Ertesi gün sabahtan Sevgi aradı, “Çayı koy kız, poğaça, börek falan alıp sana kahvaltıya geliyorum!” dedi. “Tamam, gel!” dedim, çayı koydum. Yarım saat sonra Sevgi geldi. Oturup kahvaltımızı yaptık. Salona geçip keyif çayı içerken dün gece yaşananlar hakkında konuştuk. Bana pişman olup olmadığımı sordu. Ben de, “Pişman değilim, aksine hayatımın en güzel sikişmesi oldu. Fakat tedirginim, ya kocamın haberi olursa?” dedim. Sevgi, “Korkma, biraz dikkat edersen kimsenin haberi olmaz, kocasını aldatan tek kadın sen değilsin!” dedi ve sırıtmaya başladı.
O an jetonum düştü, “Kız yoksa sen de mi?” dedim. Sevgi halen sırıtarak, “Herhalde yani! Benimkisi am değil mi?” dedi. “Kız anlat, kiminle?” dediğimde, yine sırıtarak, “Kiminle değil, kimlerle!” dedi ve anlatmaya başladı. Kimlerle sikiştiğini duydukça küçük dilimi yutacaktım. Orospu Sevgi akraba olan erkeklerin nerdeyse tümüyle sikişmişti ve kocasının haberi yoktu bu durumdan.
Sevgi, “Kızım canın yarak isterse uzaklarda aramaya gerek yok!” diyerek, hem kocamın akrabalarından, hem de kendi akrabalarından sikiştiği azgın erkeklerin isimlerini tek tek söyleyip, eğer onlarla sikişmek istersem diye tüyolar bile verdi. Ben tabii ağzım açık dinledim. Millet gizli gizli ne haltlar yiyormuş da haberim yokmuş! İki saat kadar oturup bu konularda sohbet ettikten sonra Sevgi gitti. Ben halen hayretler içerisindeydim.
O gün öğleden sonra kocam aradı, yoldaymış geliyormuş. Akşama geldi. Sevgi’nin kocam hakkında (Gittiği şehirlerde kesin başka amlar sikiyordur!) lafı aklıma geldi. Kocama bunu sorsam mı diye düşündüm. Ama konuyu açarsam kesin tartışma çıkacaktı ve moralim bozulacaktı. Hem ben de Ahmet’le sikişmiştim, onun için sormaktan vaz geçtim, boş ver, böyle devam etsin evliliğimiz diye düşündüm.
Yemek yapmıştım, yemeğimizi yedik. Ben (Asla izlemem!) dediğim için porno film getirmemişti. Yemekten sonra TV karşısına oturduk, biraz dizi izledik. Dizi izlerken, bir ara niyetlendim, Sabahat halanın verdiği filmleri sakladığım yerden getireyim, kocamla birlikte izleyelim diye. Ama bu sefer de kocama bu filmleri kimden aldığımı açıklamam gerekecekti ve buna kocamın tepkisinin ne olacağını bilmiyordum. Onun için vaz geçtim.
Kocam yorgun olduğunu ve yatmak istediğini söyleyip lavaboya gitti. Ben de yatak odasına gidip üstümü değiştirdim. Beni arkası ipli tanga ile görünce gözlerine inanamadı. Hemen saldırdı. Vahşi gibi okşuyor, öpüyordu. Mutlu olduğu gözlerinden okunuyordu. Ama iş sikmeye gelince değişen bir şey olmadı, her zamanki gibi birkaç dakika sikip işini bitirdi ve arkasını dönüp yattı uyudu. Ben yine orgazm olamamıştım. Kocamın azgın akrabalarının beni siktiklerini hayal edip amımı okşayarak orgazm olup ben de uyudum…
Ertesi gün kocam İzmir’e gitti, ben yine yalnız kaldım. Ama bunu artık dert etmiyordum, biliyordum ki yarrak istesem hazırda vardı. Ne yapayım ne edeyim derken, en iyisi Sabahat halaya gideyim, hem filmleri vereyim, hem de biraz laflarız diye düşündüm. Sabahat halaya gittiğimde ‘Oruk’ dediğimiz içli köfte yapıyordu. Filmleri getirdiğimi söylediğimde, “Yatağın üzerine bırak canım!” dedi. Yatak odasına gidip yatağın üzerine bıraktım ve mutfağa döndüm.
