Arkadaşlar merhaba, ismim Esra, şu an 36 yaşındayım. O zamanlar 29 yaşında yaşındaydım. Makine mühendisiydim ve İstanbul’da büyük bir otomotiv firmasında çalışıyordum. Almanya’da fabrikaları da bulunan büyük bir firma. Zaten ayda en az iki kez Almanya’ya çalıştığım parçaların test süreçleri için giderdim. Hikayem aslında Almanya’da başlayan ilişkilerime dayanıyor.

Kocam Murat’la üç yıldır evliydik. Kendisi de makine mühendisi ama başka bir firmada çalışıyordu. Zaten o firmadayken tanışıp evlenmiştik. Kendisi müdür statüsüne yükselince o firmada kalmak istedi. Bense yükselebilmek için başka bir firmaya geçtim. Her neyse, kocamla ilişkimiz iyidi. Yaşam koşullarımız, ekonomik gücümüz falan herşey yolundaydı yani. Biraz mantık evliliğiydi benim için, kocama aşık değildim, ama yine de kocamı seviyordum.

Firmam beni çok sık Almanya’ya göndermeye başlamıştı. Kocam bundan rahatsız oluyordu tabii, ama yapacak birşey yoktu. Yaz aylarında anladık ki firma beni Almanya’daki fabrikada kalıcı olarak görevlendirmek istiyormuş. Bunu kocama söyleyince karşı çıktı, onun böyle Almanya’ya veya başka ülkeye yerleşmek gibi bir düşüncesi yokmuş. Zaten onun da orada iş bulması falan gerekecekti. Aramız ilk o zamanlar bozulmaya başlamıştı. Bu süreçte firmam da beni ayda birkaç kez Almanya’ya göndermeye devam ediyordu.

Dediğim gibi, yaklaşık üç senedir yeni firmada çalışıyor ve sürekli Almanya’ya git gel yapıyordum. Bunun için oluşturduğumuz bir ekibimiz vardı. Ekibin başında da Ahmet bey vardı. 30’lu yaşların sonunda, oldukça tecrübeli bir mühendisti. Normalde ekibimizde bulunan Aslı diye bir personelin süpervizörüydü ve aralarında da ilişki vardı. Bunu herkes biliyordu. Aslı hepimize ballandıra ballandıra anlatırdı. Özellikle Ahmet beyin yatakta ne kadar iyi olduğundan, tek gecede 3-4 kez orgazm ettiğinden falan bahsederdi. Ahmet beye olan ilgim o zamandan başlamıştı. (Evet biz kadınlar böyle şeyleri konuşur, hatta birbirimizden fantazi tüyoları alırız).

Mayıs ayında Aslı’nın işten ayrıldığını duyduk. Onun yerine de artık ben bakacaktım. Yani Ahmet bey benim süpervizörüm, yani müdürüm olmuştu. Ahmet bey de ekim ayında Almanya’daki fabrikaya geçecekti. Beni de oraya düşündüklerinden birlikte çalışmamızın daha iyi olacağını söylediler.

Haziran ortası ekiple yine Almanya’ya gitmiştik. Dört kişiydik toplam ve aralarındaki tek kadın artık bendim. Her zaman kaldığımız bir otel vardı, oraya yerleştik. Fabrika kaldığımız şehire 80 km uzaklıktaydı, o yüzden hep araba kiralayıp öyle giderdik. Gündüz işlerimiz bittikten sonra da otele döner, şehri gezer tozar eğlenir, sonraki gün tekrardan fabrikaya giderdik. Fabrikanın oralarda hep apart evler ve motel tarzı işletmeler vardı. Her gidişimiz minimum üç gün sürerdi. O yüzden şehir merkezinde kalmayı tercih ediyorduk.

Yine bir iş dönüşü zorlandığımız ama sonunda çözebildiğimiz sorunu kutlamak için bara gittik. Ekipteki Hakan ile Mert (kız tavlayabilmek için) erkenden ayrıldılar. Ben Ahmet bey ile kalmıştım. İş güç derken epey yorulmuştuk. Güzelce sohbet ediyor, içki içiyorduk. Genellikle alkolsüz içecekler tercih ederdim, alkolle aram çok iyi değildir. Ama bazen Ahmet beyle olduğum zamanlarda alkol alıyordum, bu da beni etkiliyordu.

Ahmet beyin sohbeti çok güzeldi. Aşırı sıcakkanlı bir insandı. Bana da ilgi duyduğunu anlıyordum. Ara sıra küçük temaslar, dokunmalar falan, baya baya arzuluyordu beni, hissediyordum bunu. Yalan yok adamın bana davranışı çok hoşuma gitmişti ve bana bu kadar yanaşmasına da bu yüzden izin veriyordum. Aslı bahsetmişti zaten Ahmet beyin çok iyi biri olduğundan, ne kadar ilgili olduğundan falan. Belki de bu dinlediklerim beni adama karşı kalkanlarımı indirmeme neden oluyordu.

