Hafta içi Hasan abiyle apartman kapısında denk geldiğimizde, bana, “Nalan başlamış işe, aferin. Nedim de memnun, Nalan için çok zarif, çok hanımefendi, çok da güzel diyor!” dedi. “Sağolsun…” dedim, ama bana Nedim abinin tokat attığını söylemedim, senetlerden de bahsetmedim. “Paranızı da aldınız değil mi?” dedi Hasan abi. Öyle bir sordu ki, “Abi aldık, sağol. Sana borcumuz var mı abi?” dedim. Hasan abi, “Ulan bunu duymamış olayım, bak ikidir pezevenk yerine koyuyorsun beni!” dedi. “Yok abi, çok özür dilerim, olur mu öyle şey!” dedim. Hasan abi söylene söylene uzaklaştı…
Bir hafta benim karımı başkalarının sikleriyle oynarken hayal etmemle geçti. Yine cumartesi olunca öğlen vakti Nedim abinin masaj salonuna gittik. Nedim abi beni çağırttı odasına, “Nalan da mayosunu giyip gelsin!” dedi. Karım da mayosunu giyip yanımıza geldi. Nedim abi karıma, “Aferin kızıma!” dedi, yanağını okşadı, “Geçen haftadan rezervasyonların var!” dedi. Bu arada karıma iyice baktı, mayonun üstünden belirgin meme uçlarına ve dolgun memelerine baktı. Onun karıma bakışı aslında rahatsız etmedi bizi, çünkü profesyonelce baktı. Sonra da, “Burada mayo neden giyiliyor, hem çalışan kadınları belli etmek için, hem de ne kadar sexy olursan masajda işin o kadar kolaylaşır, anlıyorsun değil mi?” dedi. Öyle deyince karım kıkırdadı, “Evet abi, farkındayım!” dedi. Nedim abi de, “O zaman alt tarafındaki tüyleri traş etme, mayonun kenarlarından az belli olsun!” dedi.
Karım da ben de baka kaldık. Karım, “Tamam abi!” diyerek sessizliği bozdu. Nedim abi de, “İstersen şöyle yapalım, sen bu mayoyu bugün de giy, fakat kendine daha açık bir mayo satın al, fişini de getir ben ödeyeyim!” dedi. Ben hemen, “Gerek yok abi!” dedim. Nedim abi yine o kızgın ifadeyle, “Oğlum sen mal mısın, nazik oluyorum istersen diyerek, sike sike alacaksınız mı diyeyim illa ki?” dedi. Karım yine araya girip, “Tamam Nedim abi, alırız tabii ki!” dedi beni kurtarmak için.
Bu konuşmadan sonra ben bekleme salonuna gittim. Karım da hazırda bekleyen iki müşteriden ilkini alıp bu sefer masaj odasına gitti. Müşteriler genelinde 40 yaşlarındaydı, genç kimse pek yoktu. Bekleme salonunda karımı bekleyenler karımla işlerini hallettikten sonra karım boşluk olunca çay içmeye gitti çay odasına.
Ben fark ettim ki salondakilerden biri aynı benim gbi kimseyle masaja gitmiyordu. Yan koltukta olduğu için, “Merhaba, ben Ersin!” dedim. Adam bana bakıp, “Merhaba Ersin, sen kimi çalıştırıyorsun?” dedi. “Karım burada!” dedim. “Aaa, Nalan karın mı, çok iyi sermaye bulmuşsun. Ben bu Moldovyalıları satıyorum. Gece otelde, gündüz burada çalışıyorlar!” dedi. “Yok abi satmak değil benimki!” dedim. “Nasıl yani, kimse sikmiyor mu Nalan’ı?” dedi. “Yok, olur mu öyle şey!” dedim. “E tamam bana ver istersen, ben satarım, çok da para yaparız!” dedi. “Ya yok saçmalama!” dedim. “Sen bilirsin, ama buralarda ziyan olur güzel karın!” dedi.