“Tam zamanında geldin Gülay, bana biraz yardım edebilir misin?” dedi. “Tabii ederim, lafı mı olur halacağım!” deyip yardım etmeye başladım. Oruk işi hem zahmetliydi, hem de vakit alan bir işti. Yaparken sohbete başladık. Filmleri sordu. Ben de izlediğimi ve çok hoşuma gittiğini söyleyip, “Bana birkaç film verebilir misin halacağım?” dedim. “Olur canım, sen yeter ki iste!” dedi. Akşam olmak üzereydi, biz Orukları anca bitirdik, sadece onları kızartma işi kalmıştı. “Ben gideyim artık halacığım!” dedim. “Evde yalnız ne yapacaksın? Bunları kızartalım, hem yersin, hem de giderken birkaç tane götürürsün!” dedi.
“Peki!” deyip kızartmasına yardım ettim. Kızartma işi bitince kocası da gelmişti. Hep birlikte yedik. Mutfakta bana da götürmem için birkaç tane Oruk paket yaptı. “Eline sağlık halacığım, ben gideyim artık!” dedim. “Tamam, sana geçen gösterdiğim çekmeceden al alacağını, izleyip getirirsin!” dedi. Ben yatak odasına gittim, çekmeceleri açtım. Yüzlerce filmden hangisini alacağımı şaşırdım. En önden iki tane, en arka taraftan da iki tane aldım. Yani dört tane almıştım. Siyah poşete yeni aldıklarımı koydum. “Halacığım ben çıkıyorum!” deyip, kocasıyla da vedalaştım. Eve gittim.
Yemeğimi zaten orda yemiştim. Hemen üstümü değiştirdim ve halamdan aldığım filmleri çıkardım. CD’lerin üzerinde sadece ‘116, ‘229’ , ‘230’ gibi numaralar vardı. Dördüncüsünde sadece ‘S-1’ yazıyordu. Dolayısıyla meraklandım ve onu koydum. Film başladı, ama sanki amatörce çekilmişti. Bir erkek bir kadınla yatağın yanında ayakta dikilmiş sevişiyordu. Sadece boyunlarından aşağısı görünüyordu. Sonra adam kadını yatağa sırt üstü yatırınca ben şok oldum. Gördüğüme inanamıyordum, bu kadın Sabahat halanın ta kendisiydi. Hayretle izlemeye devam ettim. Adam da bir yerden tanıdık geliyordu, ama kesinlikle kocası değildi.
Ben şaşkın şaşkın izlemeye devam ettim, ama bunun heyecanı daha farklıydı. Adam Sabahat halanın amını yalıyordu, sanki yiyecek gibi yumulmuştu. Sabahat hala inliyor, “Yala erkeğim, sikicim benim, amım da götüm de sana feda olsun, ye her yerimi!” diyordu. Ben halen şaşkınlıkla izliyordum. Adam biraz daha yalayıp bıraktı, Sabahat halayı yatağa oturttu, yarrağını da ağzına verdi. Adamın güzel bir yarağı vardı, görünce elim amıma gitmişti. Sabahat hala o yarağı iştahla somuryordu. Adam da, “Sabahtım, aşkım, bir tanem, orospum, seni çok özlemişim!” diyordu.
Uzunca bir saksonun ardından Sabahat hala yarrağı ağzından çıkardı, “Hadi erkeğim, beni sik!” deyip sırt üstü uzandı, bacaklarını ayırdı. Adam da o güzel yarrağını Sabahat halanın amına kökleyince ikisi birden, “Ohhh!” çekti. Adam hemen pompalamaya başladı. Sabahat halanın vücudu harikaydı, memeleri, bacakları, amı ve götü çok güzeldi, adam ağzının tadını biliyordu. Sabahat halayı kıskanmaya başlamıştım, hem kocası, hem sikicisi vardı…
Adam öyle bir sikti ki, bırakın Sabahat halayı, izlerken ben bile iki defa orgazm oldum. Adam yakışıklı, ama Sabahat haladan yaş olarak birkaç yaş büyüktü, sanırım 40 yaşında gibiydi. Hele Sabahat halanın götten sikilirken inlemeleri inanılmazdı, beni de müthiş azdırmıştı. Adam uzun süre hem amdan hem götten siktikten sonra yarrağını çıkarıp Sabahat halanın sırtına boşalmaya başladı…
Kamera sabit değildi, sürekli hareket halideydi, filmi birisi çekiyordu. Adam boşalması biterken, “Nasıl oldu Ali, hoşuna gitti mi?” diye sordu. Demek ki filmi çeken Sabahat halanın kocası Ali idi. O da, “Evet güzel oldu, ikiniz de harikaydınız!” dedi. Adam, “Sevindim, bir kopyasını isterim!” dedi ve film bitti. Gördüklerime halen inanamıyordum, ama farklı bir heyecanla izlemiştim. Aynı zamanda da içimi bir suçluluk kaplamıştı, yanlışlıkla da olsa görmemem gereken bir şeyi görmüştüm. Bu filmi çaktırmadan tekrar yerine bırakmalıydım. Yarın erken kalkar, poğaça falan alır kahvaltıya giderim ve Sabahat hala görmeden bir fırsatını bulur filmi yerine koyarım diye düşündüm. Filmi baştan sona iki kez daha izleyip yatağa gidip uyudum…
Ertesi sabah telefonumun sesine uyandım. Sabahat hala arıyordu. Açtım, “Efendim halacığım?” dedim. “Müsait misin, gelebilir miyim?” diye sordu. “Tabii gelebilirsin halacığım, ben çayı koyuyorum!” dedim. Az saat sonra geldi, ama endişeli bir hali vardı. Oturduk, çay içerken benden birşeyler söylememi bekledi sanki. Ama ben birşey demedim. Sonunda, “Gülay, dün aldığın filmleri izledin mi?” dedi. “Evet, bir tanesini izledim!” dedim. “Hangisini?” dedi. “Bilmiyorum, ama sanki sana çok benzeyen bir kadının filmiydi!” deyince öyle bir kızardı ki. “Ne oldu halacığım, neden kızardın?” dedim.