Adamın ağızı iyi laf yapıyor, beni sürekli güldürüyor ve iltifatlar ederek utandırıyordu. Çok iyi bir çapkın olduğu belliydi. Evli olmasam beni çoktan yatağa atmıştı, o kadar iyiydi yani. Kocamdan yakışıklı değildi belki, ama dediğim gibi kadınları nasıl tavlayacağını iyi biliyordu, çünkü daha ilk sohbetimizde beni tavlamıştı. Aslı varken Ahmet bey hiç bizimle görüşmezdi, yani sadece, “Selam!” , “Selam!” o kadar. Ama şimdi daha sık görüşecektik…

Bu sohbetlerimize sonraki her gidişimizde de devam ettik. Yine bir bara veya restorana gidiyorduk. Bazen Hakan veya Mert gelirdi bizimle, sonradan da kaçarlardı. Her seferinde de aklıma kocam geldikçe adama yaptığım cilvelerden utanıyor, kendimi geri çekiyordum. Kendi kendime içimden (Salak ne yapıyorsun, adamın içine düştün resmen, evlisin sen!) diyordum…

Ağustos başında firmam bana artık Almanya konusunda kesin bir karar vermem için baskı yapıyordu. Ben gitmek istiyordum, her ne kadar Türkiye’deki ekonomik gücüm yerinde olsa da, orada daha iyi yaşam koşulları vardı. Hem de maaşım katlanacaktı. En azından 4-5 yıl kalırsam çok iyi para kazanırdım. Ayrıca yurt dışı tecrübemden dolayı Türkiye’deki her firma beni müdür olarak alırdı. Hatta kocama bile Almanya’daki fabrikada iş bulabilirdim, ama kocam kabul etmiyordu bir türlü. Bu yüzden kocamla da aramız git gide açılıyordu. En son tartışmamızda iki hafta küs kalmış ve yatakta da hiç birlikte olmamıştık.

Tam o dönemde benim sorumlusu oluduğum bir parça ile ilgili sorun çıkmış ve yine çağırmışlardı beni Almanya’ya. Bu sefer tek gidecektim. Ama havalimanına gittiğimde Ahmet beyi görünce şaşırdım. Beni tek göndermek istememiş, zaten oraya da geçmek üzere olduğundan gelip kontrol etmek istemiş. (Yersen tabii!). Beni yatağa atmak istediğini ve bunun için çok uğraştığını biliyordum ve kocam ile olan sıkıntıları da o biliyordu ve bana Almanya’da kalmam için baskı yapıyordu. Ben de anlatıyordum ona sohbetlerimizde niye Almanya’da temelli kalamayacağımı. Şimdi ise hazır fırsatını bulmuşken peşimden geliyordu. Ekimden sonra da temelli Almanya’ya taşınacağı için bu son fırsatı olabilirdi.

Bu kadar hırslı ve beni istiyor olması gururumu okşamıştı. Zaten onu görür görmez dedim kendime, bu adam beni sikmek için geliyor diye. Kocama olan sinirim ve uzun süredir de yarak yemediğim için Ahmet beye istediğini verecek, onunla sikişecektim. Daha henüz uçaktayken ona cilveler yapıyor, iyiki geldiğini, beni yalnız bırakmağını söylüyordum. Sonra uykum varmış gibi de başımı onun omzuna koyup uyumaya başladım. O da elimi tutuyordu. Dışardan bakan bir gözle sevgili gibiydik…

Havalimanına indikten sonra kiraladığımız aracı aldık ve yola koyulduk. Her zamanki gittiğimiz otele vardık. Ben üç gecelik Check-in yapacağız diye düşünürken tek gecelik olduğunu gördüm. Şaşırıp sorduğumda ise (Meğer planlamayı Ahmet bey ayarlamış) diğer günler için fabrikaya yakın bir köyde ev tutmuş, ama iki ayrı odalıymış. Bahanesi de, işler acil, sabah erkenden işe gitmemiz gerekiyor, o yüzden yakın olsunmuş 🙂 Yahu adam, beni bu kadar çok sikmek istediğini bu kadar da belli etme yani. Ona, “Demek öyle, yani başka nedeni yok?” dedim gülerek. O da gülümseyip, “Başka ne olacaktı ki?” dedi. Ben de gülümseyip sexy bir bakış attım ve “Peki!” dedim. Benim bu bakışımdan anladı bu sefer beni yatağa atabileceğini.

Odalarımıza yerleştikten sonra kapımı çaldı. İlk kez kalbim yerinden fırlayacak kadar heyecanlanmıştım, yani sanki hemen odaya girip beni sikecekmişcesine heyecan yapmıştım. Hemen aynada kendime baktım. Kendimi çok güzel bulurum, 55 kiloda, 1.70 boyunda, beyaz tenli, çok büyük değil ama dik memelere sahip bir kadınım. Zaten Ahmet beyin o kadar Alman kızının arasından beni seçmesi ne kadar güzel olduğumu kanıtlar 🙂

