İkimiz de yatakta nefes nefese ve sarmaş dolaş idik. Sofya koynuma iyice sokulmuş, “Erkeğim benim!” diyerek öpüp kokluyordu beni. İkimiz de çok zevk almıştık, bunu birbirimize söylüyorduk. Sonradan fark ettik ki Anastasya’nın odasına girmişiz. Biraz daha öpüşüp koklaştıktan sonra, Sofya, “Anlaştık değil mi?” diyerek beni de yataktan kaldırıp üstünü giyinmeye başladı. Sonra da, “Şu çarşafı değiştirelim hemen!” dedi. Yatak dağılmıştı ve Anastasya’nın okuldan çıkış vaktine de az kalmıştı, onu gidip almam lazımdı. Yoksa Sofya’yı tek postada bırakmazdım.

Çarşafı birlikte değiştirirken yeniden sordu, “Anlaştık, değil mi?” diye. Ben de, “Henüz anlaştığımız bir şey yok!” dedim. Bana şaşkın bakışlarla bakarak, “Tek seferlik olacağını düşünmedin herhalde?” dedi. Ona, “Tabii ki artık tek seferlik olmayacak, ama bir şartım daha var!” dedim. Sofya alaycı bir şekilde, “Paraysa sorun değil!” dedi. Ona, “Parayı zaten vereceksin, hem de çok para vereceksin, ama ben Anastasya’yı da sikmek istiyorum!” deyince şok oldu ve “Saçmalama, yaşı daha küçük!” dedi.

Ben de, “Anastasya’nın yaptığı sikişleri biliyorum, yaptığı orospuluklardan kesin senin de bilgin vardır. Eğer Enes abiye bahsedersem ne olacağını biliyorsun!” dedim. Bunu deyince tekrar o korkuyu gözlerinde gördüm. Bana yanaşıp cilve yaparak, “Beni istediğin kadar sikebilirsin, ama kızım olmaz!” dedi. Ona, “Orasını sen bilirsin. Ya konuşursun kızınla ve benimle sikişmeye ikna edersin, ya da herşeyi Enes abiye anlatırım!” dedim. Yine cilve yaparak, “Gel aşkım, benim odamıza geçelim, orada devam edelim!” dedi. Dudaklarına bir öpücük kondurup, “Anastasya’yı okuldan almam lazım, hem yolda belki onunla kendim konuşurum bu konuyu!” dedim.

Telaşlı telaşlı, “Tamam tamam, ama bana biraz zaman ver, onunla uygun bir zamanda konuşmam lazım!” dedi. “Hah şöyle ya!” dedim sarılarak. Arkadan iki elimle de götünü avuçladım. Gülümsedi ve dudaklarıma öpücük kondurdu. Aslında beni Fav eden durum da buydu. Bana karşı böyle davranması, beni arzuluyor olması etkiliyordu beni…

Arabayla okula giderken aklıma Enes abi geldi, acaba yanlış mı yapıyorum diye düşündüm. Ama henüz 23’üme gelmiş genç bir erkektim. Enes bey zaten hayatını yaşamış, kim bilir o da Rusya’da kimlerle sikişiyordur. Karısı zaten orospu olmuş, kızı da öyle, en azından ben de hayatımın biraz keyfini çıkartayım dedim.

Anastasya’yı okuldan aldım. Arkada telefonda sürekli bir şeylerle ilgileniyordu, hiç yüzüme bile bakmıyordu orospu. Bir bilse onunla ilgili fantazilerimi, onu o okul kıyafetleri içerisinde domaltıp sikmek istediğimi falan. Ben buları düşünürken eve vardık. Anastasya direkt odasına çıkınca ben de Sofya’ya sarılıp öpücük kondurarak, “İkinci posta için hazır mısın?” dedim. Sofya, “Dur, ne yapıyorsun, Anastasya görecek!” dedi. Ben de, “Görsün diye yapıyorum zaten. Sen Anastasya’yı nasıl ikna etmeyi düşünüyorsun?” diye sordum. “Bilmiyorum!” dedi. “Ben biliyorum. Anastasya’nın o AVM’de buluştuğun adamdan haberi var değil mi?” dedim. Sofya şaşırarak, “Sen nereden biliyorsun Anastasya’nın haberi olduğunu?” dedi.

