Artık sikişmek benim için nefes almak gibi bir şey olmuştu. Tabii ki rutine bindikçe ben de kendimde değişiklikler yapıyor, tarzımı falan değiştiriyordum. Saç rengimi yine değiştirmiş platin gri yapmıştım. Bu sefer acayip bir hava katmıştı bana. Bembeyaz tenim ve minyon suratımla adeta Anime kızlarına dönmüştüm. Tabii bununla da kalmayıp, göğüs ucu piercingi yaptırmış, her ergenin hayalindeki sikmek istediği kaşar genç kızlara dönmüştüm.
Tarz değişikliğinden sonra bir süre yoğunluk falan derken bir haftadır ne Yunus beylerin, ne de Şerafettin amcanın altına yatar olmuştum. Tabii bu kadar süre azgınlığım da birikmişti ki, sonunda Yunus, Orhan ve Alperen beyler de müsait olmuş ve güzel bir grup yapacaktık. Akşam üzeri evimde toplandık, yeni tarzımı görür görmez, “Daha ne kadar güzelleşeceksin? Off be şu orospuya bak!” diye iltifatlar etmeye başlamışlardı.
Öyle hemen sevişmeye geçmedik. Bir süre oturup lafladık. Biraz da bir şeyler yudumlayıp yumuşamaya başlamıştık ki, ben göğüs piercinglerimi göstermek için, “Bakın size ne sürprizim var!” diye göğüslerimi açınca, Orhan bey ilk adımı atarak göğüslerimi yalamaya başlamıştı. Aşırı uyarılıyordum ve fena azmış haldeydim. Alperen bey de boş durmayıp sikini kaldırmış ve ağzıma dayamıştı. İştahla sakso çekmeye başladım. Kazık gibi olmuştu ağzımda siki. Bir süre ona sakso çektikten sonra diğer ikisinin de sikine güzel bir sakso çekerek kıvama getirmiştim. Bu sırada beni tamamen soymuşlar, ben sakso çekerken onlar da boş durmuyor her yerimi yalıyorlardı…
Sonunda yatak odama geçtik ve biraz alanımız genişledi. Daha iyi sevişebilmek için geçtiğimiz günlerde üçü birlikte bana büyük bir yatak almışlardı. Alperen bey yatağa sırt üstü uzanır uzanmaz kazık gibi kalkmış siki öyle lezzetli durdu ki, hiç bekleyemeden kucağına çıktığım gibi ıslanmış bembeyaz amıma yerleştirip tamamını içine aldım. Bir haftadır kudurduğum için sikinde twerk yapa yapa sikişiyordum ki, azgın Orhan bey daha fazla dayanamadı ve arkama gelip götüme sikini dayadı.
Her ne kadar anal yapmaya alışmış olsam da bir haftadır sikişmediğim için almakta ilk başta zorlanıyordum. Sikini bastırdı ancak çok yüklenmedi, ben de azgınlıkla bir an önce girsin diye götümü sikine bastırıyordum delice. Orhan bey, “Yavaş lan orospu, sikimi kıracaksın!” deyip götüme bir tokat yapıştırdı. Öyle sertti ki attığı tokat, şap diye duvarlar inledi. Bana karşı sert olmaları hoşuma gidiyordu, vurduğu anda zevke gelip inledim ve götümü tekrar bastırdım. Orhan bey bir anda sikini çekmiş, “Bak sen şu kaşara!” diye kudurmuş gibi götümü şaplaklıyordu var gücüyle.
