Ankara’dan Aylin ben. 27 yaşında, 1.70 boyunda, 73 kiloda, ela gözlü, evli bir bayanım. Serpil adında çocukluk arkadaşımla ara sıra dışarda gezer tozar eğlenirdik, ama ikimiz de evli olduğumuzdan erkeklere pek bakmazdık. Bir gün Serpil’le bir tanıdığımızın kafesinde oturduk, kahve içip sohbet ediyorduk. Kafenin önüne lüx bir araba durdu, içinden çok yakışıklı bir adam indi ve kafeye girdi, tam çaprazıma yönü bana denk gelecek şekilde oturdu. Çok tatlı, masum ve üzgün bakışları dikkatimi çekti. Ara ara bakışıyoruz adamla, niye bilmiyorum ama içimden sürekli adama bakasım geliyor. Neyse bir yarım saat geçti aradan ve Serpil’in kızı aradı, okulda rahatsızlanmış ve eve gelmiş, anahtarı da yokmuş. Ev yakın olduğu için Serpil kızını çağıracaktı kafeye, ama ben, “Hadi kalkalım, benim de evde işlerim var!” dedim ve hesabı ödeyip kalktık, öpüştük ayrıldık.
5 dakika yürüdüm, kulaklığımla müzik dinliyordum, arkamdan omuzuma bir el dokundu. Dönüp baktım, kafedeki adam, “Merhaba bir dakikanızı alabilir miyim?” dedi. “Buyurun?” dedim. Adam, “Nasıl söylesem bilemedim… Vaktiniz varsa bir kahve içebilir miyiz?” dedi. “Beyefendi ben evli bir kadınım!” dedim. Adam, “Çok özür dilerim, kabalık ettim, izin verirseniz durumu izah edeyim?” dedi. “Buyrun, burda izah edin!” dedim. Adam, “İki sene önce karımı trafik kazasında kaybettim!” dedi. “Başınız sağ olsun!” dedim. Adam bana karısının fotoğrafını gösterince çok şaşırdım, fotoğraftaki kadın bana çok benziyordu.
Adama üzülmüştüm, kahve içme teklifini kabul ettim, “Ama o kafede oturamayız, kocamın bir arkadaşına ait orası, yanlış anlaşılır!” dedim. Adam, “O halde siz bekleyin ben arabayı getireyim, başka bir kafede oturalım!” dedi. “Tamam!” dedim ve arabasıyla başka bir kafeye gittik. Oturduk sohbet ettik. Adama ısınmıştım, çok samimi gelmişti bana. Saate baktım, adamla 2 saat sohbet etmişiz. “Benim gitmem lazım, kocam 1 saate gelir eve!” dedim ve kalktım. Adam, “Sizinle arada sohbet etmek isterim…” dedi ve numaramı istedi. Ben de anlattıklarından etkilendiğimden, biraz da adamın durumuna acıdığımdan telefon numaramı verdim. Ama aramadan önce mesajla müsait olup olmadığımı sorması şartını söyleyip, “Kocamın haberi olursa büyük sıkıntı çıkar, izah edemem durumu!” dedim. Adam, “Tamam!” dedi, beni çaldırdı. Adının Murat olduğunu söyledi, ama ben bir bayan arkadaşımmış gibi kaydettim numarasını. Ordan ayrılıp eve gittim.
Bu arada kocam inşaat işleriyle uraşıyor, kazancı güzel, bir arkadaşıyla ortak şirketi var. O gün Alanya’dan bir iş teklifi almışlar, 10 gün süreli bir iş. Akşam kocam bunu bana anlattı ve “Sen de gel, hem tatil de yapmış oluruz. Elemanlar nasılsa işi yapıyor. Ortağımla karısı da gelecek, 4 kişi 10 gün boyunca doya doya tatil yapalım!” dedi. Ama ben ortağından da karısından da zerre kadar hoşlanmıyordum. Kocama, “Ben gelmem, sen git benim yerime de tatil yap, seneye de baş başa tatil yaparız!” dedim.