Ben, “Tahmin ettim. Kızınla aranızda bir anlaşma var galiba, kızın istediğiyle sikişiyor sen ses çıkarmıyorsun, o da senin istediğin adamla sikişmene ses çıkarmıyor. Şöyle yapacaksın: Ona seni o adamla AVM’de yakaladığımı, onun da okuldan oğlanlarla evde sikiştiğini gördüğümü, bunları Enes abiye söylememem için senin benimle yattığını ve sıranın onda olduğunu söyleyeceksin!” dedim.

Sofya hemen, “Olmaz, öyle bir şey söyleyemem kızıma!” dedi. Ben de, “Sen söylemezsen ben söylerim!” dedim. Sofya telaşla, “Dur tamam, acele etmeyelim, bana biraz zaman ver!” dedi. “Tamam ama çok zamanın yok. Yoksa Enes abiyi ararım!” dedim.

Zaten anne kız ilişkisi çok iyi değildi. Büyük ihtimalle ilk Anastasya yakalamıştı annesini başkasıyla ve bunu koz olarak kullanıp istediği her boku yapabiliyordu. Anastasya’nın bu kadar rahat olup geceleri dışarı çıkıp istediği ile sikişmesinin, üstelik oğlanları eve getirip evde sikişmesinin başka açıklaması olamazdı. Zaten Sofya da bu teklifimi büyük bir tepki ile karşılamadı, sadece, “Anastasya seninle sikişmeyi kabul etmez!” dedi.

Akşam evde kıyamet kopuyordu, belli ki Sofya kızına ne isteğimi söylemişti. Eve girdiğimde Sofya’nın gözlerinden yaş akarken, Anastasya evi darmadağın ediyordu. Rusça bağırıp çağırıp, büyük ihtimalle annesine küfür ediyordu. Beni görünce üstüme yürüyüp bana da küfür etmeye başladı, hem Türkçe, hem Rusça. Gözlerindeki o siniri ve bana karşı olan nefreti gördüm. Sofya haklıydı galiba, bu kız hayatta benimle sikişmeyi kabul etmeyecekti. Biraz daha bağırıp çağırıp odasına çıktı. Ben de koltukta gözleri yaşlı oturan Sofya’ya sarılıp ne olduğunu sordum. Sofya, “Dedim sana kabul etmeyecek diye. Ne olur sen de zorlama. Sen ne istersen ben yaparım sana!” dedi.

Yukarıdan kırıp dökme sesleri ve küfürler gelmeye devam ediyordu, Anastasya bu sefer odasını dağıtıyordu. Sonra bir sinirle elinde çantasıyla aşağıya indi, bana küfür ederek evden çıkıp gitti. Arkasından ben de gittim, ama halen bana küfür edip duruyordu. Villa bir tepede olduğu için yokuş aşağı hızlı adımlarla giderken kayıp düştü. Koşup yardım etmek istedim, ama, “Sakın bana dokunma köpek!” diyerek beni itip kendisi kalktı. Telefonla birilerini aradı, birşeyler konuşup telefonu kapattı ve bana, “Peşimden sakın gelme!” dedi. Ben de arkasından gitmedim artık, eve döndüm.

Sofya ortalığı topluyordu. Ona Anastasya’nın çekip gittiğini söyledim. Sofya da, “Merak etme, kesin arkadaşlarının birinde kalacaktır. İlk defa yaşamıyoruz bunu, yarına kadar sakinleşir!” dedi. Ben de, “Yani daha önceleri de çok oldu?” dedim. Cevap olarak sadece gülümseyimce, “Kimdi o AVM’deki adam?” dedim. “Boş ver onu!” dedi. “Ne zamandır birliktesin? Adam senin evli olduğunu biliyordu, beni görünce korktu!” dedim. “Enes’in bir arkadaşının oğlu, daha önce de birlikte olmuştuk, buraya taşınınca da devam ettik işte!” dedi. “Onunla bir daha görüşecek misin?” diye sordum. “Hayır, tabii ki de görüşmeyeceğim, zaten o da çok korktu, bir daha benimle görüşmez!” dedi.