Artık götüm sızlamaya başlamıştı, ben de zevkten dudağımı ısıra ısıra bir hal olmuştum ki, Yunus bey müdahale edip, “Orhan, yavaş kızın götünü kızarttın hayvan!” diyerek durdurdu. Götüm gerçekten fena olmuştu ve öyle bir yanıyordu ki anlatamam. Götüme tokat atmayı bırakıp bir hışımla götüme girip git gel yapmaya başladı. Alperen bey de alttan amıma girmişti. İki deliğim de dolmuş, aralarında tost olmuştum…
Yarım saatlik tost sikişten sonra Alperen bey daha fazla dayanamadı ve alttan hızlı hızlı git gel yapıp boşaldı. Yunus bey kenarda sikilmemi izleyip keyfine bakıyordu. Alperen bey altımdn çekilince Orhan beye kalmıştım tamamen. Orhan bey götümden çıkıp zank diye amıma girdiği gibi darbeli matkap gibi sikmeye başlamıştı. Kasıkları göt yanaklarıma öyle sert vuruyordu ki, omurgam yerinden oynuyordu sanki. Sertliğe dayanamayıp artık kendimi salmıştım. Yatağa yapışmış haldeydim. Orhan bey beni uzunca bir süre böyle sikmeye devam etti. Artık belime bastıra bastıra sikiyordu ki, birden sikini çıkardığı gibi, “Dön orospu, aç ağzını!” dedi. Dediğini yapınca da ağzıma sokup oluk oluk boşaldı.
Sırt üstü yatıp tavanı izleyip bir süre soluklandım ki, Yunus bey gelip sikini amımda gezdirmeye başlamıştı. Misyoner pozisyona amıma yerleşip sikmeye başladı. Ben de bacaklarımı beline dolamış, altında kıvranıyordum. Sikerken de boynumu, omuzlarımı, memelerimi yalıyordu. Bir süre deli dolu sikiştikten sonra o da amıma boşalıp üzerimden kalktı…
Nerdeyse bir saattir sikişiyorduk, artık dermanım kalmamıştı. Ayağa kalkıp aynaya baktığımda kıpkırmızı götümü gördüm. Kızarıklık hala geçmemişti. Orhan beye gülerek, “Mahvettin götümü hayvan!” deyip güldüm. O akşam daha fazla sikişmedik ve evlerine gittiler. Ben de bir güzel duşun ardından yatıp dinlendim.
Ertesi akşam eve döndüğümde, yine kapıda bir sürü kargo poşeti vardı. Poşetleri içeri alıp bieaz dinlendikten sonra açmaya başladım. Yeni sipariş ettiğim fantazi kıyafetler falan gelmişti. Hemen birer birer açıp denemeye başlamıştım. İçlerinden birisini çok beğenmiştim. Adeta bir çizgi film karakteri gibi olmuştum. Bacaklarımda, göbeğime kadar gelen syzy bir file çorap. Altımda götümü kapatmayan fantazi bir etek. Üzerimde de memelerimi gösteren ince bir beyaz gömlek. Yani baya Cosplay gibi bir şey olmuştu ki, o haldeyken kapı çaldı.
Yunus beydir herhalde deyip kapıyı aralık açar açmaz gelenin Şerafettin amca olduğunu gördüm. Hemen içeri daldı zaten. Beni bu halde görür görmez, “Bu ne hal yahu, tövbe tövbe!” deyip şaşırdı. Ben de güldüm ve “Ne oldu, beğenmedin mi?” dedim. “Beğendim de, bu nedir ya, dışarda giymeyeceksin herhalde bunu, değil mi?” dedi. “E herhalde, saçmalama, fantazi kıyafeti bu!” deyip güldüm. “Fantazi falan nerden bileyim ben yahu!” deyip içeri yöneldi. “Sen geç otur da bir kahve yapayım Şerafettin amca!” deyip güzel bir kahve yaptım.
İçeri gidip yanına oturdum, üzerimde halen bu kıyafetler vardı. Şerafettin amca kahvesini yudumlarken, ben de bir yandan cilve yapıyordum, herhalde evin tapusunu üzerime yapma konusunu konuşmak için geldi diye tahmin ediyordum. Elimi önüne attım ve “Bu yaramaz beni mi özledi ha?” diye oynaşıyordum ki, siki çoktan kalkmıştı. Halen kanepede otururken ve kahvesini yudumlarken ben sikini çıkarmış yalamaya başlamıştım. Ara sıra ağzımdan çıkarıp, “Ohhh, özlemişim be sikini!” diye cilveleşiyor, iyice azdırıyordum.
