Haftanın kalan günleri rutin bir şekilde geçmişti. Okul, dersler, çocuklar derken artık köy hayatına alışmıştım. Köyde yaşayan insanlarla da bayağı samimiyetim artmıştı. Hemen hemen her gün birisi yemeğe davet ediyordu. Çarşamba günü Rahmi Hoca yemeğe davet etmişti. Rahmi hocayı ve eşi Gülşah ablayı çok sevmiştim. Yemekten sonra hocaya daha önce bahsettiğim oyunları bilgisayarına kurduk. Önceki günlerde gördüğüm Gülşah ablanın kız kardeşi evden ayrılmıştı. Okuluna geri döndüğünü söylediler. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyormuş. Vay amına koyum! Şok olmuştum. İnsanları görünüşe göre yargılamamak gerektiğine dair bir ders daha.
Rahmi Hoca kafa dengi bir adamdı. Sanki 20 yıllık arkadaşım gibiydi. Gece birlikte yatsı namazına gittik. Dönüşte tekrar onlara da uğradık. Eşi çay, kek, poğaça bir şeyler yapmıştı. Bilgisayarına yeni kurduğum Pes 2010 oyununu oynadık. Ben daha iyi oynuyordum ama yine de ayıp olmasın diye çok kasmadım birkaç maç çaktırmadan verdim. Rahmi Hocanın biri erkek biri kız iki çocuğu vardı. Büyük oğlu her gün serviste ilçeye gidiyordu, lisede okuyordu. Küçük çocuğu da Ömer Hoca’nın sınıfındaydı. Daha başka çocuk düşünmüyoruz, dükkanı kapattık dedi Rahmi Hoca.
Haftanın son günü Cuma akşamı Halim Dede davet etti evine. Çok bilgili şeker gibi bir adamdı. Köyde yeni çocuk doğunca ismini vermesi için herkes ona getirirmiş. Filmlerdeki mübarek karakterlere benziyordu. Karısıyla birlikte yalnız yaşıyorlardı. Çocuklar hep işte güçte arada bir uğrar halimi hatrımı sorar giderler dedi.
Sağ olsun çok ilgilendiler benimle. Yemekten sonra oturduk hasbihal ettik. Halim dede eskileri anlattı, eğlenceli bir sohbetti. Onlarda çok geçe kalmadım. Akşam on gibi falan eve geri döndüm. Dönerken Ömer Hoca ile Aynur Abla bahçede oturuyordu. Yanlarına uğradım. Biraz da onlarla oturdum. Hafta sonu ilçeye gireceğimi söyledim Ömer hocaya bir gün orada kalacağım bir isteğiniz falan olursa söyleyin hocam diye konuştuk.
İlçe Milli Eğitim’de konuştuğum kız Munise’nin çağırdığını bahsettim, lise arkadaşım falan birlikte takılacağız diye bahsettim. Ömer Hoca şaşırdı. Munise’yi Milli Eğitim’de çok sevmezler. İyi kafanız uymuş dedi. Vallahi hocam bakalım daha anlaşıp anlaşmadığımızı bilmiyorum. İlk kez oturup kalkacağız dedim. Biz bunları konuşurken Aynur abla içeride çocukları uyutuyordu. O gelince ben müsaade isteyip eve geçtim.
Sabah olunca caminin oraya dolmuş beklemek için yola çıktım. Aynur abla dışarıda çamaşır asıyordu.
Ben-Hayırlı sabahlar Aynur abla kolay gelsin
Aynur abla- hayırlı sabahlar bayram nasılsın nereye böyle
Ben- İlçeye gidiyorum abla dedim, Pazar günü döneceğim. Bir isteğin olursa haber ver mutlaka
Aynur Abla- Hayırdır inşallah İlçede ne yapacaksın, arkadaşının yanına mı?
Ben- Sayılır abla. İlçe Milli Eğitim’den Munise diye bir arkadaş var. Ömer Hocayla gidince tanışmıştık. lise arkadaşı falan birlikte bir şeyler yapacağız
Aynur abla- Muniseyi tanımıyorum. Hiç bahsetmedi Ömer . Peki madem iyi eğlenceler sana o zaman.