“Bir saniye!” diye seslenip taktığım sütyeni hızlıca çıkartıp yatağa fırlattım. Üstümde sadece askılı bir tişört vardı ve memelerim resmen belli oluyordu. Kapıyı açınca, Ahmet bey, “Hadi hazırlan çıkalım!” dedi. “Nereye gidiyoruz ki?” dedim. Ama gözleri resmen memelerimde ve altıma giydiğim mini şorttan dolayı ortaya çıkan bacaklarımdaydı. Yani gözüyle epey süzdü beni. “Her zamanki yere, bara gideriz!” dedi. Ben de, “Olur hazırlanayım!” dedim. Ahmet bey lobiye doğru inecekken tuttum kolundan ve “Gel içerde bekle istersen?” diyerek onu içeriye davet ettim. Şaşırdı epeyce bu duruma tabii 🙂

İçeriye girdiğinde yatağımın üzerinde duran sütyeni görünce gülümsedi, bende utanır gibi yapıp kaldırdım. Normalde tek geleceğim için yanıma gece giyilecek kıyafet almamıştım, sadece bir eteğim vardı, birde işe giderken giymelik elbise, o yüzden eteği giyecektim. Yaz ayı olduğu içinde yanıma minicik bir etek almıştım. Ona, “Dön arkanı bakayım!” diyerek şortumu indirip eteğimi giydim. Üstüme de ince birşey giyidim hızlıca. Kocamın dışında başka bir erkekle aynı odada olup soyunuyor olmam beni epey azdırmıştı.

Kocamla evlenmeden önce de ilişkilerim olmuştu tabii, ama böyle sanki gizli yasak aşk gibi bir durum olması heyecan katıyordu bana. Keşke bir anda dönse de hemen sevişsek diye kuduruyordum, zaten onu içeriye davet etmemdeki amaç ta buydu. Evli bir kadın seni üstünü değiştirmek için niye odasına çağırsın ki, değil mi? Lobide beklerdin yoksa! Attığım pası gole çevirmesini bekledim, ama olmadı. Giyinmem bitince dönüp bana baktığında, “Çok güzel oldun!” dedi. Ben de teşekkür edip, “Hadi çıkalım o zaman!” dedim. Dışarda giymelik topuklu bir terliğim vardı, onu giydim. Tek geleceğimden hiç hazırlığım yoktu kıyafet bakımından, yoksa onun küçük dilini yuttururdum kendine.

Bara geçtik, önce birşeyşer atıştırdık, sonra da alkol almaya başladık. Dipdibe oturmuştuk. Ben elimden geldiğince cilve yaparak ona yanaşıyordum. Ahmet bey de tabii benim bu paslarıma cevap veriyor, bacaklarıma dokunuyordu, ama yine nabız yoklar gibi hafif hafif dokunuşlar yapıyordu. İçimden (Daha ne yapayım be adam, kucağına mı oturayım?) diyordum. Tam bu sırada bana, “Bir kadının karşısındaki erkekten hoşlandığını nasıl anlarsın, biliyor musun?” dedi. “Nasıl?” diye sorduğumda ayaklarımı gösterip, “Bak senin yaptığın gibi ayakabısını böyle ayak ucunda sallar!” dedi.

Bunu yaptığımın farkında bile değildim ve aşırı utanmıştım. Heyecanım arzum falan bir anda söndü. Ahmet bey kendince ileri bir adım atmıştı, ama bu beni sanki kolay bir kadınmışım gibi hissetirmişti. Kendimi daha ağırdan satmalıydım. “Gidelim mi, geç oldu, sabah erken yol yapacağız!” dedim ve kalktık oradan. Yol boyunca hiç konuşmadık, zaten otele çok yakın birkaç sokak ötesinde bir yerdi. Yürüyerek gitmiştik.

Asansördeyken birden elini eteğimin altına atıp götümü avuçladı ve dudaklarıma yönelip öpmek istedi. Ben hemen çekilince, “Aaa özür dilerim, ben sanmıştım ki… şey…” dedi utanarak. Benim olduğum kata gelmiştik ve ben gülümseyerek, “İyi geceler!” deyip koşa koşa odama geçtim. Kalbim yerinden fırlayacaktı sanki. Adamın altına yatmayı istiyordum, ama barda dediği söz ağrıma gitmişti, biraz naz yapmam lazımdı. Artık olsun o kadar da. Zaten yarın kalacağımız o bahsettiği evde kaçışım olmazdı, beni duvardan duvara sikecekti. Eğer Aslı’nın anlattığı kadar iyiyse. O evde kalmayı kabul etmemden belliydi zaten. Şimdilik ilk geceden olmasın istedim. Gece heyecandan hiç uyuyamadım. Bari yarın gece için hazırlık olsun diye banyoda her yerimi temizledim.

Sabah 6 gibi uyanıp otelden ayrıldık. Yol boyunca çıtı çıkmıyordu. Dünden dolayı epey mahçup olmuştu. O kadar konuşkan, sohbeti iyi olan adamın sesi çıkmıyordu. Epey komiğime gitmişti, beni gülme tuttu. Neye güldüğümü sorunca, “Boşver!” dedim ve yapacağımız iş ile ilgili birkaç şey sorup sohbet etmeye çalıştım. Onunla sohbet ediyor olmam dünkü yaptığı şeyi sanki hiç yaşanmamış gibi göstermişti ve onu rahatlatmıştı.