O arada kasiyer arkadaş bana kaş göz işareti yapıp çağırdı. “Hiç takılma o adamla. Uzak dur ondan. Bildiğin pezevenktir o!” dedi. Adam bizim kasiyerle konuşmamızdan huylandı ve gıcık oldu ki yanımıza gelip, “Ben de Nalan’la rezervasyon yapacağım!” dedi, nakit parayı koydu tezgaha. Kasiyer çaresiz parayı alıp, “Nalan hanım!” diye seslendi. Karım yanımıza gelip her müşteriye yaptığı gibi gülümseyerek o pis adamı içeri masaj salonuna davet etti. Adam bana pis pis sırıtarak ve karımın elini tutarak, “Hadi gidelim aşkım!” dedi. Çok sinir oldum ama yapacak bişey yoktu…
Tam 30 dakikasını kullandı adam, sonrasında karım çıkıp biraz kızgın, biraz da şaşkın yanıma geldi. “Naptı o adam?” dedim. “Hiç birşey. Masaj istemem dedi, koltuğa otur dedi, iyice bacaklarını yana ayır dedi. Soyunmadan öylece iki bacağımı yanlara açıp oturdum. O da benimle konuştu, konuşurken de 31 çekti!” dedi. “İtiraz etseydin!” dedim. “Ne diyeceğim ki, hiç dokunmadı bile. Bir yandan da bana müşteri bulacağını, burada ne kazanıyorsak 5 katını bir hafta sonunda kazanacağımızı söyledi. Çok rahatsız oldum!” dedi. “Boş ver, biz istemedikçe birşey olmaz!” dedim. “Ne kadar rahatsın!” dedi karım. Birşey diyemedim, o arada tekrar iş geldi karıma…
Her çıkan yarağını karıma avuçlatıp eline vermekten, eline boşalmaktan memnun çıkıyordu. O cumartesi sanırım 10 kişi oldu 6-7 saat içinde. Karım sürekli elini yıkıyordu. “Bileğim ağrıdı!” dedi. Nedim abi karımı görünce yanımıza geldi, “Tamam, bugünlük yeter. Sen de uzman oldun artık!” dedi sırıtarak. Sonra da karımın günlük hak ettiği parayı verip, “Ha, senetler Hasan abinizde. Ay sonu oldu mu birini alırsınız ondan!” dedi. İçim rahatlamıştı senetlerin Hasan abide olduğunu duyunca. Çünkü Nedim her an terslik yapacak tuhaf bir adamdı.
Eve gidince karımın bileğine masaj yaptım, şakadan, “Bu eller çok kıymetli!” dedim. Karım da, “Nasıl yapıyorum sana da göstereyim mi?” dedi. Çok hoşuma gitti bu fikir, “Hemen göster aşkım!” dedim. Soyunup hazırlandım, karım da benimkini eline alıp çekmeye başladı. “Başka yaraklar nasıl diye merak ediyorsun değil mi?” dedi hınzırca gülerek. “Evet, gerçekten ediyorum!” dedim. “Çok güzel olan da var, çirkin olan da var!” dedi karım. “Ne demek o, büyük küçük filan deriz!” dedim. “Yok, eni boyu orantılı olan, rengi düzgün olan var. Bazen çok kalın ama kısa olan oluyor. İnce ama çok uzun olan oluyor!” dedi. Karım gerçekten yarak uzmanı olmuştu, o bunları anlatırken heyecandan ben de iki dakikada eline boşaldım…
Pazar günü olunca ayın son günü olduğu için senedi sormaya Hasan abilere çıktık. Hasan abi yine sehpada tuhaf sigarasını içiyor ve tepsideki rakısını yudumluyordu. “Oo hoş geldiniz!” dedi. Burcu abla da, “Çocuklar hoşgeldiniz!” dedi, sonra karıma dönüp, “Nasıl gidiyor küçük orospu?” dedi. Hasan abi, “Ya Burcu utandırma kızı!” dedi, gülüştük hep beraber. Hasan abi karıma, “İşler iyi, sayılar geliyor bana da, çok iyimişsin!” dedi. Karım da, “Elimden geleni yapıyorum abi!” dedi. Hasan abi de, “Zaten el işi seninki!” dedi, tekrar gülüştük.