Aynur ablayla vedalaşıp camiye doğru yürüdüm. Çıkarken köylülerden birkaç kişi ile karşılaştım, ayaküstü lafladıktan sonra caminin orada bulunan banklara oturdum ve dolmuşu beklemeye başladım. Dolmuş gelince bir kaç kişi olmuştuk, dolmuşçunun diğer yanındaki tekli koltuğa oturdum. Dolmuşçu beni ilk kez gördüğü için laf attı, yol boyunca sohbet ettik eşide bu köylüymüş. Yol 20-25 dk sürdü durakta indiğimde Yasin beni bekliyordu .
Ben- Ooo Yasin bey sen gelirmiydin buralara
Yasin – ayıp ediyon gardaşım la niye gelmeyin
Ben – işin içinde kız olunca ben aramadan damlamışsın lan
Yasin – kızlar senin yarranı yesin gardaşım. Ben senin için geliyorum
Ben – hadi lan ibne dedim gülerek
Muniseyi aradım onlarda evden çıkıyormuş. Bir yerde kahvaltı yapalım dediler. Yasin de kızlara söyle belediyenin oradaki çay bahçesine geçelim dedi. Munise 10 dk’ya orada oluruz dedi. Yasinle birlikte çay bahçesine geçtik. İçeri girerken yasin kolumdan tuttu ”bekle gardaşım kızlar gelsin öyle girelim” dedi. İbne yine birşeyler çeviriyordu. Munise ile arkadaşı geldiler etrafa bakındılar bizi göremeyince bir yere oturdular.
Yasin – gardaşım hangisi munise bunların? Nolur siyahlı olan de..
Ben – aynen siyahlı munise noldu
Yasin – tamam (yerinde heyecanla oynadı) benim kız diğeri oluyor ozaman. Maşallah maşallah at at mübarek(kişneme sesi çıkardı). Vurucam kırbacı.. Offf
Ben – oğlum bak kızların yanında da böyle konuşma sikerim belanı. Bende ilk kez oturuyorum kızlarla rezil olmayalım
Yasin – Aaa ayıp ediyon bak. Ben seni ne zaman rezil ettim. İstersen gideyim
Ben – tamam mk hemen triplere girme
Yasin – şaka lan şaka gidemiyim. (Sarılıp yanağımdan öptü) gardaşım adamsın sen lan valla
Ben – sikiyim seni ya olum doğru dur. Hadi gidelim
Yasinle kızların yanına geçtik. Kızlar bizi görünce ayağa kalktılar. Hoşgeldinizz diyerek karşıladılar. Tokalaştık oturuyorduk garsonlar geldi.
Garson – Yasin abi hoşgeldin. Bayanlar sizin misafiriniz miydi. Sizi yukarı terasa alalım özel masamıza. Orada daha rahat edersiniz
Yasin – saol Murat. (kızlara dönerek) Hanımlar nasıl istersiniz üst kata çıkalım orası daha güzel sizde beğenirsiniz
Munise – Olurr ben birkaç kez geldim ama yukarıya hiç çıkmadım. Görmüş olurum
Munisenin kız arkadaşı Gamzede olur bize uyar deyince yukarı çıktık. Koca Teras da 1 tane büyük masa vardı. İçimden “ulan Yasin konu kız olunca aya çıkarsın” dedim. Kızlar terası görünce vaaaay yaptılar. Otantik bir mekan yapılmıştı. Eski köy evi gibi sedir vardı, duvarlar eski radyo, vazo, küp,halılar, kilimler.. İki tane çift kırma silah ve mermilik de çapraz şekilde asılmış duruyordu. Kızların gözünde puanı kapmıştı ibne
Yasin – ben hep burada oturuyorum. Normalde buraya müşteri almıyorlar ama beni kırmazlar
Munise – yaaa ne güzel. Desene bir daha giremeyecem buraya
Yasin – ben ayarlarım sen gelmek istersen
Munise ağzı kulaklarında güldü. İbne ya kızları paylaşmıştık ama mal batıya kayıyordu. Masaya oturduk .
Gamze – Yasin sen burada yaşıyorsun değil mi?