Kahvesi bitince elimden tuttuğu gibi yatak odama götürdü. Hemen üstümdeki gömleği çıkarıp memelerimi serbest bıraktım. Göğüs piercinglerimi görünce tekrar bir şok oldu. “Tövbe tövbe! Bunlar ne yahu, acımıyor mu? Ne icatlar çıkarıyorsun!” diye şaşırdı. Ben de gülerek yatağa geçtim, bacaklarımı ayırıp, “Gel bakalım azgın erkeğim!” diyerek amımı okşamaya başladım. File çorap halen üzerimdeydi. Şerafettin amaca, “Ee, bunu çıkarmayacak mısın?” dedi. “Yok ne çıkarması, fantazisi burda!” deyip amımın olduğu yeri cart diye yırttım ve “Gel artık!” diye çağırdım.
Şerafettin amca, “Ulan orospu ne marifetlerin var böyle!” deyip azgınca üzerime gelip sikini amıma yerleştirdiği gibi ıhlaya ıhlaya sikmeye başladı. Kıvama gelsin diye inliyor, altında kıvranıyordum ki, çok da dayanamayıp titreye titreye amıma boşalıp yanıma yığıldı.
Baktım kalkmak için hiç acele etmiyor, “Merak etmesin senin karı, gitmeyecek misin?” diye sordum. Şerafettin amca sırıtarak, “Bu gece burdayım Yaseminim!” dedi. Köyde bir günlük işi olduğunu söyleyip bu gece için karısına bir bakıcı kadın çağırıp çıkmış evden. Anlaşılan gece boyu beni sikme planı yapmıştı. Tabii kaç posta dayanacak diye merak içindeydim.
Terlemiştim, hemen soğuk bir duşa girip çıktım. Döndüğümde Şerafettin amca yatakta beni bekliyordu. Ona gülümseyerek, “Şunu bir kaldıralım bakalım, gece uzun daha!” deyip yarı ıslak vücudumla kucağına yerleşip sikine sürtünmeye başladım. Bir süre uğraşın ardından siki tekrar şahlandı. Kucağındayken amıma yerleştirip soft bir şekilde kucağında git gel yapıyordum. O da memelerimi okşayıp kendinden geçiyordu. Hazır tam kıvamındayken, dolaylı yoldan bu evin tapusunu üzerime yapma işinin ne olduğunu öğrenmek istedim ve “Arka deliğimi de alıştırdım sayılır, artık orta boy salatalığı rahat alabiliyorum!” dedim.
Şerafettin amcanın gözleri parladı birden, “Ben de o konuyu konuşacaktım senle, tapu işleri biraz daha uzayacağa benziyor. Fakat elim boş gelmedim, şu ceketimi ver bakayım!” dedi. Gittim ceketini getirip verdim. Ceketin cebinden mendilini çıkardı, çıkın gibi uçlarını bağlamıştı. Mendili çözdü, içinde 5 tane burma bilezik vardı. Benim şaşkın bakışlarım eşliğinde, “Bunlar senin güzelim! Beni cimri biri olarak görme! Para pul, mal mülk senin köpeğin olsun!” diyerek bilezikleri koluma taktı. Bu hediyeye sevinsem de, burma bileziklerle tam köylü karılarının kollarına benzemişti kolum. Şerafettin amcayı kırmamak için, “Ayy çok teşekkür ederim erkeğim, ama ben bunları takıp dışarı çıkamam, bunları çalmak için kolumu keserler valla!” dedim.
Şerafettin amca, “Takmazsan da kuyumcuya götür bozdur, parasını bankaya yatır!” dediğinde, içimden artık Şerafettin amcaya bir güzellik yapmak geldi. “Hadi gel erkeğim!” deyip yatakta domaldım. Arkama gelir gelmez amıma yeltenmişti ki, elimle sikine uzanıp, göt deliğime sürtmeye başladım. Şerafettin amca hem şaşırdı, hem çok sevindi ve “Yasemin, yoksa götten mi istiyorsun?” diye sordu. Ben de, “Artık vakti geldi, götüm senin!” deyince götüme birden yüklenmeye başladı. Çok rahat tamamını almıştım bile, ama yine de yalandan, “Ahhh, yavaş, parçaladın götümü, sikin çok büyük!” diye inliyordum.