Tüm gün işlerle uğraştık ve epey zorladı bizi. Yakında bir yerde kalacağımız içinde geç vakitlere kadar fabrikada kaldık. Sürekli birbirimize kaçamak bakışlar attık. Yorulup ofise geçtiğimizde samimiyetimiz artıyor, sürekli birbirimize yanaşıyorduk. Hatta bir ara kahve almak için makinenin başında beklerken arkamdan yanaşıp bana sürtünmüştü. Halen yoklama çekiyordu bana. Ben de ona sexy bakışlar atıyordum sürekli. Karar vermiştim, bu gece kesin onunla sikişecektim, zaten bir günümüz daha olacaktı, bari iki gün boyunca çatır çatır siker beni dedim.

Akşam 9 gibi işimizin büyük kısmını bitirip arabaya bindik. Artık heyecandan alev almıştı bütün vücudum. Kocamı aldatacağım adamla yasak aşk yaşıyor ve onun evine gidiyormuş gibi hissettim. Ahmet bey, “Ev tuttuğum yer çok iyi, küçük ama şirin tatlı bir köy, evin arkada bahçesi falan da var…” diyordu. Kendince evi övüyordu bana, ama ben yanıyordum, naz yapmak istemiyordum artık, o yüzden kırmızı ışıkta durunca “Ahmet!” diyerek ona döndüm ve dudaklarına yapıştım. Ahmet şok! Ne olduğunu anlayamadan bana karşılık vermeye çalıştı. Ama ışık yeşil olunca arkadan korna falan bastılar. Bu yüzden Ahmet beni bırakıp yola devam etti, sonra ikimiz de gülmeye başladık.

Ahmet, “Off var ya dün ödüm patladı yanlış birşey yaptım diye, uyku tutmadı bu yüzden!” dedi. Ben ise çılgınlar gibi heyecandan ve adrenalinden gülüyordum. Ahmet, “Ya seni gidi seni.. Kendi kendime diyordum, ya beni odasına aldı, o cilveler yakınlaşmalarımız, hatta ev işini duyunca gözlerinin parlamasından sonra niye dün kaçtı benden diye!” dedi. Ben de, “Ee o kadar da naz yapayım değil mi? Daha da yapardım, ama iki aydır uğraşıyordun, acıdım sana!” dedim. Ahmet, “Vay vay vay. Demek en başından okeydin bu duruma, ha?” dedi. (Aslında değildim, ama öyleymişim gibi davrandım. Böylece kolay kadın olmayacaktım.)

Ahmet elimi tutup önce yüzüğümü gösterip sonra da elimi öperek, “Evli olduğun için ağırdan aldım biraz!” dedi. Son gaz basarak bahsettiği eve vardık. Köy gibi bir kasabada müstakil küçük bir evdi. Hızlıca arabadan valizleri alıp eve girdik. Anahtarı saksının içine koymuşlardı. Kapıdan girer girmez ışıkları açıp ayakta öpüşmeye başladık. Onun boyu neredeyse 1.90 idi ve ben onu öperken beni yukarı doğru çekiyordu, ancak parmak ucunda duruyordum.

Biraz terliydik, o yüzden, “Hadi önce duş alalım birlikte!” dedim. Ayhmet ise, “İlk postadan sonra alalım bence eğer ter kokusu rahatız etmiyorsa seni, şu anı bozmayalım!” dedi. Zaten koynundaydım, onu kokladım ve “Hayır rahatsız etmiyor!” diyerek boynunu öpmeye başladım. Erkek teri koklamayı özlemiştim. Kocam oldukça hijyenikti bu konularda. Bir yandan da gömleğini çekiştirip düğmelerini söküyordum. Vücudunda hiç kıl tüy yoktu ve beklediğimden çok kaslı bir vücudu vardı. Göbeği de falan yoktu. Kocamın ise tam tersi, evlendikten sonra kendini salmış, ayı gibi olmuştu. Vücudu bu kadar fit bir erkekle sikişecek olmam beni azdırmıştı.

Onun gögüslerini, pazularını koklayıp öpmeye başladım. Ona, “Erkeğim benim!” diyordum artık, o kadar çok kudurtmuştu beni. Beni kucakladığı gibi omzuna alarak üst kata yatak odasına çıkardı. Tek koluyla beni omzuna doğru almıştı ve merdivenden çıkarken götüme tokat atıyordu, 55 kg olmama rağmen hem de. Benim üzerimde, dizlerime kadar olan yırtmaçlı tek parça bir elbise vardı.

Odaya girer gitmez ışığı açtık. İkimiz de azgındık ve tekrardan öpüşmeye başladık. Sonra arkamdaki fermuarı açıp elbiseyi ayaklarımın ucuna kadar indirdi. Ben de Ahmet’i soydum, altında sadece Boxeri kalmıştı. Sürekli öpüşüyorduk zaten, yatağa da öpüşerek girdik, sarmaş dolaş olmuştuk birden.