Ertesi sabah erkenden kocam onlarla yola çıktı ve Alanya’ya gitti. Öğleden sonra Murat mesaj attı, “Nasılsın? Müsait misin?” diye. Aradım, havadan sudan 1 saat konuştuk telefonda. Kocamın Alanya’ya gittiğini falan da söylemiştim laf olsun diye. Murat, “O halde, bu akşam yemeğe çıkarmak isterim seni!” dedi. Ben önce olmaz falan desem de çok ısrar edince kıramadım, kabul ettim ve sözleşip telefonu kapadık.
Serpil’e gittim çay içmeye ve olanları anlattım. Serpil de gıcık gıcık, “Vah vah, çok üzüldüm adama! İyi yapmışsın, moral olur adama! Kızım bu işler önce masum bir kahveyle başlar, yemekle devam eder, sonra da adamın yarağını yerken bulursun kendini!” dedi. Serpil’e çok sinirlenmiştim, “Salak salak konuşma!” deyip öfkeyle kalktım, çıkıp evime gittim. (Sonrasında da 15 gün konuşmadım Serpil’le).
Akşam oldu, hazırlanmaya başladım. Yemeğe nereye gideceğimizi bilmediğim için ve Murat’ın da varlıklı biri olduğunu düşündüğüm için, gideceğimiz mekanda günlük kıyafetlerimle rezil olmamak için biraz şık giyindim. Sözleştiğimiz saatte Murat tarif ettiğim yere geldi ve evimin 2 sokak aşağısından bindim arabaya. Çok şık bir balık restoranına götürdü beni. Ama içerde hiç kimse yoktu. Oturduk, manzara çok güzeldi, müzik ve atmosfer çok güzeldi. “Neden kimse yok ki burda?” dedim. Murat, “Sen rahatsız olma diye restoranı kapattım!” dedi. Bu hareketinden etkilenmiştim ve hoşuma gitmişti. Teşekkür ettim. Balıklarımız geldi. Balıklarımızı yerken yanında rakı içip sohbet ediyorduk. Rakıya hiç alışık değilim, kocamın ısrarıyla sadece 2 defa içmiştim. Sırf Serpil’e sinir olduğumdan içiyordum. Yemekti sohbetti derken Murat’la birlikte 1 şişe rakıyı içtik.
Lavaboya gitmek için ayağa kalktığımda sanki dünya ayaklarımın altından kaydı ve yere düştüm. Murat hemen fırladı ve beni yerden kaldırdı. Lavaboya kadar bana eşlik etti ve çıkıncaya kadar da kapıda bekledi. Destek almadan yürüyemiyordum. “Ben kötü oldum Murat, gidebilir miyiz?” dedim. “Tabii ki! Sana rakı içirdiğim için özür dilerim!” dedi. Ben de, “Senlik bir şey yok, istemeseydim içmezdim!” dedim. Restorandan çıktık arabasına bindik ve evimin yolunu tuttuk. Bindiğim yere geldik. Gece için teşekkür ettim ve arabadan indim. Tam arabadan uzaklaşacaktım ki yürüyemedim ve bileğimi burktum. Murat yine koştu yardımıma ve “Bu böyle olmayacak, tek gidemeyeceksin, ben sana destek olayım, evine kadar bırakayım!” dedi. Ben, “Katiyen olmaz, konu komşu görür, laf söz çıkar!” dedim. Murat, “O halde bana gidelim, sana bir kahve yapayım, biraz kendine gel, sonra bırakırım seni geri!” dedi.