“Sen de az orospu değilsin Gülay. Demek kadın sanki bana benziyor ha? Salağa yatma, o kadının ben olduğum gayet net anlaşılıyor. Ama lütfen aramızda kalsın, kimseye anlatma!” dedi. Ben de, “Merak etme halacığım, kimseye anlatmam! Bunun gibi daha başka filmler var mı?” diye sordum. Önce ses çıkmadı, sonra utanarak, “Var!” dedi, yine yüzü kıp kırmızı olmuştu. Ben de, “Ama filmi çok beğendim halacığım, amatörce de olsa çok güzeldi!” dediğimde Sabahat hala biraz rahatlamış görünüyordu.
“Merak ettim halacığım, filmde seni siken adam kim?” diye sorduğumda, “Ablamın kocası, Eşref eniştem. Ama Gülay senden çok rica ediyorum, kimseye söyleme!” deyip bana yalvardı yakardı. “Merak etme halacığım, benden laf çıkmaz! Ama bu arada itiraf edeyim ki Eşref eniştenin yarağı da çok güzelmiş, bayıldım!” dedim. Sabahat hala hiç beklemediğim bir şekilde, “Canın çektiyse seni de Eşref’in altına yatırabilirim!” dedi. Ben, “Yok, beni yanlış anladın halacığım… Onun için söylemedim…” dediğimde, “Hadi hadi, nazlanma orospu! İstemem, yan cebime koy! Filmi izlerken kesin amının suyu akmıştır! İtiraf et, akmadı mı?” dedi.
Sabahta halanın bu şekilde rahat konuşması beni de raydan çıkardı ve “Valla ne yalan söyleyim halacığım, aktı, hem de çeşme gibi aktı! İzlerken Eşref eniştenin altında senin yerine kendimi hayal edip kaç kere orgazm oldum!” deyiverdim. O da, “Hah işte böyle açık ol bana karşı! Merk etme, kocanın haberi olmadan müsait zamanda sikiştiririm sizi!” dedi. Benim içimi heyecan kaplarken Sabahat halanın endişesi tamamen kaybolmuş, her zamanki neşesi yerine gelmişti. Eşref enişteyle ilk defa nasıl sikiştiğini, kocasının fantazilerini, kendi fantazilerini falan uzun uzun anlattı…
Sonra bana sordu, “Peki sizin herhangi bir fantaziniz yok mu?” diye. Ben de, “Kocamı bilmem ama benim var, bu da imkansız, zaten onun için sadece fantazilerimde yaşıyorum!” dedim. “Nedir imkansız olan?” diye sordu. Ben gülümseyerek, “Filmlerdeki zencilerle sikişmek!” dedim. “Oooo, ağzının tadını biliyorsun! Seni film izlemeye zar zor ikna ettik ve şimdi kötü alıştın!” dedi. Gülüştük. Sonra, “Haklısın Gülay, zenci bulmak imkansız. Ama zenci yarağı kadar olmasa da aklını başından alacak ne yaraklar biliyorum!” dedi. Ben heyecanla ve merakla, “Kimler mesela?” dediğimde, gülerek, “Acele etme, ortam ve zaman müsait olunca tanıştırım. Ama kesinlikle sır kalması gerekiyor, özellikle de kocanın haberi olmaması lazım! Hadi ben kalkayım, gitmem lazım!” deyip gitti. Sanki Sabahat halanın gizlediği daha çok sey vardı, bunu sezdim.