Şerafettin amca adeta uçuyor, “Ohhh, kurban olurum bu göte! Tüm malım mülküm feda olsun sana!” diyerek git gel yapıyordu. Adeta gençliğine dönmüş, sert sert köklemeye başlamıştı. Ancak çok fazla dayanamayıp birkaç dakika sonra böğürerek götümün içine boşalmaya başladı. Ama şekilden şekile giriyor, sanki hayatında ilk defa boşalır gibi titriyordu. Ki boşalması biter bitmez üzerime kapaklanıp kaldı. Siki halen götümün içindeydi. Siki inince götümden çıkıp hemen yanıma yığıldı. Ben de, “Sonunda hayalin gerçek oldu, yine iyisin Şerafettin amca!” deyip güldüm. Şerafettin amca yorgun argın, “Sen nasıl bir afetsin böyle! Ohhh!” diyerek nefesleniyordu.
Ter içindeydik. Ben yatarken kalktı, duş alıp geldi. Sonra da ben duş alıp geldim. Ama geldiğimde Şerafettin amca yatakta uyukluyordu. Ben de yanına kıvrılıp uyudum…
Sabah erkenden uyandım. Baktım Şerafettin amca da uyanmış, elimi sikine atıp yokladım. “Senin azman da uyanmış ha?” deyip bacağımı kaldırıp elimle sikini götüme yerleştirdim. Arkamdan sarılmış memelerimi elliyor, bir yandan da yavaş yavaş götüme git gel yapıyordu. Bu kadar performanslı olması bile şaşırtmıştı ki, bu sefer boşalması daha uzun sürdü. Soft bir şekilde git gel yaptığından arada konuşuyor, sohbet ediyorduk…
“Yasemin yanlış anlamazsan sana bir şey diyeceğim…” dediğinde, “Söyle!” dedim. “Bizim apartmanın az ilerisinde elektrikçi Murat var, bilirsin…” dedi. “Evet biliyorum dağ ayısını!” dedim. “Benden duymuş olma da, sana fena göz koymuş, zaten bekar adam, haberin olsun!” deyince güldüm ve “Ne o Şerafettin amca, bana sikici mi ayarlıyorsun?” dedim. “Yok canım öyle düşünme de, yani bizim apartmanın işlerini de o yapar, samimiyetimiz var, birkaç defa seni sordu bana…” dedi. Üstü kapalı konuşuyordu, ama muhtmelen beni siktiğini ona anlatmıştı. “Tamam Şerafettin amca, sağol söylediğin için!” dedim.
Şerafettin amca bir süre sonra götüme boşalmış, giyinip gitmişti. O gittikten sonra dedikleri aklıma takıldı. Elektrikçi Murat, tahminen 35 yaşlarında, ama gerçek anlamda dağ ayısı gibi bir adamdı. Hem uzun boylu, hem de aşırı kilolu, ayı gibi kıllı bir şey. Daha önce ütüm bozulduğunda tamir için ona götürmüştüm. Patavatsız, biraz da işini doğru düzgün yapmayan bir adamdı, o yüzden biraz gıcığım vardı ona. Zaten bakışlarından aşırı abaza olduğu belli oluyordu. Yoldan geçen her kızın götüne bakıyor, beni zaten baştan aşağı süzüyordu.
Aklıma onu biraz kudurtmak geldi. Artık yolumu değiştirip, onun dükkanının önünden geçiyordum. Beni görür görmez hemen dükkanın kapısına çıkıyordu. Ben uzaklaşana kadar götümü kestiğini hissedebiliyordum. Günlerce böyle devam ettim, ki artık fısıltılı halde laf atmaya bile başlamıştı. Kısık sesle, “Hey yavrum!” falan diyor, azgın azgın beni süzüyordu. Gerçekten ona artık işkence çektiriyordum, fena azdığı belliydi, ama tabii ulaşamıyordu bana.
Eski saç kurutma makinem iyi çalışmadığı için yenisini almıştım, ama eskisi halen duruyordu. Birkaç gün sonra üzerime sexy bir şeyler giyip, eski saç kurutma makinemi bir poşete koyup dükkanına gittim. İçeri girer girmez ayının ağzının suları aktı. “Hoşgeldiniz güzel hanımefendi, nasıl yardımcı olabilirim?” diye yılışık yılışık konuşmaya başlamıştı. Poşeti uzatıp, “İyi çalışmıyor, tamir edebilir misiniz?” dedim. Poşeti açtı, bir yandan da memelerime bakmayı ihmal etmiyordu. Fena azdığı çok belliydi. “Otur şöyle, ayakta kalma!” deyip karşısındaki sandalyeyi işaret etti.