Hasan abi, “Alın senedin birini. Nedimden aldım senetleri, çünkü Nedim pek para kazanamıyor, kirayı zor ödüyor. Daha çok çalışan lazım, ama bulamıyor düzgün kadın!” dedi. Biraz sohbet ettikten sonra Hasan abi karıma dönüp, “Gel, nasıl yapıyorsun görelim!” dedi. Burcu abla gülmeye başladı ve “Beni de kurtarmış olursun!” dedi. Karım, “Ama abi…” dedi. Hasan abi de, “Ne abisi kızım, sayıları gördüm, hergün defalarca eline alıyorsun, hadi uzatma!” dedi, bir yandan pantolonunun fermuarını açıyordu.
Karım bana baktı yardım ister gibi. Ben de, “Abi, uygun olur mu?” dedim. Hasan abi kızarak, “Sen gerçekten gavatsın, burada istesem sikerim karını, sadece herkese yaptığınını yapsın diyorum, senin gibi pezevenk değilim!” dedi. Ortam gerilince karım, “Tamam tamam abi, tabii ki!” dedi, yaklaştı Hasan abiye. Hasan abi de, “Çıkart kızım üstünü, mayo yoksa sütyenle külodun vardır!” dedi. Karım, “Evet abi!” deyip soyunmaya başladı. Siyah günlük sutyeni ve siyah küloduyla kaldı.
Burcu abla, “Ooooo, sen neymişsin ya, ay hiç beklemiyordum!” dedi. Karımın selülitsiz bacaklarını gösterip, “Nasıl oluyor da sende hiç basen yok, hiç selülit yok, çocuk da var üstelik!” dedi. Karım da, “Abla yürüyüş yapıyorum, bir de makarna ekmek yemiyorum, kahve içmiyorum!” dedi. Burcu abla övgüleriyle karımı rahatlatmıştı. Hasan abi karıma, “Sutyeni de çıkar, bu sexy değil, birşey anlaşılmıyor!” dedi. Sonra da bana dönüp, “Oğlum şu kıza sexy birşeyler al, ne bu? Artık eliniz para da görüyor!” dedi. “Abi soyunmadı hiç ama…” dedim. Hasan abi ayağa kalkıp hışımla yanıma yürürken Burcu abla beni kolumdan çekti, “Gel sen benimle mutfağa!” dedi, karıma da, “Hadi kızım sen işine bak!” dedi.
Burcu ablayla ben mutfağa geçerken karım sutyeni çıkartmış, yuvarlak dolgun ve diri göğüsleri, halkalı pembe meme uçlarıyla Hasan abinin karşısında ayaktaydı. Hasan abi, “Çok güzel, çok güzel, aferin sana!” diye övgüler yağdırıyordu.
Burcu abla mutfakta kapıyı kapatıp bana bir bardak su verdi ve “Evladım, Hasan abin sizin için uğraştı gerçekten. Bak biz de zengin insanlar değiliz, kaç delikanlıya para ödüyor koruma kadrosundan. Hep bela işleri, adam stres altında, bırak senin küçük orospu rahatlatsın. Ben korktum Nalan o işi yapamazsa diye, çünkü o zaman o parayı başka şekilde ödeyecektiniz!” dedi. O an aslında asıl belanın Nedim değil Hasan abi olduğunu anladım. Normalde düzgün görünmesine karşın kafası dumanlıyken tuhaflaşıyor ve işi de pek yasal olmadığı için hep sertlikle çözüyordu.
Beş dakika sonra Burcu abla, “Ben bir bakayım!” dedi, çünkü ses gelmiyordu. Burcu abla çıkıp iki dakika geri gelmeyince ben de çıktım mutfaktan. Burcu abla bana, “Şşşşttt!” diye ses çıkartma işareti yaptı. Hasan abi koltukta oturmuş, pantolunu dizine kadar inmiş, karım da önünde halıda diz çökmüş Hasan abinin sikini sıvazlıyordu. Ama karımın külodu da çıkmış, çırılçıplaktı!
Hasan abi esmer sayılmamasına karşın siki kapkaraydı ve hem kalın hem uzundu. Karım sessizce sikini sıvazlıyordu Hasan abinin Hasan abi haberlere bakarken. Hemen yine Burcu abla beni mutfağa çekti ve “Tamam, yok birşey!” dedi. “Ama abla, çırılçıplak kalmış karım!” dedim.