Yasin – evet
Gamze – çok güzelmiş burası çok beğendim. Munise birde hiç birşey yok buralarda diyorsun
Munise – Sende gel 3 yıl kal ondan sonra tekrar konuşalım
Gamze – tamam tamam takılıyorum (gülerek) Yasin sen ne yapıyorsun peki burada
Yasin – ayakkabı işi yapıyorum
Gamze – öylemii ne güzel
Ben – işinde iyidir Yasin. Sandığı getirseydin de kızların ayakkabılara iki fırça atsaydın ya
Yasin – fatal error. !?) *=₺
Ben – dün boyadığın ayakkabıların parasını babana verdin mi sonra eve almıyor seni
Munise – ayakkabı işi dediğiniz ayakkabı boyacısı mı ?
Yasin – yok ya bakmayın buna dalga geçiyor
Ben – takılıyorum ya. Eski işiydi o artık mağazası var dedim gülerek
Kızlar da gülmüştü. Yasin kem küm etti kızlar olduğu için sövemedi . İyi bari biraz puan toplamıştık. Munisenin arkadaşı Gamze güzel kızdı. Peyzaj mimarıymış ama pilates eğitimi alıyormuş. Pilates hocası olacakmış eğitim bitince. Düz, uzun kumral saçları, Beyaz kolsuz tişört altına da siyah tayt giymiş götü sıktırmış tüm gözler üzerindeydi. Munise kısa kesilmiş dalgalı siyah saçlarıyla baştan aşağı siyah giyinmiş, altında geniş siyah kot pantolonu, üstünde geniş siyah tişört. Sade ama yakışmıştı. Yeşil gözlüydü. Yeşil gözlü hatunlar nedense çekici geliyordu bana. Aklıma Behiye geldi. Oda yeşil gözlü sayılırdı.
Neyse garson geldi siparişleri aldı. Biz olmasak garsonlar Yasine neredeyse sakso çekecekti. İbne önceden birşey yapmış bu ilgi alaka normal değildi. Garsonlar ilgilendikçe kızların hoşuna gidiyordu. Bu özel peynirimiz herkese açmayız, bu tereyağı yılda sadece 10 kilo çıkıyor devamı yok, bu sucuğu kasap sadece bizim için yapıyor, bu reçeli ebem kaynatır dedem sikini oynatır, bu zeytin serdar ortaç’ın karabiberim şarkısında kızın göbeğinde yediği İzmir kuru sele….
Masaya her koydukları tabakta bir şey söylüyorlar.. En son çay geldi bırakıp gittiler. “çayın bir özelliği yok mu?” diye sordum garson “yok abi niye ki? ” dedi. “hiiç bütün malzemelere birşey deyince çayda mahallenin muhtarları dizisinde temelin demlediği çay falandır diye düşünmüştüm” Yasin hemen atladı. “Arkadaş takılıyor elinize sağlık hepside on numara olmuş” deyip garsonu gönderdi.
Kahvaltıya başlayacaktık Gamze telefonuyla önce masayı çekti sonra telefonu bana verdi Munise ile birlikte çekildi en sonunda garsonlardan birini çağırdık hepimizi çektiler. Resim çekilirken bir gözüm sucuklu yumurtada çıkmıştı ama yapacak birşey yoktu artık. Size MSN den gönderirim resimleri dedi Gamze. Kahvaltıya başlayabilmiştik sonunda.
Kahvaltıdan sonra ilçenin ortasından akan çay boyu yürüdük. Sonra Yasinin arabayla keklik yaylası diye bir yere gittik. Mesire alanı, küçük bir göl var içinde , piknikçiler falan gelmiş baya kalabalıktı. Çok güzel bir yerdi. Orada da bol bol resim çekildi yine kızlar. Sohbet muhabbet koyulaşmıştı. Yasin gamzeye yanlıyordu. İbne anında İstanbul şivesine geçmiş kibarlıktan ikiye ayrılacaktı. Adamın içinden Zeki Müren çıkmıştı sanki.
Munise iyiki geldiniz ya valla tek başına misafir ağırlamak zor oluyor diye teşekkür etti bana. Bende fırsattan istifade onunla muhabbeti koyulaştırdım. Evlenip boşandığını falan anlattı. Bende ilk kez duymuş gibi tepki verdim. Akşam olunca birlikte şehire inelim mi diye sordu Yasin. Canlı müzik vardı bugün eğleniriz dedi. Kızlar kabul etti.