Oturur oturmaz eteğim nerdeyse küloduma kadar açılmıştı, bilerek toparlanmadım. Murat bakıp iç çekti ve “Tamir olur bu, yaparım!” dedi. Tamir ücretini sorunca öylesine fahiş bir rakam söyledi ki, nerdeyse yeni saç kurutma makinesi fiyatı kadar. “O kadar olur mu ya? Ben öğrenciyim, param yok, indirim yap!” dedim. Gözleri eteğimin altına kaydı ve “Madem öğrencisin, senin güzel hatırına hiç para almam. Akşam 9 gibi gel, yapmış olurum. Ama geldiğinde bir çay içeriz artık!” dedi. “Tamam o halde anlaştık!” deyip gülümsedim. Dükkandan çıkarken de hissediyordum, götümü kesiyordu yine.
Akşam dediği saatte yine aynı kıyafetlerle gidip dikildim karşısına. Ama bu sefer içime sutyen takmamıştım, iyice kudurtmak istiyordum onu. Murat yine, “Geç otur şöyle, ayakta kalma!” deyip saç kurutma makinesini getirdi, iyi çalıştığını göstermek için prize taktı. Ben yine frikikler veriyor, akşam akşam onu iyice azdırıyordum. Saç kurutma makinesini poşete koyduğunda alıp hemen gitmeye kalktım ki, “Nereye, çay sözün vardı, demledim o kadar!” deyip arka depoyu işaret etti. “Geç oldu Murat, yarın içeriz!” deyince iyice ısrar etti. Ben de biraz naz yapıp, “Eh hadi içelim bari!” diye kabul ettim. “Sen geç içeri, ben geliyorum!” deyip dükkanın kapısını kilitleyip kapalı yazısını çevirmişti.
Arka taraf kısmen mutfak, kısmen çer çöp elektronik alet dolu tozlu bir depoydu. Ocaktaki çaydanlığın yanına gittim, çay koymak için elime bardağı almıştım ki, Murat içeri gelip ışıkların tamamını açtı. Bir hışımla arkama sokulup, “Bırak şimdi çayı falan yavrum!” deyip elimdeki çay bardağını alıp kenara koyduğu gibi beni tezgaha yapıştırıp götüme yaslandı. “Napıyorsun hayvan herif!” diye karşı koysam da, tam olarak böyle davranmasını istiyordum, sırf naz olsun diye cilve yapıyordum.
Murat, “Sus orospu, senin ne boklar yediğini bilmiyor muyum? Şerafettin amca neler anlattı, neler! Günlerdir kıvırta kıvırta dükkanın önünden geçiyorsun, azgınlıktan ölüyorum!” deyip beni kendine doğru çevirdi. Eteğimi ve külodumu, ardından üstümdeki tişörtü çıkarıp her yerimi yalamaya başladı. Bir yandan ayı gibi şapur şupur her yerimi yalarken, bir yandan da, “Şimdi seni öyle bir sikeceğim ki, beni azdırmak neymiş göreceksin, orospu!” diyordu.
Ben kendimi hemen salmıştım. Zaten ne yapsam da nafileydi, o kacaman elleriyle beni evirip çevirip sömürüyordu. Tekrar tezgaha domaltıp birden sertçe boynumdan kavradı. Hareket edemez hale gelmiştim ki, pantolonunu indirip sikini çıkardığı gibi birden amıma sokmasıyla neye uğradığımı şaşırdım. Sanki içime sikini değil de, elektrikli süpürgenin metal borusunu sokmuş gibiydi. Birden gözüm karardı, ayaklarım titredi. Az kalsın yere yığılacaktım, öyle bir acı vardı ki amımda.