Ellerini bacaklarımda, götümde gezdiriyor, okşuyordu. Ben de kollarımı onun boynuna sarmış, kendimi ona teslim etmiştim. Ahmet sütyenimin kopçasını açıp memelerimi avuçlayıp öpmeye başladı. Ben de elimi onun Boxerinin içine atıp sikini avuçladım. Çok büyük ve kalın siki vardı. “Off, bu ne bee!” dedim azgın bir gülüşle. Ahmet baya gururlanmıştı, “Al iyice bak, artık senin!” diyerek Boxerii indirince karşıma çıkan sike aşık olmuştum. Kocamın siki yamuk, ortalama bir sikti, ama Ahmet’inki bayrak direği gibi düz, kalın ve damarlıydı. Böyle kaslı sik görmemiştim hiç. Hemen elime alıp sıvazlamaya başladım.

“Alsana ağzına!” dedi. Ben de, “Çok iyi değilim o konuda ama!” dedim. “Niye, kocana sakso çekmiyor musun?” dedi. “Evlediğimizden beri en fazla 3-4 kez yapmışımdır!” dedim. “Hadi ama, sende bana ilk kez yapıyorum tavırları yapma, evlenmeden öncesinde illa yapmışsındır!” dedi. Ben de gülerek, “Evet, ama çok uzun süre oldu, özellikle bu kadar büyük ve kalın sik görmedim hiç!” dedim. “Önce güzelce emmeye başla, sonra hemen alışırsın merak etme!” dedi.

“Peki!” diyerek dudaklarımı sikine değdirdim. Terden dolayı keskin bir kokusu vardı, ama rahatsız etmek yerine beni daha da azdırıyordu ve dediği gibi de oldu önce güzelce emdim, sonra da yalamaya başlayıp ağzıma aldım. Yanaklarım davul gibi şişmişti. Eliyle başımdan tutup saçlarımı arkada topluyordu. “Kocanı ilk kez mi boynuzluyorsun?” diye sorunca ağzımdan sikini çıkartıp, “Evet, ama haketti!” dedim.

Birkaç dakika geçti ve artık ona güzel bir sakso çekiyordum. Arada taşaklarını avuçluyor, emiyordum. “Bak alıştın!” dedi. “Evet aşkım!” dedim, ağzımdan böyle çıktı. “Aşkım ha?” dedi gülerek, sonra da, “Bak şimdi kocana acıdım!” dedi. Yorulmuştum ve “Yoruldum ya! İlk günden beni bu kadar yorma!” diyerek üstüne atladım ve tekrar öpüşmeye başladık.

“Tamam o zaman sıra bende!” diyerek beni sırt üstü yatırıp önce memelerimi avuçlayıp sıktı, biraz canımı acıtmıştı bu. “Ahhh!” diye bağırınca, “Ay canın mı acıdı güzelim, öpeyim de geçsin!” diyerek memelerime yumuldu. Meme uçlarımı öyle güzel emiyordu ki, o kadar hassas olan bölge hiç acımıyor, deli gibi zevk veriyordu bana. Sonra göbeğimden öperek külodumun üzerinden amcığımla oynamaya başladı. Direkt sırılsıklam olmuştum. Külodumu hızlıca çıkartıp bacaklarıma ve ayaklarıma öpücük kondurdu. Sonra da iyice yanlara açıp amcığıma parmak atıp yalamaya başladı.

O kadar çok zevk alıyordum ki, daha ilk dakikadan orgazm olmuştum. Böyle bir orgazm olmayalı yıllar olmuştu. Tamam kocam da bunu beceriyordu, yani orgazm ediyordu beni, ama her sikişimizde değil. Bu adam daha sikmeden orgazm etmişti beni. Aslı’nın dediğinden fazlası vardı bu adamda…

Sonra hortum gibi olan sikini amcığıma fırça darbeleri kondurarak sürtmesiyle beni çıldırtmıştı. Ona beni sikmesi için yalvarıyordum. Aramızda çok fazla argo konuşma oluyordu, zevkten şarhoş gibiydim. Bana, fahişem, orospum diyordu ve bu beni rahatsız etmiyor, aksine daha da azdırıyordu. Kocamla da çok sık yapardık bu konuşmaları, ama bana orospum veya fahişem dememişti hiç. Ahmet’e, “Hadi yarağını sok fahişene, sik orospunu!” diye diye inliyor altında kıvranıyordum.

Bana, “Korunuyor musun?” diye sordu. “Hayır!” dediğimde, “Dur o zaman aşağıdan valizden kondom alayım!” dedi. Ben de, “Gitme, içime boşalmazsın, dikkat edersin!” dedim. O kadar yanıyordum ki, bir an önce içimde istiyordum o yarağı. “Tamam o zaman!” diyerek sikinin başını amçığımın içine sokmaya başladı. “Off daracık ammın var güzelim!” diyerek yavaş yavaş içime giriyordu. Sadece içime girmiyor, eliyle de klitorisimle oynuyordu. Amcığından sular akıyor, zevkten kuduruyordum. “Hadi sok hepsini, sik beni aşkım, erkeğim!” dememle tamamını sokup beni sikmeye başladı.