Mecburen kabul ettim ve arabasına binip gittik. Murat’ın evi bir villaydı, çok güzel, kocaman bir salonu vardı. Beni koltuğa oturttu ve televizyonun kumandasını verdi, “Sen istersen televizyon izle, ben de kahveleri yapayım!” diyerek mutfağa gitti. Televizyonu açınca gözlerim faltaşı gibi açıldı. Televizyonda pørnø film vardı, anlaşılan Murat CD’yi izlerken öylece kapamış, ben açar açmaz da kaldığı yerden devam etti CD. Hayatımda hiç pørnø görmediğim için elim ayağım birbirine dolaştı ve kumandayı yere düşürdüm, piller sağa sola dağıldı. Murat televizyondan gelen inleme seslerini duyunca hemen yanıma geldi, özür dilemeye başladı. Ben de, “Rahat ol, önemli değil, yetişkin ve bekar insansın, ihtiyaçlarını bu şekilde karşılaman normal!” dedim.
Murat kumandanın pillerini bulup taktı. Tam kapatacakken, ben, “Kapatma, nasıl bir filmmiş merak ettim!” dedim. “Tamam o zaman sen izle, ben kahvelerle ilgileneyim!” dedi ve tekrar mutfağa gitti. Ben filmi hayretle izlerken kendi kendime soruyordum, bir yarak gerçekten de bu kadar büyük olabilir mi diye. Adamın yarağı upuzun ve bilek gibi de kalındı. Adam kadını kucağına almış alttan sikiyor, o koca yarak kadının amında bir görünüp bir kayboluyordu. Acayip tahrik olmuştum, sanki tüm vücuduma elektrik verilmiş gibi hissediyordum kendimi…
Murat elinde iki büyük fincan kahveyle geldi. Kahveyi ikram edip yanıma oturdu. Film halen devam ediyor, adam kadını halen sikiyordu, ama ne sikme, kadın resmen darmadağın olmuştu. Ağzımdan, “Bir yarak gerçekten bu kadar büyük olabilir mi yaa?” diye bir cümle çıkıverdi. Murat da, “Neden olmasın, bak adamda var işte!” dedi. O esnada sahne değişti. Filmdeki adam kadını domaltıp yarağını götüne kökledi. Kendimi filme o kadar kaptırmışım ki, sanki benim götüme sokmuş gibi istemsizce, “Ayyy!” diye bağırdım. Murat gülerek, “Ne oldu?” dedi. Ben de, “Ayyy, kadının götüne soktu ya, kadın nasıl aldı o kocaman yarağı, hiç te zorlanmadı?” dedim. Murat, “Alışınca normal! Hem bazı kadınlara Anal ilişki daha çok zevk verirmiş, sence de öyle mi?” dedi. Ben de, “Bilmiyorum, kocam ısrar ederdi ama hiç yapmadım!” dedim. Aklım filmdeki adamın yarağında kalmıştı ve halen öyle bir yarağın var olduğuna inanamıyordum…
Kahvemi içerken gözüm bir ara Murat’ın önüne ilişti, önü kabarmıştı. Haliyle normal bir durumdu, ben bile filmden etkilenmiş ve çok azmıştım. Sarhoşluğun da verdiği rahatlıkla Murat’a bakıp gülümsemeye başladım. Murat, “Ne oldu, neden gülümsüyorsun?” dedi. Kaş göz işaretiyle önünü göstererek güldüm. Murat, “Kusura bakma, uzun zamandır kimseyle ilişkiye girmedim, filmi de izleyince ister istemez ereksiyon oldum!” dedi. Ben de, “Olabilir tabii, rahat ol, sıkıntı yok!” dedim. Murat geriye yaslandı ve pantolonunun önünü düzeltip, yana yatık duran sikini ortaya alarak rahat oturdu. Önünün kabarıklığı şimdi daha da belli oluyordu. Filme bakmayı bırakmıştım ve gözlerimi Murat’ın önünden alamıyordum. Murat farkedip bana bakınca, ben dayanamadım ve “Senin sikin de büyük galiba, nerdeyse pantolonu yırtacak!” dedim.