Murat ayısı, “Noldu orospu, yarağım büyük mü geldi? Şerafettin amcaya benzemem ben!” diye böbürlendi. “Dur, bekle bir saniye, böyle rahat değilim!” deyip içimden çıkmasını sağladım. Dönüp te sikini görünce böyle hissetmemin normal olduğunu anladım tabii. Yarağı bileğim kadar kalın, upuzun bir şeydi, abartısız pornolardaki zenci yarakları kadardı. Orada bir tahta masa vardı, bacaklarımı ayırıp masaya oturdum. Hemen yanaşıp tekrar amıma girdi ve sikmeye başladı. “Yavaş ol lütfen!” dedikçe abanıyordu. Kasılmaktan bir hal olmuştum ki, artık ben de alışmaya başlamıştım ve fena zevk alıyordum…
Ne kadar sikti bilmiyorum, zaman kavramım boşa düştü. En sonunda o ayı gibi elleriyle beni kucağına aldığı gibi zıplatmaya başladı. Sonra da amıma oluk oluk boşalıp beni yere indirdi. Bacaklarımı hissetmiyordum nerdeyse, amımdan aşağıya doğru döller süzülüyordu. Peçetelerle amımı temizleyip üstümü giyinirken, Murat ayısı, “Sen harbiden de felaket tatlı bir şeymişsin!” deyip dudağıma bir öpücük kondurdu.
Saçımı başımı da düzelttiğimde, “Yürü hadi eve, düş önüme!” diye emir verdi. “Ne evi, saçmalama, ağzıma sıçtın zaten!” dedim. “Daha bu ne ki Yaseminciğim, günlerdir sen benim ağzıma sıçtın asıl!” dedi. Her ne kadar amım zonklasa da aldığım zevk müthişti. Evimin yolunu tuttuk.
Eve girer girmez banyoya daldım. Yıkanıp çıktığımda, Murat, “Ben de bir duş alayım, sen de hazırlan ben çıkana kadar!” dedi. İt herifin sanki VİP orospusu olmuşum gibi davranıyordu. Gıcık olsam da aldığım zevke değerdi. Hemen saç makyaj tazeleyip üzerime sexy bir şeyler giyindim. Murat banyodan çıkar çıkmaz koca sikini sallaya sallaya gelip, “Yala hadi orospu!” dedi. Hemen önüne eğildim ve yalamaya başladım. Ağzıma bile sığmıyordu nerdeyse. Ağzıma alamadığım yerleri dilimle yalıyordum. Murat ise saçımı okşuyor, “Ohhh, ulan ne kaşarmışsın, Şerafettin amcanın anlattığından da iyisin!” diyordu.
Bir süre sonra yatağıma geçtik. Beni yatağa ittiği gibi üzerime geldi. Misyoner pozisyonda amımı açmış bekliyordum ki amıma yerleştirdiği gibi kökledi. Bacaklarım pergel gibi ayrılmıştı, fena acı çekiyordum. Git gel yaptıkça yatakla birlikte yaylanıyor, ayının altında ufacık kalıyordum. Hayvan herif bir yandan da boynumu emiyor, memelerimi ısırıyordu. Yunus bey ve arkadaşlarıyla grup yaparken bile bu kadar zorlanmıyordum doğrusu…
Bir süre sonra bacaklarımı tek eliyle tuttuğu gibi omuzlarına aldı. Belim bile havaya kalkmıştı. Ayak parmaklarımı emerken hemen tekrar pompalamaya başladı. Artık gerçekten acı çeker hale gelmiştim. Öyle bir sikiyordu ki, belim kırılacaktı. Gözümden artık yaşlar geliyor, makyajım akıyordu. Sert sikmesi bir tarafa, bir de geç boşalıyordu. Güzel tarafı ise zincirleme orgazm oluşumdu…
Nihayet o da boşalacaktı. “Aç ağzını!” diyerek amımdan çıkıp bu sefer ağzıma boşaldı. Pert olmuş halde yatakta yatıyordum. Murat ise sanki az önce boşalmamış gibi halen benle oynaşmaya devam ediyor, bir yandan da, “Ben böyle pestilini çıkarırım işte!” diyordu.