1 saatte şehir merkezine gelmiştik. Akşam olmuş acıkmıştı herkes. Seyfi usta diye bir yer vardı. Yıllardır giderim, sahibi Seyfi abi beni bilir aramız çok iyidir. Mekana dışarıdan baksan görünüşü biraz salaş küçük bir lokanta ama yöresel yemekler yapar çok güzeldir. Dışarıdan gelenlere genelde orasını tavsiye ederler. Gittiğimizde içerisi doluydu. Seyfi ustaya söyledim biz dışarıda otururken (gamzeyle Yasin sigara içtiler) ilk boşalan masaya aldılar bizi.
Seyfi usta bizzat ilgilendi bizimle. Nerdesin sen görünmüyorsun diye sordu. Kısaca durumları anlattım. O sırada mezeleri getirdiler. Seyfi ustaya senin için ilçeden geldik deyince keyif oldu, herşeyi çifter çifter gönderdi. Ortaya sıcacık lavaş yaptırdı, bayram çorbası, arpacık soğanlı sarımsaklı et yemeği, pilav yanında, kuru fasulye en meşhur yemekleri hepsinden söyledim.
Seyfi usta sürekli uğruyor benimle ilgili birşey söylüyordu. Yasinin garsonlar kadar olmasada oda benim götü kaldırmıştı biraz. Herkes yemekleri çok beğenmişti. Yemekten sonra kaymaklı künefe söyledim kızlar bayılmıştı. Çıkarken Seyfi ustaya ben halldedem gibisinden kaş göz yapıp hesap ödemeden çıktık. Kızlar biz ödeyelim diye ısrar etse de Seyfi usta almadı bizi kapıya kadar uğurladı.
Saat 9 a geliyordu. Yeşil vadi diye Cafe vardı. Oraya gittik, mekan tıklım tıklım doluydu. Yasin önceden arayıp en önden yer ayırmıştı. İşi biliyordu çakal. Oturduk semaver söyledik. Patlamış mısır getirdiler. Canlı müzik yapacak ekip çıktı. Slow parçalardan başladılar. Sen ağlama, başka ten uymuyor, ben bir tek adam sevdim… O sırada dondurma, soda, kola falan söyledik. Yasin ortaya eğilip eliyle içelim mi gibi işaret yaptı? Ben kullanmıyorum, Munise bende kullanmıyorum dedi. Gamze kabul etti ben alırım ama var mı burda dedi. Yasin elini göğsüne koyup böbürlenerek “bende o iş” dedi ve Gamzenin kulağına eğilip bir şey söyledi, Gamze’de olur der gibisinden başını salladı.
Yasin garsonu çağırdı “Ekrem şefi çağırır mısın” dedi. İki dakika sonra Ekrem şey masadaydı. Yasini görünce sarıldı “Baba sen neredesin gelmiyorsun uzun süredir özlettin”. Yasin iş güç abi diye geçiştirdi. Sonra adamın kulağına birşey söyleyip cebine 20 lira sıkıştırdı. Ekrem şef dinlerken kafasını salladı ve “tamam Yasinim hallederiz” dedi.
Biraz sonra elinde tepsi içinde meyve suyu dolu bardaklarla garson geldi masaya bıraktı. Yasin çaktırmadan garsonun cebine para koydu “bizi ihmal etme hocam sen” dedi. Sonra gamzeye eliyle bardakları gösterdi “içelim güzelleşelim” dedi. Yasin eline aldığı bardaktan bir yudum aldı bize göz kırparak “katkılı” dedi. Bardakları bittikçe garson hemen dolduruyordu. Munise midem iyi değil deyince birlikte çörçıl söyledik.
Yasin garsondan kalem istedi. Gelen kalemle masadakilere sorup peçeteye şarkı ismi yazıyor arasına para koyup müzisyenlere gönderiyordu. Onlarda geri çevirmeden bütün istekleri çalıyordu. Şarkılarda yavaş yavaş slow parçalardan hareketlilere doğru geçmeye başlamıştı.
Ankara havalarına geçinde Gamze hadi oynayalım diyerek ayağa kalktı. Yasinide kaldırdı. Az çok herkes Ankarada pavyonda oynayan kadınların nasıl oynadığını bilir. İşte Gamze çıktı ortaya bir oynamaya başladı, bir başladı… Allahım tam pavyon karıları gibi. Karşısında bizim Yasin iki el kol yapıyor ama gamzenin karşısında özürlü gibi duruyordu. Zaten fazla durmadı oturdu yerine. Mekandaki tüm gözler üstündeydi. Gamze önce Muniseyi sonra beni kaldırmak istedi ama kalkmadık. Munise Gamzenin yerine oturması için çok diretti ama çabaları sonuçsuz kaldı. Gamze aralıksız 10 dk oynadı. O oynarken Munise İle ben yerin dibine gitmiştik.