İnleye inleye sikilirken aklıma kocam geldi. Karısı bir adamın altında inleye inleye sikiliyordu. Parmağımdaki yüzüğü çıkartmak istedim, ama Ahmet, “Dur kalsın, beni daha da azdırıyor!” dedi. Beni 10 dakika kadar bu pozisyonda sikti. Arada bir bacaklarımı öpüp ayaklarımı yalıyordu. Bunu kocam da yapardı, bu erkeklerin ayak meselesini bir türlü anlamadım…

Amımdan çıkıp, “Önümde domal!” der demez domaldım. “Off şu göte bak!” diyerek götüme tokadı yapıştırdı. “Kocan seni götten sikiyor mu?” diye sordu. “Hayır!” dedim. “Demek öyle ha, kocan bu götü nasıl sikmez, deli mi bu adam?” dedi. Ben de, “Götümü kimseye siktirtmedim, ama istersen sen sikebilirsin, götümü sana veririm!” dedim. (Aslında götümün epey bir sikilmişliği var, kocamdan önce de çok siktirdim, kocam bile çok nadir de olsa sikerdi, ama Ahmet’in erkeklik gururunu arttırmak, onu azdırmak için ona öyle söyledim).

“Hiç kimseye vermediğin götünü bana mı vereceksin? Ne o, aşık mı oldun kız bana?” dedi. Ben de, “Götümü sikmeyi hakeden biri olmamıştı, kocam bile haketmedi!” dedim. Ahmet, “Merak etme ben hakkını veririm, ama bugün olmaz, hazırlığımız yok, kuru kuru bu götü sikmek zor, canın çok acır, yarına bırakalım!” dedi. Ben de, “Sen nasıl istersen aşkım, götüm de amım da artık senin, istediğin zaman sikersin!” dedim. Ahmet, “Kocan olacak pezevenk te burada olsaydı da duysaydı bunları!” dedi. Ben de, “Duysun, farketmezdi, o şimdiye boşalmış, sigarasını yakmıştı. Artık seninim ben, hadi sik, ne olursun gir içime, bak senin için kuduruyorum, ya yalvartma beni, hadiiii!” diye inliyordum.

“Orosupu seni, demek öyle!” diyerek amıma soktu sikini ve pompalamaya başladı arkadan. Ben de, “Ah evet evet!” diye diye sikilirken kendimden geçmiştim ve bir kez daha orgazm olmuştum. Hayatımda ilk kez tek posta sikişte iki kez orgazm oluyordum. Ahmet’e, beni böyle orgazm eden ilk erkek olduğunu söylüyor, onu övüyordum. (Kocama da ara sıra böyle şeyler yapardım, tabii yalandan, ama Ahmet gerçekten bu sözleri hakediyordu). O kadar iyi sikiyordu ki beni, hayatımın o ana kadarki en güzel seksini yapıyordum. Adam boşalmak nedir bilmiyordu, bir de beni yatağa yüz üstü gömüp üstüme çıkıp saçlarımdan tutarak pompalamaya devam ediyordu. Böyle birşey görmedim ben hayatımda!

Duvardaki saate baktığımda yarım saat, ya şaka değil, tam yarım saat geçmişti halen boşalmamıştı. “Yeter, boşal be adam, ne sik varmış sende!” dedim. “Az kaldı, geleceğim!” dedi. Ben nefes nefese, “Sakın içime boşalma!” dedim. O da, “Merak etme, onun için de planım hazır!” dedi. Sonra hızlı hızlı beni bağırta bağırta sikerken kulağıma eğilip, “Hiç döl yuttun mu?” diye sordu. “Ha?” dememle birden beni sırt üstü çevirip sikini yüzüme tutarak boşalmaya başladı. “Aç, aç ağzını!” diyor, eliyle yanaklarımdan baskı yapıp ağzımın içine içine akıtıyordu döllerini.

Hayatımda ilk kez yaşıyordum bunu. Aynı orospulara yapıldığı gibiydi. Tabii o anlık refleks ve bir anda gelişen durumdan dolayı biraz iğrenmiştim. Zor da olsa döllerin bir kısmını yuttum. Nefes nefese ve göz gözeydik. Sikinin başından halen döller damlıyordu, onları da dudaklarıma yüzüme sürtüyordu. Normalde kızardım ona, ama beni öyle bir sikmişti ki, bu hazzı ona verdim.

Yataktan kalktı. Boxerini giydi, sonra kotundan sigarasını alıp odanın balkon kapısını açarak balkona çıkıp sigara yaktı. Ben yüzümdeki döllerden dolayı hemen banyoyu bulup içeri attım kendimi, yürürken bacaklarım titriyordu resmen. Fırsatını bulmuşken de hemen hızlıca bir duş aldım.

Banyodaki havluyu vücuduma sarıp aşağı indim ve valizimle çantamı aldım. Odaya girdiğimde Ahmet yatağın çarşafını değiştirmişti ve yatakta Boxeriyle uzanmış, elinde telefonuyla oynuyordu. O an aklıma benim telefonum geldi. Kocam illa beni aramıştır çünkü. Baktığımda bir sürü mesaj ve cevapsız arama vardı. “Eyvah!” dedim birden. Ahmet, “Ne oldu?” dedi. “Kocam aramış, bir sürü mesaj yazmış!” dedim. “Birşey olmaz, yorgundum uyuya kaldım dersin. Hem küs değil miydiniz, siktir et!” dedi. “Olmaz öyle, hemen arayayım!” dedim.