Ben de, “İyi güzel, artık benden başkasıyla sikişmeyeceksin!” deyip yüzünü okşadım. Yanaklarına dudaklarına öpücükler kondurdum ve “Hadi odaya çıkalım, kaldığımız yerden devam edelim!” dedim. “Bu halimle mi?” dedi. “Ne varmış halinde?” dedim yaşlı gözlerini silerek, kucağıma aldığım gibi yukarı yatak odasına götürdüm ve gece boyunca sevişip iki posta daha siktim…

Sabah birbirimze sarılmış olarak uyandım. Enes abinin karısı artık benim karım olmuştu. Sofya’yı uyandırmadan kalktım, odalarında bulunan ebeveyn banyosunda duş aldım. Enes abinin bornozunu giyerek odaya girdiğimde Sofya halen çıplak şekilde uyuyordu. Hemen Anastasya’nın odasına baktım, gelmiş mi diye. Yoktu. Belli ki dün gece o da başka bir yerde başka birinin koynunda sabahlamıştı. Analı kızlı orospuydu bunlar. Ah Enes abi ah! Bir bilsen karın da kızın da nasıl çatır çutur sikişiyor 🙂

Aşağıya inip artık sanki kendi evimmiş gibi salondaki koltuğa oturup ayaklarımı uzatarak televizyonu açtım. Sofya da uyanıp duşunu aldıktan sonra aşağıya geldi. Birşeyler hazırlayıp birlikte kahvaltımızı yaptık. Sonra keyif kahvesi içerken Anastasya zillisi geldi eve. Bizi görünce yüzümüze sinirle bakıp, hiçbir şey demeden odasına çıktı. Belli ki anasına halen trip atıyordu.

Sofya’ya, “Ne yap ne et kızını ikna et!” dedim. Sofya da, “Hayatta ikna olmaz, görmedin mi dün ne yaptığını? Hem üstüne çok gidersek bu sefer ters teper. Boşver kızımı, ben seni yeterince mutlu ederim aşkım!” dedi. Bana hep aşkım diyordu, ben de ona artık aşkım, bebeğim demeye başlamıştım, “Beni zaten çok mutlu ediyorsun bebeğim!” deyip dudaklarından öptüm.

Anastasya o gün okulu ekmişti, o yüzden tüm gün odasından pek çıkmadı. Akşam olunca tekrar Sofya’nın yatak odasına çıktık. Sofya biraz tedirgindi, çünkü Anastasya evdeydi. Ona, “İlk defa mı kızın evdeyken biriyle sikişeceksin?” diye sordugumda, “Hayır, ilk defa değil!” dedi. “O zaman çekinmene gerek yok. Hem artık Karı-koca sayılırız!” dedim, gülüştük. O gece yine Sofya ile saatlerce sevişip sikiştik, çok güzel, çok ateşli sikişiyordu. Onu özellikle biraz hoyratça sikiyordum ki, inleme seslerini Anastasya duysun istiyordum.

Bu böyle birkaç hafta sürdü, her gece Sofya’yı inlete inlete sikiyordum. Artık müştemilatta da kalmıyordum. Anastasya’yı okula götürme işi de yalan oldu, benimle arabaya binmiyordu, okula taksiyle gidip taksiyle dönüyordu. Yüzümüze hiç bakmıyordu zaten, ne bizimle kahvaltı ediyor, ne de bizimle yemek yiyordu. Ara sıra Sofya’ya, “Kızınla konuş!” desem de, Sofya kendi hayatından memnundu. Onu yatakta çok memnun ediyordum, her gece birçok kez orgazm oluyordu. İtiraf etti, Enes abi yatakta hiç iyi değilmiş, o yüzden zaten başkalarına vermeye başlamış. Yani kadın da haklıydı. Karını iyi sikemezsen o da gider başkasının karısı olur 🙂

Hayatımız bu şekilde devam ederken Enes abinin arayıp, “Bir haftalığına geliyorum!” demesiyle düzenimiz bozuldu tabii. Ben yine şoförlüğe devam ettim. Enes abinin ilk başlarda yüzüne bakamadım, ama Enes abinin olduğu ortamda bile Sofya’nın bana yaptığı cilveleri gördükçe Enes abinin bunu gerçekten hak ettiğini anlıyordum. Gece Sofya’dan bana mesajlar geliyor, “Keşke şu anda Enes yerine sen olsaydın yatağımda!” gibi şeyler yazıyordu.

Bir hafta böyle geçti, Pazar günü Enes abiyi havalimanına götürdüm. Yolda bana ailesine baktığım için teşekkür ediyor, Sofya’nın benden çok memnun olduğunu falan söylüyordu. İçimden, (Merak etme, karını memnun ettiğim gibi kızını da çok memnun edeceğim!) diyordum.