Yasinin keyfi yerindeydi hiçbir şey umrumda değildi. Ağzında sigara sandalyeye uzanmış alkış yapıyor, oh ohh diye ritim tutuyordu. Yav senin mk nasıl adamsın gevşek. Neyseki canlı müzik ekibi dinlenmek için mola verdi de bizim rezillik daha fazla uzamadı. Gamze otururken çevredeki bir kaç kişi alkış yapınca dahada gaza geldi.
Munise gamzeyi çekiştirerek oturttu yerine. Saat 12 yi geçmişti. Artık kalkalım dedik. Yasin lavaboya gitme bahanesiyle hesabı halleti geldi. Dönüşte direksiyona ben geçtim. Yasinle Gamze arkaya, Munise benim yanıma öne oturdu. Alkolün etkisiyle yolda Yasinle Gamze konuşurken gülme krizine girmişlerdi. Durmadan 10 dk falan güldüler. Muniseyle birbirimize bakıp bu hallerine güldük. Munisede artık artık birşey demiyordu.
Yolun yarısında Gamze çişim geldi bir yerde duralım diye tutturdu. Gece zifiri karanlıktı ama mecbur uygun bir yerde sağa çektim durdum. Munise gamzenin elinden tutup sote bir yere götürdü. Yasin sigara yaktı benimle arabanın ön kaputuna yaslandı. 2 3 dk sonra kızlar geldi. Munise söyleniyordu. Noldu dedim. Nolacak pantolonunu çıkarmadan işemeye çalıştı salak ya. Elbisede yok nasıl yapalım dedi. Yasin önemli değil birşey olmaz dedi ama arka bagajda kilim gibi birşey bulduk onu koltuğa serdik onun üstüne oturdu. Munise de yanına bindi. Yasinin sigara bitsin diye bekliyorduk. Kafaları pek yerinde olmadığı için hiç konuşmadım. O sırada bir kadın çığlığı duyduk. Her tarafımız zifiri karanlıktı hiçbirşey görünmüyordu. Yasinle bir birimize bakıp “ananı sikiyim” diyerek korkuyla arabaya atladık. Arabayı çalıştırıp yola çıktık. Biz alelacele binince Munise sordu hayırdır diye olayı anlattım oda çok korktu. Hemen bastık ilçeye geldik.
Munise bana gidelim dedi ev müsait yatacak yerde var dedi. Yasin hemen olur dedi. Benim zaten o saatte başka seçeneğim yoktu kabul ettim. Ortalıkta kimse yoktu. Munisenin evine gittik sessizce girdik. Munise gamzeyi doğruca banyoya götürdü.
Bende mutfağa gidip cezveyle kahve buldum. Kahve pişirmeye başladım. Muniseye kahve yapıyorum nasıl istersiniz diye sordum hepsi orta şekerli içiyordu. Kendime sade diğerlerine orta şekerli kahveyi yaptım salona götürdüm. Yasin koltuğa rahat bir şekilde uzanmış oturuyordu. “biraz toplan oğlum kendi evin mi burası” deyince toplandı.
Gamze duşunu almış üzerini değiştirmişti. Munise de üzerini değişmişti. Kahvelerini verdim. Gamze duştan sonra kendine gelmiş konuşması düzelmişti. Kahveyi içince herkes kendine geldi. Munise sizde üstünüzü değiştirin dedi. Çantam arabada kalmıştı indim çantayı alıp eve çıktım kapıyı tıklattım. Karşımda kolları ve bacakları neredeyse 1 karıştan fazla kısa gelmiş ayıcıklı gecelikle Yasin açtı. Beynim bana oyun mu oynuyordu yoksa Yasin ibnesi çaktırmadan banada mı alkol içirmişti. İçeri girdim
Ben- bu ne hal lan?