Burcu abla, “Evladım bir bana bak, bir senin küçük orospuya bak! Hasan abin haksız mı? Ayrıca Hasan abinle sevişince çok ağrım oluyor benim, yapamıyorum her zaman. Hem Nalan o kadar hoş ki, benim bile çok hoşuma gidiyor, kızma Hasan abine. Hele yanlış birşey hiç söyleme, aranız açılmasın!” dedi.
Biz böyle konuşurken içerden karımın, “Ayyy!” diye sesi geldi. Yavaş adımlarla tekrar salon kapısına gittik Burcu ablayla. Hasan abi karımı kanepeye yatırmış, bacaklarının arasında girmiş, amını sikerek gidip geliyordu! Hasan abi yüzünü karımın boynuna yapıştırmış, hırlaya hırlaya kökleye kökleye sikiyordu karımı! Karımın (Ayyy!) sesini duyduğumda canı acıyor yada istemiyor sanmıştım, ama tam tersine, gözleri kapalı, elleri Hasan abinin belinde kendisine doğru çekip sikilme temposunu ayarlıyordu!
Karımın zevk alarak Hasan abiye siktirmesini görünce şok oldum. İlk kez benden başkasıyla sikişiyordu. Hasan abi ise koca vücuduyla karımı altına almış, namusumu sikiyordu. Burcu abla gülümseyerek beni tekrar mutfağa çekti ve “İlk kez mi boynuz yiyorsun?” dedi. İçinde bulunduğum durum hem mahcup ediyor, hem de çok tahrik ediyordu beni. Eşofmanımın içinde kalkan sikimi Burcu abla da fark etti, “Bak senin de hoşuna gidiyor. Bozma küçük orospunun keyfini. İndir bakayım eşofmanı!” dedi ve beklemeden aşağı sıyırdı eşofmanımı.
Boxerimi de indirince, “Aaa, bu ne? Sen böyle bir hatunla evlenirken ben bu ufacık şeyle ne yaparım demedin mi hiç? Bir de bu minnacık şeyle karının eline başka yaraklar verdiriyorsun. Kadının eninde sonunda canı çeker diye düşünmedin mi?” dedi. Burcu ablanın sözleri beni aşağılarken elim de sikime gitti. Ama hemen geri çektim elimi, çünkü o heyecanla boşalmak üzereydim.
Biz konuşurken aniden karım mutfağa girdi, şaşırdık tabii. “Hasan abi bir bardak su istedi!” dedi. Beni altım çıplak ve kalkmış sikimle görünce bana bakıp güldü ve “Sen de boş durmamışsın!” dedi. Karımın boynu kıpkırmızıydı, çırılçıplak haliyle suyu aldı. Burcu abla karımın poposuna şaplak attı ve “Bir gün biz de takılalım küçük orospu!” dedi. Karım kıkırdayarak içeri gitti.
İçerden Hasan abinin sesi geldi, “Gavat kocan da gelsin!” diye. Zaten Burcu ablayla bu izni almayı bekliyorduk, eşofmanımı yukarı çekip içeri gittik. Hasan abinin siki su hortumu gibiydi, tam sert değildi, ama boru gibi sallanıyordu. O yarı yumuşak hali bile benim sikimden oldukça büyüktü.
Hasan abi tekrar koltuğa oturdu, karım da önünde diz çöktü. Hasan abi, “Em kızım!” dedi. Karım Hasan abinin sikini yalayıp emiyordu. Karımın düz uzun siyah saçları Hasan abinin sikinin kıllarına, taşaklarına takılıyor, arada karım saçını düzeltip Hasan abiye sakso çekmeye devam ediyordu. Burcu abla bana bakıp, “Rahat ol!” dedi. Ben zaten ilk kez boynuzlu olup, namusumun, çocuğumun annesinin böyle kolayca sikilmesinden deli gibi tahrik olmuştum. Eşofmanımın üstünden elimi sikime atıp sıkmak istedim, ama boş bulundum o kadar dokunmayla külodumun içine boşaldım. Ben gayri ihtiyari, “Tüh be!” diye ses çıkarınca, karım da Hasan abi de dönüp bana baktılar. Hep beraber gülüştük.
