Duştan o trible çıkıp hemen kurulandım, Ahmet halen duştaydı. Odaya geçip valizimden yatmalık şort ve tişört çıkartıp giydim. Saçlarım halen ıslaktı, kafama havluyu sardım. Gözüm balkona çevrildi, az önce orada ayakta hoplata hoptala sikilmiştim ve Aslı’nın balkonda şov yaptığını öğrenmiştim. Merak edip balkona çıktım. Kim bilir bizi kaç kişi duymuştu diye düşünürken tam o sırada yan evden bir adam çıkıp bana selam verdi. Aşırı utanmıştım, bu adam az önce göz göze geldiğimiz adamdı. Hemen koşarak içeri kaçtım. Ahmet te o sırada odaya girip beni telaşlı görünce, “Ne oldu?” dedi. Ahmet’in sesini duyan adam, “Ahmet!” diye seslendi.
Ahmet, “Ooo Felix!” diyerek balkona çıktı. Ahmet çok iyi almanca biliyordu, benim ise çat pat almancam vardı. Bu Felix ile Ahmet tanışıklardı. Sohbet ederlerken Ahmet bana seslendi. Ben, “Ne var?” diye odadan seslendim. “Gel seni komşumuzla tanıştırayım!” dedi. Ben, “Saçmalama Ahmet!” dedim. Ahmet, “Gel kız utanma!” dedi. “Ben uyuyacağım, iyi geceler!” dedim ve yatağa uzandım. Ahmet içeri gelip, “Adam bu evin sahibi, çok ayıp ediyorsun, gel iki dakika tanış!” dedi. Ahmet’e, “Adam az önce bizi gördü, nasıl tanışayım Ahmet, hiç mi utanmıyorsun?” dedim. “Bunu sen mi söylüyorsun kız, az önce kocana sikim ağzındayken telefonda dondurma yalıyorum diyen sendin!” dedi. Beni gülme tuttu bunu söyleyince.
Sonra kolumdan tutup, “Hadi gel, altı üstü tanışacaksın, sikmeyecek seni!” dedi. “Ee bir de siksin istersen!” dedim. “Valla Aslı çatır çatır siktiriyordu kendini, gerçi bundan bahsetmemiştir tabii size! Hem buranın kirasını nasıl ödüyorum sanıyorsun?” dedi gülerek. Ben, “Şaka yapıyorsun değil mi?” dedim. “Yoo ciddiyim! Aslı bu köyün yarısına vermiştir!” dedi Benim şaşkın bakışlarım arasında, “Şaka yaptım ya! Hadi gel!” diyerek kaldırdı ve kucağına aldı beni, zorla balkona çıkardı.
Felix bizi öyle görünce güldü. Ahmet beni kucağından indirip ona tanıttı. Felix orta yaşlarda kel bir adamdı. Beni görünce göz bebekleri büyüdü resmen. Rlimi uzatınca da öptü. Ben aşırı utanmış halde yüzüm kızarmıştı. “Tanıştığımıza memnun oldum!” deyip hemen içeri attım kendimi, hemen yatağa uzandım. Ahmet bir sigara yakıp adamla sohbete devam ediyordu. Ben de yatakta neler yaşadığımı sorguluyordum. O an azgınlıktan azğımdan çıkan kelimeleri düşünüp utanıyor, ben bunu nasıl dedim ya diyordum. Sonra da yaşadığım zevkleri düşününce keyifleniyordum. Yani allak bullak olmuştum.
Ahmet sigarası bitince odaya girip altındaki havluyu çıkarttı. O haşmetli siki tekrar görmek az önce yaşadığım çelişkileri bir anda yok etti. Dedim ya, Ahmet’in sikine aşık olmuştum resmen. Ahmet Boxerini giyip odanın ışığını söndürüp yatağa gelip bana sarıldı. Ben de ona sarıldım. Bir anda onun sıcaklığı balkondan esen serin rüzgarla karışınca resmen huzur bulmuştum. Kollarında uyudum…
Bir ara uyandığımda saat 4 civarıydı, horoz ötüyordu, onun sesine uyanmıştım. Gün yeni aydınlanıyordu. Öyle huzurlu bir durumdaydım ki, içimde kocamı aldatmışlık duygusu yoktu. Aksine sanki kocamın koynunda uyanmışım gibi hissediyordum. Telefonumu şarja takıp tekrar uyudum. Saat 7 gibi uyandım. Dünkü orgazmlarımın kramplarından dolayı amım ağrıyordu biraz. Evin mutfağına indip kendime kahve yaptım, evde yok yok. Herşey vardı dolapta. Türk kahvesi, yemeklik malzemeler falan. Ahmet’in dediği gibi evi sürekli kendi kiralıyordu.