Yasin – oğlum eşofman yok napayım. dal daşşak mı oturacam istedim munise bunu verdi
Munise – (yanımıza geldi) gayet güzel durdu bence üstünde, seni açtı(gülerek)
Ben -aynen harika olmuş. At şeyine kelebek konmuşa dönmüş” dedim. Munise elini ağzına götürüp kahkaha atmamak için kendini zor tuttu.
Ben boş bir odaya üzerimi değiştirmeye gittim. Geldiğimde yasinle gamze geçmişler bir köşeye fısır fısır gülerek kaynatıyordu.
Munise – iyi uydu kafaları.
Ben – tencere kapak
Munise – bende bir duş alacağım sen bunlara göz kulak olur musun. Kafaları çok iyi değil ya şimdi ikisininde. Yasin kızı sikmeden göndereyim şurdan dedi gülerek
Ben – (nediyo lan) sikmez sikmez. O’Kadar alkolden sonra istesede kaldıramaz.
Munise – (gülerek) diyosunn. Tamam ben hemen duş alıp geliyorum.
Salona yasinle gamzenin yanlarına geçtim. Beni gördükleri yoktu. İkiside fısır fısır konuşuyordu. Biraz sonra içerden munise kafasını uzattı. Gelir misin diye işaret etti.
Munise – (kafasıyla içeriyi işaret ederek) nasıl durumlar dedi
Ben – iyi nasıl olsun konuşup gülüyorlar kendi aralarında
Munise – iyi bari. Sende duş alsana yoruldun rahatlarsın biraz (elinde havluyu uzattı)
Ben – şey.. tamam olur. Duşa girdim soyundum tam suyu açacaktım kapı tıklatıldı. Aralayıp baktım muniseydi. Aç aç dedi. Hemen havluyu alıp belime sardım, açtım kapıyı.
Munise – bunlar dalmışlar dünyadan haberleri yok.
Ben – evet. Birşey mi alacaksın sen?
Munise – ha yok. Şey. Sana birşey söyleyeceğim.
Ben – tabi (gerildim biraz. Sikim buz gibi suya gitmiş gibi küçücük olmuştu gerginlikten. Az kaldı beni terk edecekti mk)
Munise – ama aramızda.
Ben – ta…
Ben tamam lafını tamamlamadan havlusunu yere bıraktı. Çırılçıplak karşıma duruyordu. Gözlerime baktı. Memesinin birisi yoktu. Dikiş izleri vardı. Onun dışında çok güzeldi. Beyaz ten, amı pürüzsüz yeni traşlanıştı . Biraz armut göbeği vardı ve kalçası yuvarlaktı. Gözüm İstemsizce olmayan göğsüne gidiyordu. Birden görünce ister istemez şaşırmıştım. Sikimde karasız kalmış. Yuvasından etrafı izleyen sincap gibi bir inip bir kalkıyordu.
Munise – (elini dikiş izlerinin üzerinde gezdirdi) gögüs kanseri.. Buraya gelmeden önce. Kimse bilmez burada. ilk sen öğrendin
Ben – geçmiş.. Çok geçmiş olsun
Munise – böyle olunca garip oldu. İstesen hemen çıkayım.
Ben – çok güzelsin gerçekten. Laf olsun diye söylemiyorum bunu
Munise – teşekkür ederim (yavaşça kapıyı açıp içeriyi dinledi. Gamzeyle Yasinin gülme sesi geliyordu)
Ben – Birden böyle olunca ne bileyim, yanlış birşey yapıp seni incitmek istemem
Munise dudağıma yapıştı. Öpüşüyorduk. Hemde ağızdan. Acemi olmak çok kötüydü. Sikimde birden piyade er gibi hazır ola geçmişti. Lan erkenden boşalmam inşallah. Başka şeyler düşünün diyordu bir dergide okumuştum. Yasinin opel astra kaç modeldi? Munise elini sikime atmış oynuyordu. Hay mk. Fırlatma için son 10 snye.. 10.9.8.. Bu sene yağış az olduğu için çiftçi beklediğini bulamamış.. Ne saçmalıyorum. İlk kez bir kadınla çırılçıplak kaldım yaptığıma bak.