Enes abiyi havalimanına bıraktıktan sonra hemen eve bastım. Bir haftadır Sofya’ya dokunamamıştım, birbirimizi çok özlemiştik. Henüz daha bir ay falan olmuştu onunla sikişmeye başlayalı, ama birbirimize çok bağlanmıştık. Kadın artık benim için yanıp bitiyordu resmen. Zaten bir haftadır her gece bana yazdığı mesajlar, kocasının yanında verdiği frikikler, yaptığı cilveler falan beni delirtmişti…

Eve varmak üzereyken beni aradı, nerede kaldığımı sordu. Yaklaştığımı söylediğimde, “O zaman direkt yatak odamıza gel, sana sürprizim var!” dedi. Lan yoksa dedim Anastasya’yı mı ikna etti? Eve vardığımda Anastasya’yı salonda oturmuş elinde tabletle oynarken görünce hayal kırıklığına uğradım. Beni görünce o eski tripli haline geri döndü ve kalkıp merdivene doğru yöneldi.

O an kendime hakim olamadım ve “Gel buraya orospu!” diyerek kollarından tutup duvara yasladım onu. Heyecandan nefes nefese kaldı. Dudağından öpmek istedim, ama yüzünü yana çevirdi. Ben de yanağına kondurdum öpücüğü. Oradan boynuna geçtim. Boynunu öperken bacaklarını okşamaya başladım, kaymak gibi pürüzsüz, çok diri, sütün gibi bacakları vardı. Okşamama izin vermiş gibiydi, çünkü rahatça benden kaçıp kurtulabilirdi, çok da sıkı tutmuyordum kendisini.

Bacaklarından sonra elimi mini eteğinin altına atıp götünü okşarken gözlerini kapattı. Zevk aldığı belliydi. Bundan da biraz cesaret aldım açıkçası, bir daha dudaklarından öpmek istedim. Ama suratıma tükürdü ve “Köpek!” diyerek elimden kurtulup koşar adımlarla merdivenlere yürüdü. Tükürmüş olsa da, hakaret etmiş olsa da artık bir umut olduğunu anladım. İsteseydi ilk kolundan tuttuğumda çok rahat kurtulabilirdi. Ama hemen kurtulmak yerine bacaklarını ve götünü ellettirdi bana, yanaklarını, boynunu öpüp koklamama izin verdi. Çok da güzel kokuyordu küçük orospu.

Ben de arkasından çıktım yukarıya, ama Anastasya çoktan odasına girip kapısını kilitlemişti. O azgınlıkla Sofya’nın yatak odasına girdim. Sofya yatakta çırılçıplak beni bekliyordu. “Gel erkeğim!” diyerek hemen üstüme atladı. Karı alev alev yanıyordu. Anastasya yüzünden ben de kudurmuştum. Hemen soyundum. Sofya domalıp, “Sürprizimi beğendin mi?” deyince götüne sokmuş olduğu Anal Plug’u gördüm. Götten sikmemi istiyordu. Ohhhh, canıma minnet! Anal Plug’u çıkarıp inlete inlete sikmeye başladım götünü. Hatta öyle bir sikiyordum ki, kadın altımdan kurtulmaya çalışıyordu. Domalmış pozisyondaydı zaten, bir amına bir götüne döşüyordum. Bu sefer boşalacağımda götünün içine akıttım döllerimi…

Yatağa uzanıp sarmaş dolaş olduk. O an fark ettim ki bizim bulunduğumuz odanın kapısı usulca kapandı. Anastasya sanırım bütün sikişi izlemişti. Zaten haftalardır Sofya’yı inlete inlete sikmemin Anastasya’yı azdıracağını biliyordum. Hemen yataktan fırladım koridora baktım, ama Anastasya kaçtı yine odasına ve kapısını kilitledi. Sofya ne olduğunu sorunca, “Anastasya bizi röntgenliyordu!” dedim. Yüzü düştü biraz, resmen kızını benden kıskanıyordu. O gün Anastasya tüm gün odasından çıkmadı, resmen benden kaçıyordu…

Birkaç gün daha böyle geçti, Anastaya sürekli benden kaçıp durdu. Bunu oyun gibi yapmıştı kendince, artık ben annesiyle sikişirken kapımızı açıp izlemeye cesaret edemiyordu, ama kapımızı dinlediğinden ve anahtar deliğinden röntgenlediğinden emindim. Bu arada Sofya ile tekrar Karı-koca gibi olmuştuk. Hatta 14 şubatta yemeğe çıkardım onu…

Bir akşam biz salonda otururken Anastasya birşey demeden çıktı gitti. Minicik bir etek giymişti. O küçük yuvarlak memelerini gösteren açık renk bir crop ve fileli çoraplarıyla tam bir orospu olmuştu. Sikişe gittiği belliydi.