Balkona çıkıp manzaraya karşı kahvemi içtim. Çevreyi de kontrol ettim. Karşı tarafdaki evler bizim balkonu görmüyordu, ağaçlar vardı, ama yanımızda yani sağımızda ve solumuzda bulunan iki ev ile balkonlarımız dibdibeydi. Sanki aynı evi ortadan ikiye ayırmışlar gibiydi. Sol tarafta dün akşam tanıştığım Felix kalıyordu, sağ tarafdaki ev boştu, kimse kalmıyordu. Evin bakımsızlığından belliydi. Yani sadece Felix beni görmüştü, diğer evler ancak inleme sesimi duymuşlardır.
Sonra banyoya girip hazırlandım. O sırada telefonlar çalmaya başlamıştı. Ahmet te uyanmış, yatakta uzanıyordu. Beni makyajlı hazır şekilde görünce, “Günaydın güzelim, bebek gibi olmuşsun. Fabrikadan aradılar, dün yaptığımız işlerde aksamalar olmuş, birkaç gün daha buradayız!” dedi. Ben, “Gerçekten mi yaa?” dedim üzülerek, çünkü çok uğraşmıştım çözmek için. Ahmet, “Hayır öyle değil yaa, herşey düzgün çalışıyor merak etme. Müdürün olarak ben öyle haber verdim herkese, çünkü sana henüz doymadım, birkaç gün daha kalırız böylece!” dedi. Ben sevinçle, “Ciddi misin?” dedim. “Evet, hatta dün yaptığımız iş tamamen çalışıyor, fabrikaya gitmemize bile gerek yok!” dedi. Sevinçten havalara uçmuştum!
“Gel bakayım sen böyle!” diyerek beni kucağına alıp öpmeye başladı, “Ne tatlı olmuşsun sen böyle! Gündüz gözüyle bir posta daha sikeyim mi seni?” dedi. “Sabah sabah mı?” dedim. “Evet, ne var bunda, hatta hadi soyun balkonda sikişelim ve köyü uyandıralım, Aslı bayılıyordu sabah sikişlerine!” dedi. Yüzüm düştü ve kucağından indim. Yatakta arkamdan sarılıp, “Ne o kıskandın mı yoksa?” dedi. “Yok be ne kıskanacağım onu?” dedim. “Hadi naz yapma, fantazi işte, senin de hoşuna gidecek, merak etme herkes bu saate uyuyor, almanları biliyorsun, hem çok ses çıkarmayız!” dedi.
Yüzümü ona dönüp, “Ses çıkarmadan biraz zor!” dedim. Büyük bir gururla, “Çok iyi siktim seni değil mi? Hayatında hiç böyle sikildin mi?” diye sordu. “Hayır sikilmedim, beni darmadağın ettin, her yerim halen ağrıyor!” dedim. “Merak etme kocanın sikemediği amcığın alışkın değil, o yüzden!” dedi ve yatakta oynaşmaya başladık. “Hadi kız kırma beni!” dedi. “Ne istiyorsun ya Ahmet?” dedim. “Seni balkonda çatır çatır sikmek istiyorum!” dedi. “Ya gören olursa?” diye sorduğumda, “Olsun kızım, ne var bunda, sikişmek suç mu? Almanlar sikişmiyor mu? Bunlar onlar için normal şeyler. Hem kimse tanımıyor ki, seni göremezler, önümüz kapalı. Hem görseler ne olacak?” dedi. Ben, “Yok olmaz!” dedim. “O zaman yine akşama sikerim balkonda!” dedi. “O hiç olmaz!” dedim. “Karar senin!” dedi.