“Dur bir saniye arama!” dedi ve beni yanına çekti. Üstümdeki havluyuda attı bir köşeye. Anladım ne yapmak istediğini ve gülerek, “Saçmalama!” dedim. “Dur ya, merak ettim adamın sesini, ara hopörlere al!” dedi. Ama bir yandan da yanaklarımı okşuyor ve yanaklarımdan öpüyordu. Zaten yüzüğümü çıkattırmaması falan evli bir kadını sikmenin ona haz verdiğini ve bunu fantaziye çevirdiğini anlamıştım. Ona, “Daha önce kaç evli kadını siktin bakalım?” dedim. “Çook, ama aralarında en güzeli sensin!” dedi. Ben de, “Tabii canım, kesin öyledir!” dedim. “Gerçeği söylüyorum kız, hadi ara kocanı!” dedi. Ben de, “Tamam o zaman, ama çıtın çıkmayacak!” deyip aradım.

Daha ilk çalmada açtı kocam telefonu ve “Neredesin kızım sen?” dedi sinirli ses tonuyla. Ben de, “Yaa uyumuş kalmışım!” dedim. Kocam, “O kadar aradım nasıl duymadın, senin uykun hafif ya?” dedi. Ben de, “Sessizde kalmış, hem altı üstü bir saat uyumuşum!” dedim, ama bir yandan da Ahmet ile oynaşıyorduk, boynuma memelerime küçük öpücükler konduruyordu. Ahmet duş almamıştı, ben yeni duş aldığımdan ondan çıkan ağır erkeksi kokuyu alabiliyordum. Normalde böyle şeylere alışkın değildim, kocam hep temiz korkardı, ama Ahmet’in kokusu beni azdırıyor, hatta kudurtuyordu.

Kocam biraz sakinleşip, “Ne yaptın, işi çözdün mü?” dedi. Ben, “Uykum var, yarın mı konuşsak?” diyerek telefonu kapatıp bir an önce Ahmet’le sevişmek istedim, ama Ahmet izin vermedi, el işareti ile (Devam ettir, konuş!) diyordu. Sonra da Boxerini indirip elimi sikine götürdü. Ben de sıvazlamaya başladım. Siki az önceki sikişten dolayı yapış yapıştı. Ahmet çok fena zevk alıyordu bu durumdan ve benim de kalbim yerinden çıkacak gibi heyecanlanmıştım. Adrenalin çok güzel hissetririyordu ve fena şekilde azmıştım!

Kocamla iş hakkında konuşuyor gibi yapıp Ahmet’in sikini sıvazlarlen telefonu biraz uzaklaştırıp (öpücük sesleri gitmesin diye) Ahmet’in dudaklarına küçük öpücükler konduruyordum. Telefon artık yatağın bir ucundaydı ve kocam sürekli birşeyler anlatıyordu, küs olduğumuzdan ve uzun süredir konuşmadığımızdan fırsatını bulmuş konuşuyordu. Neler anlatıyor dinlemiyordum bile, zaten kocam böyle konuşmayı çok sever 15-20 dakika konuşur. Arada bir bana, “Dinliyor musun?” diyor, ben de, “Hıhı evet!” diyordum, bir yandan da Ahmet’le sessizce sevişiyordum.

Öpüşmelerimiz biraz ateşli olunca çıkan seslerden dolayı korktuk. Ben Ahmet’in kulağına kısık sesle, “Yeter kapatayım, zor tutuyorum kendimi, artık belli olur!” dedim. Aynı şekilde o da kulağıma, “Şşşş!” dedi ve parmağını dudaklarıma götürüp emdirmeye başladı. Tabi ben emerken ister istemez ses çıkartıyordum, kocam da, “Yemek mi yiyorsun?” dedi. Ben de, “Yok!” dedim. Kocam, “Ne o, şapır şapur ses geliyor?” dedi. Ahmet kulağıma, “Dondurma de!” dedi. Ben de kocama, “Yemek değil, dondurma almıştım onu yalıyorum!” dedim. Kocam, “Ha tamam!” dedi. Ahmet eliyle yarağını tutup omuzlarımdan bastırıdı. Ben gözümle (Hayır olmaz!) desem de omzumdan bastıra bastıra başımı sikinin oraya koydu.

Ahmet’in sikini yalamaya başladım, ekşi ve tuzlu bir tadı vardı, ama o anki azgınlıktan umursamadım ve bir yandan artık rahatça emme sesleri çıkartıyordum. Kocam çıkan seslerden dolayı, “Tadı çok güzel galiba? Neyli aldın, Almanya’da farklı dondurmalar vardır!” dedi. Ahmet gülmemek için kendini zor tuttu, sonra elleriyle boynuz işareti yaptı. Ben de, “Neyli olduğunu bilmiyorum, biraz ekşi ama tadı güzel!” dedim. Kocam, “Ekşi dondurma mı olur ya, bu Almanlar kafayı yemiş!” dedi gülerek.