Hasan abi karıma dönüp başını taşaklarına bastırdı, “Yala kızım!” dedi. Karım hiç taşaklarımı yalamamıştı. İlk kez Hasan abinin taşaklarını yalıyordu. Hasan abi ileri kaykıldı, bacaklarını az kaldırdı, karımın başını götüne yapıştırıp götünün deliğini yalatmaya başladı karıma. “Çok iyi, çok iyi!” diyordu bir yandan da. Karım iştahla Hasan abinin heryerini yalıyordu, kara sikini, kıllı götünü, kıllı taşaklarını…
İyice yaladıktan sonra Hasan abi karımı kollarından tutup yüzünü bize çevirip kaldırıp sikinin üstüne oturttu. Karım yüzü bize dönük Hasan abinin siki taşaklarına kadar amının içine saplanmış halde bana bakıyordu. Hasan abi de iki eliyle memelerini avuçluyordu karımın. Bir yandan da kucağında hoplatıyordu karımı. Hasan abi bana, “İndir sen de eşofmanını!” dedi. Burcu abla beklemeden sıyırdı eşofmanımı. O zaman ıslak külodum ve boşaldığım için iyice küçülmüş sikim çıplak kaldı. Hasan birden bastı kahkahayı ve “Ben dedim sana gavatsın diye, dayanamadın değil mi?” dedi.
Karım da gülümsüyordu, ama arada yüzünde zorlanma belirtisi oluyordu Hasan abinin koca yarrağı amına gömülürken. Aynı pozisyonu karımla eskiden denemiştik, ama olmamıştı. Karım kucağımda hareket ederken sikim dışarı kaçıyordu hemen. Anladım ki Hasan abinin siki uzun olduğu için dışarı kaçmıyordu karımın hareketlerinde. Ayrıca kalın olduğu için de karımın amında boşluk kalmıyordu.
Bu arada ortamda doğru olan tek şey vardı: Hasan abi prezervatifle sikiyordu karımı. Karım benim onu izlememden mi, yoksa Hasan abinin erkekliğinden mi bilmiyorum, 4-5 dakika kucakta zıpladıktan sonra bacaklarını birleştirip sıkmaya, dudaklarını ısırmaya başladı. Karım hasan abinin sikinin üstünde orgazm olmuştu. Hasan abi karımın orgazm olduğunu anlayınca, gülerek poposuna bir şaplak atıp, “Orospu, sen beni zevklendirecektin, ben seni değil. Kalk amına koduğum!” dedi.
Karım benden utanarak kalktı, amını eliyle sildi. Çok ıslanmıştı. Yüzü kıpkırmızıydı ve bacakları istemsizce titriyordu, halen orgazmın etkisindeydi. Yere halıya oturup, “Ohh!” çekti. Çok rahatlamıştı. Hasan abinin siki ise halen yarım yumuşak hortum gibiydi. Herhalde içtiklerinin etkisinden tam sert olmuyordu kocaman siki, belki bu yüzden boşalmıyordu. Ben ise baktığımda sikimin Hasan abininkinin yanında çok küçük olduğuna gıcık oluyordum. Ama çok da tahrik oluyordum.
Hasan abi, “Ulan, senin yapamadığın erkekliği bana yaptırıyorsun, deyyus!” dedi gülerek. Karım da boşalmış olduğum için ufacık duran sikimi serçe parmağıyla gösterip gülücük yaptı bana. Burcu abla, “Aaaa, ayıp ama, oğlanın moralini bozmayın. Herkesin erkekliği güçlü olacak diye kural mı var? Ben biliyorum ne yapacağımı!” dedi. Hasan abi, “Hoop, bu yaştan sonra boynuz mu takacaksın bana?” dedi. Burcu abla, “Bekle gör!” dedi.