Murat, “Evet büyüktür, filmde izlediğin adamınki gibi!” dedi. “Hadi canım! İnanmıyorum!” dedim. “Yemin ederim!” dedi. Acayip merak etmiştim. Kafamın güzel olması ve azmış olmamın da etkisiyle baş parmağımın ucunu ağzıma aldım ve kısık sesle, “Görmeden inanmam, göstersene!” dedim. Murat ben bu lafı der demez kalkıp pantolonu boxeriyle birlikte ayaklarına indirdi ve geri oturdu. Gözlerime inanamadım, gerçekten de filmdeki adamın yarağıyla yarışacak ebatlardaydı. Yarağı çok güzeldi ve karşımda öylece dimdik duruyordu. Dokunmak, yalamak istiyordum, ama utanmıştım da. Cesaretimi toplayıp, “Dokunabilir miyim?” dedim. “Tabii dokunabilirsin!” dedi. Murat’ın yarağını elime aldım. Yukarı aşağı sıvazlarken kendime hakim olamadım ve aniden eğilip yalamaya başladım. Ama nasıl yalıyorum iştahlı iştahlı. Murat halinden memnun bir şekilde geriye yaslanmış ve saçlarımı okşuyordu…
Yaklaşık 15 dakika sonra ağzıma boşaldı. Kocam da ağzıma çok boşalırdı, o yüzden dölün tadını severdim ve Murat’ın tüm döllerini yuttum. Murat, “Teşekkür ederim rahatlattığın için. İzin verirsen ben de seni yalamak isterim, am suyuna hasret kaldım!” dedi. Ben cevap vermeden elbisemi yukarı sıyırıp bacaklarımı açtım. Murat bacak arama girdi ve külotumu çıkardı, tüy olmayan amıma yumuldu, yalamaya başladı. Birkaç dil darbesiyle orgazm olmuştum bile. Orgazm olduğumu fark etti ve “Çok güzel tadın var!” diyerek yalamaya devam etti. Hiç konuşmuyordum, inleyerek amımın yalanmasından aldığım zevkin tadını çıkarıyordum…
Murat, “Yukarı çıkalım, yatakta daha rahat oluruz!” dedi. Yani kibarca (Seni sikmek istiyorum!) diyordu. Ben yarağı büyük olduğu için ürküyordum, “Alamam ben onu, şikişmem yani!” dedim. “Tamam, sadece yalamak ve yalatmak olsun!” dedi. Ben tamam deyince beni kucağına alıp yatak odasına çıkardı. Beni soyup yatağa bıraktı, kendi de soyunup tekrar amımı yalamaya başladı. Ağzıyla ve diliyle yarım saatte 3 kere orgazm etti beni. Çok zevk almıştım. Yarağını amıma almayı çok istiyordum, ama çok da korkuyordum.
Yalama sırası bana gelmişti. Yarağını ağzıma aldım ve yalamaya başladım. Murat, “Ağzını sikebilir miyim?” dedi. “Sikiyorsun ya?” dedim. “Öyle değil, gırtlağına sokup sokup çıkarabilir miyim?” dedi. “Nasıl olacak o?” dediğimde, “Dur göstereyim!” dedi. Beni sırt üstü yatağa uzandırdı, başım yatağın kenarından sarkmıştı. Baş ucuma geçti, ayakta sikini ağzıma soktu ve bastırmaya başladı. Gırtlağıma kadar girince kusacak gibi oldum, sikini tutup çıkardım ve “Çok giriyor, kusturacak beni!” dedim ama hoşuma da gitmişti. “Kus birşey olmaz!” dedi devam etti. 4 yada 5 dakika ağzımda gitti geldi ve gırtlağımdan direkt mideme boşalttı döllerini. Kusmamıştım da, çok güzeldi.