Yalnızlık kötüydü, zaman geçmiyordu. Akşama kadar porno izledim. Akşam geç vakitte yemeğimi yeyip, tangamı ve geceliğimi giydim, son filmi izlemeye başladım. Bu film de tam hoşlandığım gibi zencilerle başladı. Hayran kaldım bu yarraklara, yani şu anda yanımda iki zenci bile olsaydı kesin sikişirdim onlarla. Yarrakları görür görmez amımın suyu aktı, kendimi parmaklamaya başladım. Bazen de gözlerimi kapayıp kendimi sikilen kadının yerine koyuyordum ve müthiş zevk alyor, çabuk orgazm oluyordum.
Kötü alışmıştım porno izleyip masturbasyon yapmaya, kendimi kontrol etmekte zorlanıyordum. Bunun çaresi vardı, ama başka erkeklerle sikişmeye alışırsam bunun çok kötü durumlar yaratmasından çekiniyordum. Kara kara düşünmeye başladım, amım da yarrak istiyordu. Vibratör veya Dildo alsam diye düşündüm, ama gerçek yarrağın yerini tutar mı, bilemiyorum. O anda öyle bir ateş basmıştı ki, yerimde duramıyordum…
Filmin yarısını izlemiştim ki kapı çaldı. İçimden (Keşke Sevgi Ahmet’i getirmiş olsa da deli gibi sikişsem!) diye geçirerek geçenki gibi filmi pauseye basıp durdurdum ve gecelikle kapıya koştum. Kapıyı aralayıp baktım ki, kocamın dayısının oğlu Yalçın. Sevgi’nin sikiştiği akrabalardan biri de Yalçın idi. “Hayrola Yalçın, ne oldu?” dedim. “Erdal abi evde mi yenge?” diye sordu. “Yok, İzmir’de. Neden sordun?” dedim. “İstanbul’a gidecektim, beni de götürebilir mi diye soracaktım!” dedi. “Götürür Yalçın, ne zaman gideceksin ki?” dedim. “Günü farketmez yenge!” dedi.
“Peki, gelince söylerim, ama neden içeriye gelmiyorsun? Gel kahve yapayım da içelim!” deyip kapıyı açtım. Beni sexy gecelikle görünce tepeden tırnağa süzdü. Aileden olduğundan yabancılık çekmezdi, arada bir gelir giderdi. İçeri geçti ve TV’de donmuş haldeki porno filmi görünce şaşırdı ve “Bu nedir yenge?” dedi. Ben de gülümseyerek, “Ne olacak, gördüğün gibi porno! Ne yapayım, kocam yok, yalnızım, bunlarla kendimi avutuyorum işte! Sen izle, ben kahve yapayım.” dedim, kumandaya basıp filmi devam ettirdim. Mutfağa giderken arkamdan bakacağına emin olduğumdan götümü kıvıra kıvıra gittim. Zaten üstümde mini gecelikle arkası ipli tanga vardı, götüm nerdeyse tamamen görünüyordu…
Kahveleri yaparken arada çaktırmadan salona bakıyordum. Yalçın pantolon üstünden yarağını okşuyordu. Kahvelerle salona döndüm ve “İyi ki geldin Yalçın, yalnızlıktan sıkılıyordum!” dedim. Kahveleri içerken laflıyorduk. Yalçın bekar, 22 yaşında ve yakışıklı bir delikanlı, Sevgi orospusu ağzının tadını biliyordu. “Ee, bekarlık nasıl gidiyor Yalçın, evlenecek birini buldun mu?” dedim. “Yok yenge, aramıyorum zaten. Evlenmek istemiyorum ki, böyle rahatım!” dedi. Benimle konuşurken bacaklarımı ve gecelikten belli olan memelerimi süzüyordu. Tabii ben de çaktırmadan önüne bakıyordum, panotlonun içindeki yarağı gittikçe irileşiyordu.
Kısmet ayağıma gelmişti, bu fırsatı değerlendirmem lazımdı. Kafamda tilkiler dolaşmaya başladı. Kahveleri tazelemek için kalktım ve mutfağa giderken yine götümü kıvırta kıvırta yürüdüm. Mutfakta mahsustan şeker kabını yere düşürdüm ve yüksek sesle, “Hah aksi!” dedim. Yalçın koşarak geldi, “Ne oldu yenge?” dedi. Yarağı önünde çadırı kurmuştu. “Şekerlik düştü!” deyip onu biraz daha kudurtmak için faraş ve süpürgeyi alıp önünde domalarak yerdeki şekerleri süpürdüm.