Susamıştım, zor bela kalkıp su içmek için mutfağa gittim. Tam bardağa uzanmış alıyordum ki kalkık sikini sallaya sallaya gelip beni mutfak tezgahına yasladığı gibi amıma girdi. Ayaklarım yerden kesilmişti ve “Yavaş, hayvan herif!” deyip inlemekten başka bir şey yapamıyordum. Bir süre sonra ters çevirip kucağına aldığı gibi sike sike yatak odama götürdü. Yatağa yatırıp misyoner pozisyonda sikmeye devam etti. Artık ayının altında bana fenalık gelmişti ki, “Dur, pozisyon değiştirelim bari!” dedim.
Murat’ı yatağa sırt üstü yatırıp hemen üstüne çıkıp tekrar sikini amıma yerleştirdim. Tamamını alamasam da delice zıplıyordum. Elleri memelerimde, memelerimi patlatacak gibi sıkıyor, doğrulup boynumu emiyor, dudağıma yapışıyordu. Ben de iyice hızlanınca amıma boşalmaya başladı. Boşalması bitince üstünden inip yatağa yığıldım. Mecalim kalmamıştı, bir süre soluklandık.
Terden de sırılsıklam olmuştuk. Birlikte duşa girip bir posta da duşta sikti. Duştan çıktığımızda, artık yeter diyecektim ki, Murat saatine bakıp, “İşim var, gitmem lazım!” diyerek giyindi. Cebinden yüklü bir miktar para çıkardı, “Öğrencisin, ihtiyacın vardır!” deyip komodinin üzerine bırakarak çıkıp gitti. Her yerim morarmış, bu sexy vücudun gerçekten hakkı verilmiş gibi hissettim. Bir erkek beni pestilim çıkana kadar kullanmıştı…
Ertesi gün öğlene kadar uyumuşum. Kapı zilinin sesine uyandım. Uykulu uykulu açtım. Gelen Şerafettin amcaydı. Hemen içeri girdi, “Çok vaktim yok, Yaseminim seni özledim, geç şöyle!” diyerek yatak odama götürdü. “Senin o güzel götün halen gözümde tütüyor!” dediğinde götümü sikmek için geldiğini anladım. “Gel bakalım!” deyip soyundum ve yorgun argın yatağa domaldım. Her tarafım mor halde görünce, “Ne oldu sana yahu, kaza mı yaptın, kamyon mu çarptı?” dedi. Ben de güldüm ve “Murat ayısı çarptı bana!” dedim.
O sırada tam götüme girmişti ki birden duraksadı ve “Ne? Bizim elektrikçi Murat’a mı verdin yoksa?” dedi. Ben de, “Mahvetti beni dün ayı!” dediğimde, “Vay ayı vay, neler yapmış sana böyle!” dedi. Ben de, “Sen de Murat’a hakkımda az buz bir şeyler söylememişsin Şerafettin amca!” amca diye sitem ettim. “Yaseminim, bir an ağzımdan kaçtı, biliyorsun hep işlerimi ona yaptırırım!” dedi. “Neyse boş ver Murat ayısını, sen sikmene bak erkeğim! dedim. Ama içimden de (Hiç önemli değil, hatta teşekkür ederim!) deyip güldüm. Bir süre götümü siktikten sonra bu günlük de boşalıp hemen çıktı gitti. O gün evden çıkmadım, güzelce dinlenip biraz kendime geldim…
Ertesi gün aklım halen Murat’taydı ki, hiç haber vermeden akşam saat 9 gibi tekrar evime geldi. Gece boyu beni delicesine sikti. Yeni sikicim Murat bana farklı zevkler yaşatıyordu, üstelik bana para verirken de çok bonkördü. Koleksiyon oldu dersem yalan olmaz. Yunus, Orhan ve Alperen beylerle, Şerafettin amcanın yanına Murat ayısı da eklenmişti. Parasal olarak bolluk içindeydim. Ayrıca insanın düzenli sikicilerinin olması çok iyi bir şeydi. Artık nerdeyse sikilmediğim gün olmuyor, ama tabii ki arada dinleniyorum. Henüz Murat’a tüm hünerlerimi de açmış değilim, şu an bile böyle azgınsa ilerisini hayal bile edemiyorum 🙂