Gece geç vakitte Sofya yukarıda yatmış uyurken, ben aşağıda sigara içiyor, belki bir umut Anastasya eve gelir de yakalar mıyım diye bekliyordum. Ki telefonum çaldı. Arayan Anastasya idi, ağlıyordu. Bir konum attı, acilen kendisini oradan almamı istedi. Hemen arabaya atladım, tam gaz konuma vardım. Bir barın önünde Anastasya üç zibidiyle boğuşuyor, elemanlar resmen kızı taciz ediyordu. Arabadan inip tekme yumruk daldım aralarına. Bir tanesini pert ettim, diğer ikisini de bir güzel dövdüm. Etraftan müdehale edip bizi ayırmasalar o ikisini de pert edecektim. Anastasya sarhoştu, kolundan tutup arabaya bindirdim ve uzaklaştık oradan.

Yolda arabanın iç ışığını yaktım ve aynadan arka koltuğa uzanmış Anastasya’ya baktım. Ağlamaktan yüzündeki makyajı akmış. Fileli çorapları yırtılmış. Minicik eteği sıyrılmış, külotu gözüküyordu. Tam bir afetti bu kız, o hali anında yarağımı kaldırmıştı. Aynadan kendisine baktığımı fark eden Anastasya güldü ve “Nasıl da derslerini verdin o piçlere!” dedi. Elleriyle boks hakereketleri yapıp, “Bam, bam, bam, nakavt!” deyince birlikte gülüştük. Bana karşı ilk defa böyle sıcakkanlı davranıyordu. Gözlerimi onun bacaklarından ve eteğin altından gözüken külodundan alamıyordum. Bunu fark ediyordu orospu, buna rağmen eteğini toparlamıyordu. Uzun bir süre sessiz kaldık. Sadece aynadan bakışıyorduk ve orospunun gözleri bana ateş ediyordu resmen.

Eve vardığımızda arabayı park edip indim, onun kapısını açtım. İnip hemen koluma girdi. Eve doğru ilerlerken elimden tutup kaldığım müştemilata doğru sürükledi beni. Bu hareketiyle beni şok etmişti. İkimiz de konuşmuyorduk. Müştemilata girer girmez dudaklarıma yapıştı. O kadar istekli ve ateşliydi ki, ben de onun dudaklarını emip öperek cevap veriyordum. Hemen kucağıma aldım, ellerimi altından götüne yapıştırdım. Bacaklarını belime doladı, ayakta o şekilde birbirimizin dudaklarını yiyorduk.

Sonra yatağa attım onu, odanın ışığını açtım, onun bütün vücudunu net görmek istiyordum. Sonra üstüne üstüne çıktım. Uzun süredir hayalini kurduğum vücuduna öpücükler kondura kondura soydum onu. Hele o yarısı yırtık fileli çorapları Caartt diye yırtarak çıkardım. Yatağımda çırılçıplaktı artık. Taş gibi memeleri avucumun içini anca dolduruyordu, o memeleri sıkarak öpmeye ve emmeye başladım. Oradan göbek deliğine, sonra da bacaklarına yönelip öpüp yaladım. Bacaklarını öperken parmaklarım da pespembe kalın dudaklı amında geziniyordu, amı vıcık vıcık olmuştu. Bacaklarından amına ilerleyip amını yalamaya başladığımda nefes alışverişi hızlandı ve inlemeye başladı. Bütün bunları yaparken yine hiç konuşmuyorduk…

Onu hemen orgazm etmek istemiyordum, biraz daha kudurtacaktım. Dilimi amından çektim ve yukarı çıkıp tekrar dudaklarına yapıştım. Birbirimizin dudaklarını öpüp emmeye başladık. Sonra ben sırt üstü yattım ve onu ensesinden tutup kafasını sikime doğru götürdüm. Hemen sikimi yalamaya, ağzına alıp emmeye başladı. Annesi çok profesyoneldi, ama Anastasya sakso konusunda annesi kadar iyi değildi. Yine de çok zevk alıyordum, çünkü bu zamana kadar beni hep aşağılayan, yukardan bakan kız şu an sikimi yalayıp emiyordu. Taşaklarımı somurarak emmeye başlayınca az kalsın boşalacaktım. Saçlarından tutup onu sikimden zar zor çekebildim.