Bu arada Ahmet’in siki yine kocaman olmuştu ve artık o kadar çok emiyor, yalıyordum ki çıkarttığım sesler artmıştı. Kocama, “Aşkım tamam hadi yeter, kapat, sonra devam ederiz, yoruldum artık!” dedim. (Aslında Ahmet’e söyledim bunu). Kocam da, “Tamam birtanem, iyi uykular!” deyip kapattı telefonu.

Telefonun kapanma sesini duyar duymaz Ahmet’in kucağına çıkıp dudaklarına yapıştım. Bu telefon olayı çok azdırmıştı beni, sanki kocama ceza veriyormuş gibi hissetmiştim. Ahmet sikini amcığımın dudaklarından kaydırıp içime soktu. Alltan alttan pompalamaya başladı. Arada göt deliğimle de oynamaya başlayınca, “İstersen hemen gir götüme, del, parçala!” dedim. “Götüne başka planlarım var, bugün değil, zamanı gelecek, şimdi olmaz!” dedi.

Kontrolü ben alıp üstünde zıplamaya başladım. Bir süre sonra çok yorulmuştum. Beni kucakladığı gibi ayağa kalkıp beni ayakta kucağında hoplatmaya başladı. Aniden balkona çıkmak istedi, ben de, “Dur, ne yapıyorsun?” deyip kucağından inmek istedim, ama beni çok iyi kavramıştı. Beni dinlemeden balkona çıkıp hoplata hoplata sikmeye devam etti. Bulunduğumuz köy küçük bir köydü, toplasanız 10 tane ev falan vardı, ama evler dipdibeydi, yani bizim balkon ile yandaki evin balkonu çok yakındı. Bir adım atsan yan evin balkonuna geçebilirdin ve o evin de odasının ışığı yanıyordu. Ben aşırı utanmıştım, “Ne olur içeri girelim!” diye yalvarıyordum. Ama ahmet sikini daha sert şekilde içime sokup beni inletiyordu.

Ben, “Ah, uh, ah!” diye diye inliyordum ve bağırmamak için zor tutuyordum kendimi. Adam resmen köyün orta yerinde beni hoplata hoplata sikiyordu. Bir de üstüne, “Murat, gör bak karını nasıl sikiyorum, herkes şahit olsun!” diye bağırıyordu. “Dur ne yapıyorsun, manyak!” dediğimde, “Murat’ın karısını sikiyorum!” dedi sırıtarak. Ben de, “Evet sikiyorsun, ama ne olur içeride sikmeye devam et, bir gören olacak!” dedim. Ahmet, “Görsünler, ne var, onlar sikişmiyor mu?” diye bağırıyordu. Tam o sırada yan evin penceresinden bir adamın bize baktığını gördüm. “Eyvah, rezil olduk!” deyip yüzümü kapattım hemen. Ahmet’e, “Hemen içeri gir!” dedim kızgın bir ses tonuyla.

Ahmet gülerek, “Peki, tamam!” deyip içeriye girdi ve beni kucağından yatağa attı. Ben de kızgınlıkla, “Sana bugünlük bu kadar yeter!” deyip yataktan fırladığım gibi kalktım. Ama arkamdan yanaşıp iki eliyle beni kavradı. Bir eli boynumda, bir eli de amımda, amımı parmaklamaya başladı ve “Hani artık benimdin? Kaçamazsın öyle!” dedi ve sikini arkadan amıma sokup beni ayakta sikmeye başladı. İlk kez böyle bir pozisyonda sikiliyordum. Bir yandan amımla oynamaya devam ediyordu. Ben yine orgazm olup titremeye başladım, gözlerim kaydı resmen, bir anda yerde buldum kendimi.

Bu adam tam bir seks makinesiydi. Artık kölesi olurdum ben bu adamın. Ona da öyle söylemişim zaten inlerken. Bu sözlerim onu iyice azdırmış ve çok fena sikmişti beni. Ben yere çökmüş haldeyken sikini sıvazlayarak üstüme boşalmaya başladı. Döllerini vücudumun her yerine akıtıyordu. Ben yerde zevkten dört köşeydim ve sadece gülümsüyordum bu duruma.

Sonra beni kucakladığı gibi banyoya götürdü. Birlikte duş almaya başladık. Duştayken birbirimizi yıkarken konuşuyorduk. Ona aşkla, şehvetle bakıyordum artık. Ona, “Artık seni bırakmam. Aslı’nın dediğinden daha fazlaymışsın, makine gibisin be adam, erkek dediğin böyle olur. Aslı nasıl olur da bırakır senin gibi birini, hayret!” dedim. “Ooo, demek Aslı bahsediyordu bunlardan?” dedi. Ben de, “Evet, onu hayranlıkla dinliyor ve kıskanıyordum!” dedim. Ahmet, “Eğer uslu bir kız olursan daha bu başlangıç!” dedi. “Nasıl yani?” dedim.

Ahmet, “Aslı’yı o balkonda az sikmedim, bağırtılarından bütün köy uyanıyordu!” dedi. “Nasıl ya, ciddi misin?” dedim. “Evet. Sen biraz tırsak çıktın, Aslı şov yapıyordu resmen!” dedi. Bu beni sinirlendirmişti, “Demek şov yapıyordu ha? Git Aslı’yı çağır da sana şov yapsın o halde!” diyerek ilk tribimi attım!