Ağzımı yüzümü yıkayıp geldim, yatakta yatıp öpüşmeye başladık. Öpüşürken beni sırtüstü yatırıp üzerime çıktı, yarağını amıma sürtmeye başladı. Ben, “Alamam valla, çok büyük!” dedim. Ama Murat, “Korkma sadece sürteceğim, sokmayacağım!” dedi. “Tamam!” dedim. Yarağını amımın dudakları arasına sürterken ben içime girecek sanıp kendimi kasıyordum. Bir 5 dakika falan sürttü, sokmayacak galiba diye düşünüp rahat bıraktım kendimi. Sonra sürterken aniden kökledi. Canım nasıl acıdı, çığlık bile atamadım, nefesim kesildi. O koca yarak içimdeydi ve amım acayıp sızlıyordu. Murat köklemiş ve içimde öylece kalmıştı, hiç hareket etmeden bekliyordu sabırlı bir şekilde. Gözlerimden yaşlar gelmişti, “Naptın Murat, lütfen çıkar, çok acıyor!” dedim. “Özür dilerim, kendime hakim olamadım, amın çok güzel. Nolur 2-3 dakika bekle, alışacaksın, sonra kendin isteyeceksin seni sikmemi!” dedi.
Dediği gibi de oldu, birkaç dakika sonra amımı dolduran yarağa alışmıştım. Murat yavaş yavaş hareket etmeye, gidip gelmeye başladı. Çok güzeldi, hayatımda hiç bu kadar zevk almamıştım. Murat iyice hızlandı, ama ne hızlanma, zevkten öleceğim sandım. Hızla sikerken arada bir sertçe kökleyip kalıyor, sonra tekrar hızlanıyordu. Beni bir titreme nöbeti tutuyor, orgazm üstüne orgazm oluyordum. Titremem geçince de, “Lütfen devam et!” diye yalvarıyordum…
Beni yarım saat kadar siktikten sonra, “Pozisyon değiştirelim!” dedi. Beni yüz üstü yatağa uzandırdı, arkama geçip amımı götümü yalamaya başladı. “Çok güzel götün var!” dedi ve göt deliğimi dillemeye başladı. Götümü yaladıkça ve dilini götüme soktukça götüm tatlı tatlı kaşınmaya başladı. Yalamayı bıraktı ve sikine yağ gibi birşey sürdü. “O ne?” dedim. “Kayganlaşması için, amında daha rahat gidip geleceğim!” dedi ve amıma ve göt yanaklarıma iyice sürdü. Sonra üstüme uzandı, amıma soktu. Amımı biraz siktikten sonra sikini çıkardı ve çıkardığı gibi götüme sapladı. Dayanılmaz bir acı oluştu yine, canımdan can gitti, etimi koparmışlar gibi hissettim. Götüme sokacağını hiç tahmin etmemiştim, gözlerimden yaşlar akarak, “Çıkar, çok acıyor!” diye yalvardım.
Murat çıkarmadı, götüme köklemiş halde içimde hareketsiz bekledi, fakat beklerken birden böğürerek içime boşaldı. Boşaldıktan sonra da çıkmadı, 2 dakika falan daha içimde durduktan sonra götümü sikmeye başladı. Ama nasıl sikiyor götümü, deli gibi gidip geliyordu. 15-20 dakika sonra deliğim alışmış, artık ben de inanılmaz zevk alıyordum. Götten sikilmenin bu kadar güzel bir şey olduğunu bilseydim şimdiye çoktan siktirirdim kocama…
O gece sabaha kadar amlı götlü sikti beni. Sabah beni duşa soktu, yıkadı. Duştan çıkarken, “Son kez!” deyip götten sikmek istedi, ama benim artık halim kalmamıştı, siktirmedim. Üstümü giyindiğimde beni arabasıyla evime bırakmayı teklif etti, ama ben, “Taksiyle giderim!” deyip çıktım. Taksiye bindim evime gittim. Ertesi güne kadar uyumuşum. Bir ara amıma baktım, eski haline gelmişti. Göt deliğim ise eskisi gibi daracık durmuyordu, ama yine de toparlamıştı kendini.
Murat’ın aramalarına cevap vermiyordum. Ama iki gün sonra götüm tatlı tatlı kaşınmaya ve Murat’ın yarağını özlemeye başladı 🙂