Balkona çıkıp etrafa baktım. Gerçekten herkes uyuyor olmalıydı. Ahmet arkamdan yanaşıp, “Bak kimsecikler yok, hadi kırma beni, senin de hoşuna gidecek, hayatında hiç fantazi yapmadın mı kız?” dedi. Ben, “Tamam ama dünkü gibi bağırıp çağırmak yok, mümkün oldukça sessiz olacağız, söz mü?” dedim. “Tamam söz!” dedi, sonra balkonda duran sandalyenin üzerindeki minderi yere atıp, “Hadi çök!” dedi. Sakso çekmemi istiyordu. Hemen diz çöküp Boxerini indirdim. Yarı kalkık sikini ağzıma aldım. “Bana bak, gözlerini görmek istiyorum!” dedi. Ona bakarak ağzıma almaya devam ettim. Ahmet, “Murat piçi keşke burada olsaydın da karının bana bakışlarını görseydin!” dedi. Kocama hakaret etmesi ve aşağılaması beni daha da azdırıyordu.
Ahmet saçlarımı arkada toplayıp topuz yaparak ağzımı yavaş hareketlerle sikmeye başladı. Ağzıma o kalın sikin girip çıkması beni kudurtmuş, amım ıslanmaya başlamıştı. Siki dimdik olduktan sonra zaten yarısını anca alabiliyordum ağzıma. Saçlarımdan tutup taşaklarına götürdü yüzümü ve ağzımın içine sokmaya başladı. Bebek götü gibi tertemiz mosmor kocaman taşakları vardı. Kocamınkiler yanında bilye gibi kalırdı.
Beni kaldırıp balkonun demirlerine domalttı. Sonra şortumla külodumu ayaklarımın ucuna indirip çıkardı. Sikini amıma tek hamlede soktu. Bir öyle bir çığlık attım ki anlatamam. “Dur, yavaş, ah, ah!” diye inlerken beni dinlemiyor üstelik saçlarımdan tuttup kendine çekerek daha hızlı pompalıyordu. Ben gözlerimi kapatmış sadece inliyordum. Ahmet, “Demek balkonda sikilmekten utanıyorsun ha? Bağır orospu, bağır, uyandır tüm köyü!” diyordu. Ben de, “Ahmet tamam, yavaş ne olursun!” diye inliyordum. Bir elimle balkon demirlerini tutuyor diğer elimle de kendi ağzımı kapatıyordum…
O kadar iyi sikiyordu ki beni, bir süre sonra zevkten çıldırmıştım ve bağıra bağıra inliyordum. Ahmet profesyonel sikiş makinesiydi. Sikiyle resmen büyü yapıyordu. “Yavaş!” dediğim adama artık, “Daha hızlı, evet evet!” diyordum. Bir yandan da kendi memelerimi avuçluyordum. Bunu gören Ahmet, “Çıkar üstünü de!” dedi. İkiletmeden hemen çıkarttım, artık tamamen çıplaktım. Öyle bir zevk alıyordum ki, balkonda olmam falan hiç umrumda değildi artık. Sadece ağzımdan, “Evet!” ve “Daha hızlı!” sözleri çıkıyordu…
Ben böyle sikilirken Felix de balkona çıkmıştı. Onun kapı açılma sesini duyunca, “Ahmet dur!” dedim. Ama Ahmet dinlemedi bile beni, aksine daha da hızlandı. “Ahmet adam çıktı, görmüyor musun?” dedim. “Görüyorum!” dedi. Adama dönüp baktığımda sikini dışarı çıkartmış, elinde tutarak bizi izliyordu. Ben utancımdan ellerimle memelerimi kapattım hemen ve “Ahmet ne yapıyorsun, saçmalama, içeri geçelim!” dedim, ama nafile. Bir de iki elimi arkadan tutup yönümüzü adama doğru çevirip pompalamaya devam etmeye başlamasın mı! Felix’le ve onun kabuklu sikiyle karşı karşıya kalmıştım. Aramızda sadece 1 – 2 metre falan vardı.
Felix’in bizi izleyerek masturbasyon yapması değişik bir durumdu. Felix’le bu bakışmalarımız sonradan sonraya hoşuma gitmeye başladı tabii. (Bir an kocam beni izliyormuş gibi hissettim). Ahmet’e (Yeter dur!) demek yerine, “Evet, daha hızlı!” diyerek hoşuma gittiğini belli etmiştim. Utancım ve azgınlığım fena artmıştı ki, hemen orgazm oldum. Felix benim orgazm olmamı büyük bir zevkle izledi. Ahmet çok efor sarf etmişti ki, “Boşalacağım!” diyerek amımdan çıkıp belime akıttı döllerini.