Munisenin sikimdeki elini tuttum duvara yasladım. Dilini ağzımın içine sokuyordu, garip olmuştum bende aynısını yaptım. Boynuna indim emmeye başladım oradan yavaşça kulak memelerini emmeye başladım. (kitabi bilgiydi; kadınların en çok etkilendiği yerler dudak, meme uçları, boyun, kulak memesi, am.. Tecrübemiz yok ama mal da değiliz okumuştuk) kulak memesinden göğsüne indim. Bir tane olması benim gibi acemi için şuan avantajdı . İki tanesi hem yorar hem kafamı karıştırdı. Memesini emerken munise gözler kapalı derin derin nefes alıyordu. Duvara yasladığım elini bıraktım amına eğildim. Ellerimle arasını açtım. İlk kez canlı canlı yakından görüyordum. Emmeye başladım. Nasıl emilecek hiç bir bilgim yoktu. Yalap şalap daldım. Yeni duş aldığı için mis gibi ahudutlu palmolive kokuyordu. Amını emdikçe ıslanmaya başladı. Elleriyle saçlarımdan tutmuştu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım kafamı amına bastırdı. Emmeye devam ettim. İki dk da profesyonel emici olmuştum resmen, ağzımı iyice bastırdım amına munise titremeye başladı.. Saçlarımı bıraktı..
Ayağa kalktım bizimkiler duymamıştır inşallah dedi nefes nefese. Çok güzeldi dedi. Hala nefes nefeseydi. Maria Şarapovadan beri ilk kez bir kadının inleme sesi beni bu kadar tahrik etmişti.
Munise mutluydu elimden tutup lavaboya götürdü. Sikimi tutarak çeşmenin altında eliyle mastürbasyon yapmaya başladı. Arada eline tükürüyor devam ediyordu. Yarak eline yakışıyordu gerçekten. 5 dk falan sürdü!!? Şaka şaka 1 dk da boşaldım yada 45 saniye. Gözleri kapattım ayakta zor duruyordum boşalırken. Boşalırken sikimin kafasını biraz havaya kaldırsa ikimizinde kafasından vururdum.
Munise bana baktı şaşırarak. “Ne kadar çok” dedi. Gaz mı veriyordu!! Ellerindeki spermlere baktı, iki parmağı arasında sündürdü. Bana bakıp öptü tekrar. Ben çıkayım sen duşunu al. Ellerini yıkadı. Çıkarken götüne şaplak attım, bakıp güldü. Terlemiş saçları yüzüne boynuna yapışmıştı. İlk gördüğümden daha güzel gelmişti gözüme. Sikim tekrar kalktı. Hemen biraz önce yaptığımız şeyi hayal ederek bir posta daha attım.
Duşumu alıp kurulandım ve salona geçtim. Üçü oturuyor konuşuyordu. Yasin le Gamze normale dönmüştü. Sıhhatler olsun dediler. Bir köşeye oturdum. Gamze bana bakıyordu gözlerimi kaçırdım. Biraz oturduk saate baktım 02:28 di. Herkesi iyiden iyiye uyku bastırmıştı. Yatıp uyuyalım dediler. Bize salona yer açtı munise, gamzede diğer oturma odasında bazaya yatmıştı.
Sabah olunca kızlar bizi kaldırdılar. Kahvaltı hazırlamışlardı. Niye zahmet ettiniz bir yere giderdik dedik ama hep hazır mı yiyeceğiz diye azarladılar. Zaten hiç hesap falan ödemediniz diye sitem etti Munise. Ekmek simit bile alıp gelmişlerdi. Kahvaltı yaparken telefonum çaldı. Arayan Fatoş ablaydı.
Fatoş abla – duydumki ekip gitmişsin bizi
Ben – est abla nezaman ektim seni
Fatoş abla – ben anlamam. Geçenki ekip bende toplanıyoruz bugün sende yetiş
Ben – size iyi oturmalar. Yetişirsem uğrarım. Söz vermeyeyim
Fatoş abla – yetişirsin yetişirsin akşam oturacağız zaten
Ben – tamam abla inşallah
Fatoş abla – sen müsait değilsin sanırım oyalamayım seni. Bekliyorum bak. Görüşürüz
Ben – görüşürüz abla
Yasin – bu ablalarda ne çok seviyormuş seni (munise bana baktı)
Ben – Ömer hocayla hanımı oturmaya gidecekmiş benide çağırıyor, öğrencimin annesi
Neyseki kimse uzatmadı kahvaltıya devam ettik. Dün olanları konuşup güldük. Gamze çok rahat kızdı hiç tüh vah demedi. Sonra gece karanlıkta duyduğumuz ses neydi acaba diye düşündük. İnternetten yerel haber sayfalarına baktık birşey göremedik.
