daha buldum!” dedim. Gözleri de ağızları da açık kalmıştı. Haydar, “Kim, tanıyor muyuz?” diye sordu. Ben de, “Unutmayın, aramızda kalacak, ona göre! Belki de bir gün dörtlü yaparız, ne dersiniz?” dedim. Haydar bu teklifime bozulmuştu. Ama Şehriban ağzı kulaklarında, “Harika olur!” dedi.

Haydar, “Sen ne diyorsun Şehriban? Olmaz!” dedi. Şehriban ise, “Sen başka kadın sikebiliyorsun da bana gelince mi olmuyor?” dedi. Tartışmaya başladılar. Haydar, “Ama ben seninle konuştuğumuz fantazilerimizi gerçekleştiriyorum!” dedi. Şehriban, “Bizim fantazilerimiz değil Haydar, sen hep kendi fantazilerini dayatıyorsun! Bu da benim fantazim, ben de başka erkekle sikişeceğim! Razı olsan da sikişeceğim, olmasan da sikişeceğim! İstersen bu yüzden boşanalım, görürsün mahkemede neler anlatıyorum!” dedi.

Haydar Dut yemiş Bülbül gibi sustu. Ama sonra düşündü ve karısına hak verdi, “Tamam Şehriban, dörtlü yaparız!” dedi. Sonra bana sordu, “Kim bu herif?” diye. Ben, “Salih!” deyince Şehriban’ın ağzı yine kulaklarına vardı ve “Haa o yakışıklı mı? İyi sikiyor mu kız?” diye sordu. Ben evet anlamımda kafamı sallayınca Haydar’ın suratını bir düşünce kaplamıştı. Artık çöplükteki tek Horoz kendisi olmayacaktı. Üstelik Salih daha genç bir sikiciydi. Haydar o hırsla bizi birer posta daha sikti. Sonra evlerine gittiler. Ben de mışıl mışıl uyudum, canıma değsin…

Ertesi gün kahvaltıda yarak düşünüyordum. Lanet olsun aklımdan çıkmıyor bu yaraklar, ne hale geldiğime inanamıyordum. Bir zamanlar yaraktan kaçan ben, şimdi yarak diye yanıyordum ve nerdeyse yoldan geçen adama (Gel beni sik!) diyecek kadar azmıştım…

Kocam gideli dört gün olmuştu. Bu sürede Haydar ve Şehriban’la bir kez daha üçlü yapmıştık. Bir gece de Salih bende kalmıştı. Ablamı aradım ve “Müsaitseniz yarın size geleceğim?” dedim. Ablam, “Gel hayatım, eniştene söylerim gelip seni alsın!” dedi. “Tamam, yarın saat 11:00 gibi gelsin, çocukları anca hazırlarım!” dedi. “Olur!” dedi. Ablam bir köyde oturuyordu ve iyi bir hayat sürüyordu, hali vakti yerindeydi…

Ertesi sabah çocukları hazırladım, kendim de hazırlandım. Eniştem dediğim saatte arabasıyla geldi. Bindik, yola çıktık. Giderken konuşuyorduk. Eniştem, “Semra hayatın zor olmalı!” dedi. “Neden enişte?” dedim. “Kocan gidip ancak iki haftada, üç haftada geliyor. İhtiyaçlarını nasıl karşılıyorsun?” dedi. Eniştemin niyetini anlamıştım. Zaten uzun zamandan beri bana asılırdı, ama ben aldırış etmezdim, çünkü o zamanlar durumum farklıydı. Ama şimdi elime fırsat geçse hiç düşünmez kendimi siktirirdim ona.

“Enişte internet denen bir şey var, bir şeye ihtiyacın olursa internete bakarsın, tam olmasa da istediğini alabilirsin!” dedim. Eniştem, “Anlamadım?” dedi. Ben de, “Enişte sen neyi sordun bana tam olarak?” dedim. Eniştem arkada oturan çocuklar duymasın diye kulağıma doğru eğilip, “Kocan seferdeyken sen yatakta ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorsun?” dedi.

“Enişte sana ima ettim, ama anlamadın!” deyip kulağına eğildim ve “İnternette porno filimler izleyip kendimi tatmin ediyorum!” dedim. Eniştem, “Haa! Peki, gerçeği varken neden internete takılıyorsun?” dedi. Yani benim yarak emrine amade demek istiyordu. Ben gülümseyerek, kulağına eğildim ve “Enişte seni çok iyi anlıyorum, beni sikmek istediğini de biliyorum!” dedim. Çocuklar ne konuştuğumuzu anlamasın diye birbirimizin kulağına yanaşıp söylüyorduk.

Eniştem, “Senin gibi bir kadını kim sikmek istemez ki!” dedi. “Çok mu istiyorsun beni sikmeyi?” diye sordum. “Evet, çooook istiyorum!” dedi. “O halde bu gece sizde kalacağım ve sen beni sikmeye geleceksin, tamam mı?” dedim. Eniştem, “Olmaz, ablan duyarsa ocağım söner! En iyisi ben size geleyim ve rahatça sikişelim!” dedi. “Tamam, ne zaman geleceksin?” dedim. “Bu akşam seni evine götürdüğümde işimizi halledip köye dönerim, ne dersin?” dedi. “Tamam, öyle yapalım!” dedim. Aslında eniştem çok yakışıklı biri ve bana uzun zamandır tutkun, gönlünü yapayım, lazım olur ilerde diye düşündüm…

Köye vardık. Oturduk sohbet ettik. Benim çocuklar ablamın çocuklarıyla oynadı. Eğlendiler, koşturdular, tavukları yemlediler, cicivleri sevdiler, kazları kovaladılar, keçileri kızdırdılar, yani akşama kadar yerlerinde durmadılar. Akşam yemeğini de orda yedikten sonra, “Biz artık kalkalım!” dedim. Eniştem bizi geri götürdü. Çocuklar yorgun olmalılardı ki yolda uyumuşlardı, eve geldiğimizde hemen taşıyıp yatağa yatırdık.

Yatak odama geçtik. “Enişte sen otur, ben çabucak bir duş alıp çıkayım!” dedim. Ebeveyn banyosuna girdim, duş aldım, havluya sarınıp çıktım. Eniştem soyunmuş ve yarağını kaldırmış halde yatağa uzanmıştı. Havluyu üstümden aldı ve “İnanılmaz güzelliğe sahipsin Semra, kocanı kıskanıyorum!” dedi. “Enişte senin karın da çok güzel!” dedim. “Evet ama senin kadar değil!” dedi ve başladı dudaklarımı öpmeye.

Sürekli saatine bakıyordu, biliyordum acelesi vardı. Hiç memelerimi emmeden, amımı falan yalamadan, bana yarağını yalatmadan direkt girdi amıma. Acele acele beni nasıl sikti anlamadım. Tam orgazm olmaya yaklaşmıştım ki içime boşalıp kalktı üstümden, boşaldıktan sonra içimde iki saniye bile bekletmedi yarağını. Giyinip giderken, “Enişte ben bunu saymıyorum, bir daha beni sikeceksen adam gibi sik, yani zaman ayır bana!” dedim. “Tamam hayatım!” deyip öptü ve gitti.

Eniştemin acele edişini anlıyordum, köye geç dönüp ablamı şüphelendirmek istemiyordu. Ama yine de canım sıkılmıştı. Can sıkıntıma bir tek şey iyi gelirdi: Yarak! Telefonumu alıp Salih’i çağırdım. Geldi, sabaha kadar da dört posta sikti 🙂