Hemen odaya attım kendimi, halen titremelerim devam ediyordu. Banyoya geçtiğimde Yüzüm kıpkırmızı olmuştu, gözlerim yaş içinde, rujum bozulmuş, rimelim akmıştı, yani yaptığım makyajım piç olmuştu. Odaya geçip havulumu aldım, Ahmet balkonda halen Felix ile konuşuyordu. Tekrar banyoya girdim, boynumdan aşağı duş aldım, sonra odaya geçtim.
Ahmet yatakta uzanmış halde, “Nasıldı, dediğim kadar var değil mi?” dedi. Aslında çok hoşuma gitmişti, yine de ses çıkarmadım ama tripliydim ona. “Balkondan şortumu ve külodumu getirir misin?” dedim. “Çık kendin al!” dedi. Ben, “Felix orada mı?” dedim. “Az önce adama şov yaptın kız, şimdi neyine utanıyorsun?” dedi. “Off Ahmet, getirir misin lütfen!” dedim. “Tamam tamam!” dedi ve şortumu getirdi.
“Hani külodum nerede?” deyince, “Külodunu Felix’e verdim!” dedi. “Sapık mısınız siz ya?” dedim. “Valla kızım adam küçük dilini yuttu, ne performanstı öyle!” dedi. “Yaa yaa kesin öyledir tabii! Hadi kalk giyin gidiyoruz!” dedim. “Nereye ya?” dedi. “Ben burada kalamam artık, zaten iş güç yok dedin, merkeze gidelim, otelde kalırız, en iyisi o!” dedim. “Yok olmaz öyle, burada kalacağız, ya da Türkiye’ye döneriz, henüz biletleri değiştirmedik!” dedi. “Peki tamam, ama bir daha balkon falan yok!” dedim. “Gel bakayım yanıma şöyle!” diye beni yatağa yatırdı. “Dün seni aha şurda ayakta sikerken bana senin kölen olurum, ne istersen yaparım yeter ki beni bu sikten mahrum etme diyen sen değil miydin?” dedi.
Ben utanmış halde, “Evet ama…” dememle parmaklarını dudaklarıma götürüp, “Sus! Ya dediğin gibi kölem olursun, ya da atlar uçağa gideriz, bir daha da görüşmeyiz!” dedi. “Beni tehdit mi ediyorsun, hadi gidelim o zaman!” dedim. “Sen bilirsin, hadi hazırlan o zaman!” diyerek restime rest çekti. Gerçekten de hazırlanmaya başladık gitmek için.
Arabaya bindik ve önce fabrikaya uğradık, ufak tefek işlerimiz kalmıştı, onları hallledip uçuş saatinin gelmesini bekledik. Sonra da yine arabayla havalimanına gittik. Havalimanına giderken konuşmak istedi, ama yüz vermedim. Gurur yapmıştım kendimce. Beni havalimanına bırakıp, “Benim burada daha işlerim var!” diyerek gitti. Havalimanına girdiğimde sinirden ve gururdan gözlerimden yaşlar akıyordu…
İstanbul’a eve vardığımda gece vaktiydi. Kocam uyuyordu, ben gelince uyandı ve “Neden gelceğini haber vermedin hayatım?” dedi. Yüzüne bakamıyordum utançtan, ama kocam kendisine halen tavır yaptığımı, hatta küs olduğumu düşündüğünden sorun etmedi. Böyle birkaç gün geçti. Bir hafta sonra Ahmet te İstanbul’a döndü. Tabii ofiste yine birlikte çalışacaktık bir süre, çünkü onun son zamanlarıydı, temelli gidecekti Almanya’ya. Onu görür görmez içim ürperdi ve amım ıslandı. Böyle birşey olabilir mi ya? Bir adam sadece kendini göstermesiyle nasıl bir kadını bu hale getirebilirdi?