Kahvaltıdan sonra Yasin bizi at çiftliğine götürdü. Kızlarla birlikte atlara bindik. Munise ilk başta ürktü benim arkama bindi daha sonra alışınca yalnış başına bindi. Benim çocukluk köyde geçtiği için bol bol eşek binme tecrübem vardı rahattım o yüzden. Kızlar resim çekilmeyi ihmal etmediler.
Oradan sonra birlikte akçasaz diye bir yere gittik. Çay akıyor hemen yanına alabalık tesisi kurmuşlar. Orada balık yedik. Kiremitte alabalık yapıyordu çok lezzetliydi herkes çok beğenmişti. Gamzenin akşam 6 da otobüsü vardı. Ankaraya gideceği otobüs yol üzerinde alacaktı.
6 ya çeyrek kala Gamzeyi otobüse bindirdik. Yasinle muhabbeti baya ilerlemiş birbirlerinin numaralarını almışlardı. Benimde köye dönme vakti gelmişti. 6 da kalkacak olan dolmuşa yetiştim. Munise İle dün yaşadıklarımızdan sonra birbirimizden biraz kaçıyor gibiydik. Ayrılırken bana sarılıp teşekkür etti. Yasinde vay aslan gardaşım diyerek sarıldı bana. Sayemde fıstık gibi kız yapmıştı. Zorla yanaklarımdan öptü. Munise bu halimize çok güldü. Dolmuşa bindim minibüs kalkarken el salladım …
Gözlerimi kapatıp olanları düşündüm. Muniseyle yaşadıklarımızı aklıma geliyordu. Daha iyi olabilir miydi. Ama böylesi daha iyiydi belkide. Hem Munise daha fazlasını isterse oda olurdu. Sallana sallana giderken içim geçmişti. Hoca.. Hoca..!!! Gözümü açtığımda dolmuş şöförü karşımdaydı. Gece beşik mi salladın uyumuş kalmışsın dedi gülerek.. “evet abi beşik salladım”…
- Kuzenimin Karısını Mutfakta İnleterek Siktim! (Volkan 33 Y., İzmir)
- Amcamın Karısı Abimle Sikişiyordu! (Kenan 24 Y., Adana)
- Röntgenci Çöpçü! (Merve 18 Y., İstanbul)
- Kocamın Arkadaşı Yatıya Kalınca! (Fikriye 37 Y., Gelsenkirchen / Almanya)
- Kocamın Kumar Borcunu Sikişerek Ödüyorum! (Hale 43 Y., Isparta)
- Üvey Kızıma Kucağımda Araba Sürme Dersi! (Turgay 38 Y., Antalya)
- Evli Öğrencimle Fantastik Seks! (Abdullah 26 Y., Denizli)
- Yengem Yaraksızlıktan Çıldırmıştı! (Hüseyin 45 Y., Isparta)
- Karımı Orospu Diye Siktirdim! (Ahmet 21 Y., Antalya)
- Üvey Kızım ve Kız Arkadaşıyla Doğum Günü! (Fatih 38 Y., Aydın)
- Amcamla Yengemi Uyutup Kızlarını Siktim! (Hakan 24 Y., Antalya)
- Kaynanam Karımdan Daha İyi Sikişiyor! (Hasan 44 Y., İstanbul)
- Yengemin Götü Yaraksız Kalınca Kaşınıyormuş! (Iraz 20 Y., Kayseri)
- Ohh Be Sonunda Götümü Siktirdim Ya! (Albüke 18 Y., İstanbul)
- Üvey Babam Annemi de Götten Sikiyormuş! (Zeynep 18 Y., İstanbul)
- Belki Amımın Bekaretini de Veririm! (Bilge 18 Y., İstanbul)
- Baldızımla Teyzemin Kızını Amışırken Yakaladım! (Faruk 30 Y., Adana)
- Karılarımız Dünden Razıymış! (Seyfi 34 Y., Berlin / Almanya)
- Arkadaşın Yengesiyle Kahvaltı Bahane! (Arda 27 Y., İstanbul)
- Kocam İstedi Komşumla Sikiştim! (Serpil 39 Y., Düsseldorf / Almanya)