Faraş ve süpürgeyi bırakıp döndüğümde birden beni kucaklayıp öpmeye başladı. Yalandan itiraz eder gibi dudaklarımı kaçırdım ve “Ne yapıyorsun Yalçın?” dedim. “Beni kudurttun yenge, daha fazla dayanamayacağım!” deyip tekrar yumuldu dudaklarıma. Beni öperken iki eliyle de götümü avuçluyordu. Yalandan biraz naz yaptıktan sonra kendimi bıraktım ve karşılık verdim. Mutfakta ayakta biraz yiyiştikten sonra elinden tutup yatak odama çektim. Önce onu soydum, ben de geceliğimi ve tangamı çıkardım. Sonra dizlerimin üzerine çöktüm ve yarrağını ağzıma aldım. Fena yarrak değildi, hatırı sayılır cinstendi.
Yalçın zevkten inliyor, “Harika yapıyorsun yenge, devam et!” diyor, saçlarımı okşuyordu. Biraz saksonun ardından beni kaldırıp yatağa uzattı. Memelerimden yalamaya başlayarak göbeğime indi. Sonunda amıma yumuldu, öyle bir yalıyordu ki, inanılmazdı, bu sefer ben zevkten inliyordum. Beni orgazm ettikten sonra yalamayı bırakıp doğruldu. Yarrağını biraz sıvazladıktan sonra amıma sürtüp birden kökledi. Ben derin bir, “Ohhhh!” çektim. Ben sırt üstü yatarken Yalçın üzerimde pompalamaya başladı. Elleri de memelerimin üzerinde, mıncıklıyor, avuçluyor, yoğuruyor, eğilip yalıyor, somuruyordu. Orospu Sevgi abartmamıştı, müthiş birşeydi Yalçın’la sikişmek. Yarrağı demir gibi sertti, amımın derinliklerine pompalarken çok hoşuma gidiyordu…
Beni 15 dakika kadar bu pozisyonda siktikten sonra içimden çıktı. Bu sefer kendi sırt üstü uzandı, beni üstüne aldı. Bu sefer ben ata biner gibi yarrağın üzerinde hoplamaya başladım. Elleri götümdeydi, götümün yanaklarını okşuyor, mıncıklıyordu. “Böyle göte ölürüm, muhteşem götün var yenge. Ne zamadır senin hayalinle yaşıyordum. İlk gördüğümden beri sana hayrandım ve istiyordum, nihayet sahip oldum!” diyor, ben yavaşlayınca bu sefer o alttan pompalıyordu amıma. Ben de onu daha çok azdırmak için, “Hadi erkeğim sik beni, doyur şu aç amımı, amım da götüm de feda olsun yarrağına, sik hayatım!” diyordum.
Yalçın dolduruşa gelmiş, beni deli gibi sikerken ellerinin uzandığı her tarafımı okşuyor, iltifatlar ediyordu. Ben de bazen eğilip dudaklarına yapışıyordum. Epey bir süre bu pozisyonda siktikten sonra beni beni üstünden kaldırıdı ve domalmamı istedi. Hemen domaldım. Arkamdan amıma yarrağını köklediği gibi sikmeye devam etti. Çıkan çarpma sesleri beni daha da azdırıyordu. Orgazmdam orgazma koşarken inlemelerim haykırışlara dönüşüyordu, harika bir duyguydu bu. Bir süre de bu pozisyonda siktikten sonra Yalçın birden kasıldı ve yarrağını amımdan çıkarıp inleyerek götümün üzerine boşaldı…
Ben yüz üstü yapıştım yatağa, Yalçın da yanıma attı kendini. Biraz soluklandıktan sonra beni kendine çevirdi ve “Senin gibi bir karımın olmasını isterdim, kusursuz bir vücudun var yenge. Kıllar amına çok yakışıyor, muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Hele götün yok mu, götünün büyüklüğü beni inanılmaz derecede azdırıyordu, seni her gördüğümde içimde birşeylerin koptuğunu hissediyordum!” deyip dudaklarımı öptü. Ben de ona teşekkür edip, “Sen de harika sikiyorsun hayatım!” dedim…
Vakit geç olmuştu, kalkıp önce duş aldık, sonra Yalçın üstünü giyindi. Giderken, “Bunu ne zaman tekrarlayacağız yenge?” diye sordu. Ben de, “Bilmem, numaranı ver ben seni ararım. Ama kocama sakın hiçbir şey belli etme!” dedim. Yalçın, “Merak etme yenge, ser veririm, sır vermem!” deyip numarasını verdi. Ben de ne olur ne olmaz diye telefonuma ‘Yelda’ ismi ile kaydettim. Yalçın’la sikişmek beni müthiş rahatlatmıştı 🙂