Gitti kutudan bir tane prezervatif çıkardı, açıp içine parmağını geçirdi. Parmağını prezervatife sokmuş oldu. Ben ayakta olanlara bakarken Burcu abla yanıma gelip popomu okşamaya başladı. Yavaşça da prezervatifli parmağını göt deliğime sokmaya başladı. Karım da Hasan abi de gülüyordu. Onlara komik geliyordu, ama ben hayatımda böyle birşey yaşamamıştım. Biraz acıyordu, ama çok acayip bir histi. Burcu abla parmağını iyice göt deliğime sokup, “Oldu mu şimdi?” deyip ileri geri parmağıyla götümü sikmeye başladı. Gerçekten de sikim sertleşmeye başladı ve iyice kalktı. Çok da utanıyordum. Karım şaşkınlıkla bundan hoşlanmış olmama bakıyordu. Aslında hoşlanma değildi, otomatik bir şeydi.
Burcu abla karımı yanına çağırdı, “Gel küçük orospu, kocanla da ilgilen biraz, mutlu sonlu masaj yap!” dedi. Karım sikimi eline alıp müşterilerine yaptığı gibi 31 çekmeye başladı. Burcu abla da parmağıyla götümü sikiyordu aynı anda. Çok sürmedi, fışkırarak boşaldım. Burcu abla bana kızarak, “Rezil herif, dayanamadın değil mi, batırdın halıyı!” dedi. Hasan abi gülerek kalktı, güçlü kollarıyla karımı havaya kaldırıp kucağına aldı. “Siz halıyı temizleyin, içeri gidiyoruz biz!” dedi. Karım Hasan abinin kucağında, başını omzuna yaslamış, beraber yatak odasına yöneldiler, ben de arkalarından baka kaldım…
Halıyı temizleyip bir saat kadar karımın inleme seslerini, yataktan çıkan gıcırtıları, arada sanırım karımın poposuna atılan şaplak seslerini dinledik Burcu ablayla. Sonra sesler kesildi ve banyoya girdiler. Burcu abla da bana, “Temizlik yaparken her yerim tutuldu senin yüzünden, al içerden bornozları banyoya götür, ben çok yorgunum!” dedi. Bornozları aldım götürdüm.
Banyoda karım Hasan abinin sırtını sabunluyordu, ben de elimde bornoz duşakabinin önünde bekliyordum. Duş bitince bornozları verdim. Karımın boynu kıpkırmızıydı, götünün yanakları kıpkırmızıydı, kollarında, baldırlarında hafif küçük morluklar vardı, ama yüzü gülüyordu. Hasan abi bornozunu giyince karım Hasan abinin sikini vücudunu heryerini güzelce kuruladı. Ben de karımı kuruladım, banyodan çıktık…
Hepimiz giyindikten sonra eve gitmek için müsade istedik. Çıkarken Hasan abi bana 50 dolar verdi. Ben hemen itiraz edip, “Aman abi ne gerek var!” dedim. Hasan abi kulağımı çekerek, “Ulan ben senin gibi pezevenk miyim, bak hep böyle hakaret ediyorsun bana, bir gün kötü olacak!” dedi. Sonra da, “Normal orada aldığınız ücret işte. Bahşiş yok, ama karşılığında sen de zevklendin. Ayrıca karını da titrettim iki kez, onu da bahşişe sayın!” dedi. Karım, “Teşekkürler abi!” deyip yanaklarından öptü Hasan abiyi. Burcu abla da karıma pandik atıp, “Beni bile heveslendirdin küçük orospu!” dedi. Evimize vardığımızda hiç konuşmadan yatıp uyuduk…
Ertesi sabah karım kalkamadı, çocuğu okula ben bıraktım. Sonra işten aradım, öğlen 12’de uyanmış. Oğlanı akşam almaya karım gidecekti, ben de belki gidemez diye okula gittim. Karım uzun kollu göğsü iyice kapalı tişört giymişti, boynunda eşarp vardı, hava sıcak olmamasına rağmen. Hemen anladım, dün geceden kalan izleri gizliyordu. Okuldan çocuğun arkadaşlarından bazılarının annesiyle arası iyi karımın. Uzaktan gördüm karımla konuşup gülüşüyorlardı. Sonra ben yanlarına gidince, bana (Seni hınzır seni, karını fena sikmişsin!) der gibi baktılar. Karımı Hasan abi sikmişti, ama madalyalar bana takılmıştı 🙂