Evde ne zaman kafamı yastığa koysam Ahmet’i düşünüyor, onunla yaşadıklarım gözlerimin önüne geliyordu. Hatta o Felix’in kabuklu siki bile gözlerimin önünden ayrılmıyordu. O kadar çok azmıştım ki, kocamı affedip hemen altına yattım. O da beni çok özlemişti, ama o gün Ahmet’in değerini tekrar anladım. Kocam beni sikerken hep Ahmet’i hayal ediyordum…
Kocama inat Almanya’ya gidip Ahmet’e kaçmayı bile düşünürken, bir gün bir mucize gerçekleşmiş gibi, kocam benim Almanya’ya yerleşmeme okey demişti. “Nasıl ya? O kadar kavga ettik, ne oldu da fikrin değişti?” diye sordum. Kocam da, “Senin müdürün Ahmet bey ile konuştuk, o ikna etti beni, hatta bana da iş ayarlayacak Almanya’da fabrikada, senden birkaç ay sonra ben de geleceğim. Yeter ki sen mutlu ol, seni çok seviyorum, seni kaybetmek istemiyorum!” dedi.
İçimden (Ne oluyoruz ya?) dedim, beynimden vurulmuşa döndüm. “Nasıl? Ahmet bey mi aradı seni?” dedim. Kocam, “Evet, dün dışarda buluştuk, sana ne kadar ihtiyaçları olduğunu, senin de orayı çok istediğini, ama beni çok sevdiğin için fedarkarlık yaptığından bahsetti. O yüzden fikrimi değiştirdim. Birkaç yıl sonra tekrar buraya döneriz!” dedi. Duyduklarıma inanamıyordum. Mal kocam resmen beni Ahmet’in kucağına atmıştı. Büyük bir şok geçiriyordum. Tabii aynı zamanda çok sevinmiştim.
Sonraki gün işe gittiğimde Ahmet direkt beni odasına çağırdı. Yüzümde büyük bir mutluluk vardı. Odaya girdiğimde, “Gördüğün gibi herşeyi ayarladım, kocan olacak pezevegi de ikna ettim!” dedi. Ben de, “Evet farkettim, oldukça iyisin bu işte!” dedim. Ahmet, “Tek bir şartım var!” dedi. Ben kapıyı kilitleyip üzerine doğru yürüyüp, direkt, “Kabul!” dedim. Ahmet, “Şartımı henüz söylemedim ki!” dedi.
Ben de, “Ne söylersen kabul. Beni kölen mi yapmak istiyorsun, yap. O evde balkonda mu sikmek istiyorsun, tamam sikebilirsin. Herşey kabulüm, herşeyimle senin olurum, ne istersen yapabilirsin. Geldiğimden beri hep seni düşündüm, aklımda tek sen varsın!” dedim, öpmek için dudaklarına yöneldim, çünkü onun için kuduruyordum.
Yüzümü tutup, “Burada olmaz!” dedi. Ben de, “O zaman gel eve gidelim, kocam yok!” dedim. Ahmet, “Mesai saatinde mi gideceğiz?” dedi. “Ne o, müdürüm değil misin, izin çıkar!” dedim. “Merak etme daha çok sikişmelerimiz olacak. Hazırlığını yap, ben bu akşam gidiyorum, sen de iki güne gelirsin!” dedi. Ben, “Bu kadar çabuk mu?” dedim. “Ne o, istemiyor musun?” dedi. “Deli misin, çok istiyorum. Ama daha henüz haber vermedik ki firmaya, nasıl olacak? Hem kocama ne diyeceğim?” dedim.
“Merak etme kocan olacak o hıyarla konuşurum ben! Ben herşeyi ayarladım, buradan oraya transerin için insan kaynaklarına gidip haber vermen yeterli. Birkaç hafta sürer tabii geçiş işlemleri, bu süre zarfında burada olmanı gerektiren bir durum da yok. Kocana işlemler için orada olmam lazım dersin biter. Tamam mı güzelim, anlaştık mı?” dedi. Ben de, “Anlaştık!” dedim. Hayatımın en mutlu günüydü.
İnsan kaynakları ile görüşüp transferi onayladım. Sonraki gün de ofisteki arkadaşlarla vedalaştım. Boynuzlanmayı hakeden kocama gitmeden bir kez daha verdim, tabii aklımda sadece Ahmet vardı. Sonraki gün hiçbir şey fark etmeyen kocam beni kendi elleriyle havalimanına götürdü. Ağustos sonunda artık temelli Almanya’ya gelmiştim!