Hemen kucağıma çıktı, sikimi amına yerleştirip üstümde zıplamaya başladı. Kucağımda 16 yaşında bebek gibi kız vardı. Hayatım boyunca böyle bir şey yaşamamıştım. Üstümde zıplarken zevkten kudurmuştu, gözleri kapalı, kafasını sallıyor, saçları havada savruluyordu. Be de alttan pompalıyordum. Orgazm olup titremeye başladığında onu hemen altıma aldım ve misyonerde sikmeye başladım. Halen altımda orgazm titremeleri devam ediyordu. Göz göze geldik, aldığı zevki görüyordum…

Hiç beklemediğim bu sikiş karşısında yaşadığım şoku atlatmıştım. Gözlerinden akan rimelleri ve öpüşmekten dudaklarından yanaklarına bulaşmış rujunu görünce birden bana çektirdiklerin hesabını sormak için hep onu sertçe sikmenin hayalini kurduğum zamanlar geldi aklıma. Elime fırsat geçmişken biraz sert pompalamaya başladığımda beni şaşırttı. Sert sikmemden hoşlanmıştı ve ellerimi tutup boğazına götürdü, benden boğazını sıkmamı istiyordu. Ben de o anın gazıyla boğarcasına sıkınca debelenmeye başladı.

Bir anda kendimi kaybetmiştim, sanki onu zorla altıma almışım gibi davranıyordum. Oysa ki kendi rızasıyla sikişiyordu benimle. Ama dediğim gibi, geldiğimden beri bana bir köleymişim gibi davranması, hayatta benim gibi bir hayvanla sikişmeyeceğini söylemesi, ettiği hakaretler falan aklıma gelince kontrolü kaybetmiştim. Zaten ellerimi kendisi götürmüştü boğazına. Boğmaya başladım onu. Bileklerimi tutup ellerimi boğazından çekmeye uğraşsa da nafile idi, gücü yetmiyordu.

Nefes alabilmesi için boğazını sıkmayı bıraktım ve “Bana çektirdiklerini unutmadım orospu!” dedim. Bana gülümseyerek, “Hadi ver cezamı o halde!” dedi. Ben de, “Demek ceza vermemi istiyorsun ha! Tamam ulan orospu!” deyip sikimi amından çıkardığım gibi ağzına soktum, gırtlağına kadar bastırdım. Nefes aldırmıyordum ona. Bana durmam için vurmaya başladı. Sikimi ağzından çıkarıp yüzüne bir tokat attım. Gözleri yaşarmıştı, kıpkırmızı olmuştu yüzü. Nefes almaya çalışıyor, öğürerek öksürüyor ve ağzından akan salyaları siliyordu…

Biraz kendine gelince, “Köpek!” diyerek yüzüme tükürdü. Ben de, “Ulan orospu!” diyerek onun yüzüne tükürünce güldü. Daha çok sinirlendim ve bir tokat daha atıp, “Aç ağzını anasını siktiğimin orospusu!” diyerek zorla ağzını açıp bu sefer ağzının içine tükürdüm. Geri tükürüp, “Hayvan!” diye bağırdı. Sikimi suratına sürtüp, bu sefer de sikimle yüzüne vurmaya başladım. Sikimi ağzına almak için kendiliğinden ağzını açınca tekrardan ağzına verdim. Ben onun ağzını sikerken ellerini arkama götürüp götümü mıncıklamaya başladı. Nasıl bir kızdı bu böyle, beni iyice kudurtmuştu, ben onun ağzını hoyratça sikerken, o bu hareketi yapıyordu…

Daha fazla kendimi tutamayıp ağzına boşalırken sikimi tutup ağzından çıkardı. Ağzının yüzünün her yeri döl olmuştu, birazı midesine, ama birazı da genzine gitmişti. Kusacak gibi oldu ve koşa koşa banyoya gitti. Ben de boşalmanın verdiği rahatlamayla yatağa uzandım.

Elini yüzünü yıkayıp geldi. Yüzü tokatlardan dolayı halen kırmızıydı. Hemen elbiselerini giydi, bana orta parmak çekti ve gülerek, “Köpek!” deyip kaçtı gitti. Ben bir sigara içip kalktım, giyinip eve geçtim. Üst kata çıktığımda Anastasya’ya uğramak istedim, ama yine kapısını kilitlemişti. Ben de hiçbir şeyden haberi olmayan Sofya’nın odasına girip ona sarılarak uyudum 🙂