Merhaba ben Hande. Anadolu’nun küçük bir köyünde yetişmiş, aşırı muhafazakar ve baskıcı bir ailenin kızıyım. Ailemin bu tutumundan dolayı üniversiteyi İstanbul’da okumak ve tek yaşamak hayalim vardı. Ki bu hayali de gerçekleştirdim. Ailemin bütün burun kıvırmalarına rağmen İstanbul’da iyi bir üniversiteyi kazanıp okumaya gittim. Ailem beni takip edebilmek için yurda yerleştirse de, onlardan gizli eve çıktım ve istediğim rahat özgür hayata kavuştum. Tabi bunu yapabilmemde ailemin maddi olarak çok iyi durumda olması da bir etkendi. Para sıkıntısı da olmayınca günümü gün ederek okudum. Okulu bitirdikten sonra da burada bir şirkette işe başladım ve 6 yıldır da çalışıyorum. İstanbul’a ilk geldiğimden beri kısa olsun uzun olsun pek çok ilişkim oldu. Son 1-2 yıldır ise ilişkiden ziyade tek gecelik seks yaşayacağım erkeklerle takılmayı tercih ediyorum.

Bu arada boyum 1,70 ve kilom 45. Düzenli spor yapmadan dolayı zayıf ama atletik bir fiziğim var. Biçimli ve güzel bir popom, çok büyük olmayan memelerim var. Esmerim. Anlatmak istediğim hikayem aslında pandemiden dolayı evden çalışmaya geçmemle başladı. Ailem beni uzun zamandır görmediği için ve pandemiden dolayı İstanbul’un kalabalığında virüse yakalanmamdan endişe duydukları için yanlarına dönmemi istediler. Ben de ısrarlarına dayanamayıp, elbise dolabımdaki en uzun kıyafetleri de alarak ailemin yanına gittim…

Köyde günler sıkıcı geçiyordu. Aylarca kırsal hayatın içinde kalmaktan, bahçede yaşlı teyzelerle altın gününden çok sıkılmıştım. Bir de bunların üstüne, orada kaldığım süre boyunca erkek sinek bile görmedim desem yeridir. Köyde kaldığım bu süre, bekaretimi verdiğimden beridir seks yapmadan geçirdiğim en uzun zaman aralığıdır. Hani derler ya, resmen düz duvara tırmanacak durumdaydım. Aklımda seksten başka bir şey yoktu, amımdan ve götümden sikilmenin hayalini kuruyordum. Hatta İstanbul’a tekrar döndüğümde kendimi siktireceğim erkeklerin listesini bile yapmıştım…

İş yerim normal çalışmaya başlama kararı alınca ben de bunu bahane edip hemen İstanbul’a dönme hazırlığına başladım. Bize yakın havaalanı olmadığı için komşu şehirdeki havaalanından kalkacak uçaktan biletimi aldım. Ama babamın işlerinin yoğunluğundan dolayı beni havaalanına bırakacak kimse yoktu. Babam da köydeki tek taksi şoförü olan Hasan’la anlaşıp parasını önceden ödedi. Yolculuk günü, yolda bunalmamak için mini yazlık elbisemi giydim. Ben yola çıkarken babam işte olduğu için rahattım, ama annem elbisenin boyuna laf etmesin diye de belime bir hırka bağlamıştım. Anlaştığımız saatte Hasan taksiyle gelip beni aldı. Köyden çıktıktan sonra da hırkamı belimden çıkardım. Hasan’la tek tük sohbet ederek gidiyorduk. Hasan’ı köyde yaşadığım zamanlardan tanıyorum. Benden 4-5 yaş büyüktür. O zamanlar serserilikten başka birşey yapmazdı. Ama evlenip çoluk çocuğa karıştıktan sonra durulduğunu duymuştum. Hatta bir kere de karısını görmüştüm bu sene.

Yolda giderken Hasan’ın ara ara dikiz aynasından bacaklarımı süzdüğü dikkatimi çekmişti. Ara ara da eli önüne gidiyordu, güya bana çaktırmadan sikiyle oynuyordu. Bunları gördükten sonra, aylardır elime erkek eli değmediğinden olsa gerek, ben de Hasan’ı alıcı gözüyle süzdüm. Esmer, kıllı, ama yapılı bir tipi vardı. Boyu 1,85’den fazladır. O anda aklımdan geçen tek şey Hasan’a kendimi siktirmekti. Acaba olur mu, nasıl olur diye düşünürken, yolun ilerisinde ağaçların arasında bir çeşme gördüm. Hasan’a, bunaldığımı, çeşmede mola vermesini söyledim.

Hasan çeşmenin önünde durdu. Taksiden inip çeşmede elimi yüzümü yıkadım, bu sırada da Hasan da arabadan inmiş, arabaya yaslanmış, sigara içiyordu. Ben su içmek için çeşmeye özellikle domalır gibi eğildikçe mini eteğimin arkasından baldırlarım, hatta neredeyse külodum bile açığa çıkıyordu. Su içtikten sonra biraz da boynuma ve göğsüme doğru da su serptim. Sonra dönüp arabadan sigaramı aldım, bir sigara yaktım ve Hasan’ın yanına gittim. O da sırıtarak beni izliyordu. “İyi misin, araba mı tuttu yoksa?” dedi. Ben de, “Yok, sadece ateş bastı!” dedim. Hasan, “Yaa deseydin klima açardım, yola çıkalım da açayım!” dedi. Ben de bir anda gözümü karartıp, “Yok yaa, benim bu ateş basması klimayla geçecek gibi değil!” dedim. Hasan şaşırıp bir şey diyemedi.

Ben devam edip, “Benim ateşimi ancak bir erkek söndürebilir!” dedim. Kısa bir sessizlikten sonra Hasan, “Sen benim başımı belaya sokacaksın!” dedi. Ben de arabanın kaputuna doğru yaslanıp, “Ne var canım, karının da böyle dönemleri olmuyor mu, yoksa sen hiç fırsat vermiyor musun ateş basmasına?” dedim. Benim için İstanbul’daki erkekleri ayartmak çok kolaydı, ama hayatımda ilk defa bu şekilde birini ayartmaya çalışıyordum. Hasan, “Yav ben evliyim, karım var benim!” dedi. Ben de, “Hasan bana alıcı gözle bir bak, karını bana mı tercih ediyorsun yani?” deyince Hasan elindeki sigarayı atıp, “Valla benden günah gitti, sen kaşındın!” diyerek dudaklarıma yapıştı. Sanki öpmüyor, dudaklarımı yiyor gibiydi. Ama ağzı leş gibi tütün kokuyordu. Dayanamayıp elimle kafasını boynuma doğru yönlendirdim.

Belimden kavrayıp boynumu öperken bir anda durdu ve “Çok ortalık yerdeyiz, burda olmaz. Dur arabayı çeşmenin arkasına çekeyim!” deyip arabaya koştu. O arabayı çekince ben de gidip yine arabaya yaslandım. Hasan aceleyle arabadan inip yanıma geldi. İlk başta naz yapmıştı, ama şimdi heyecandan eli ayağı durmuyordu. Yine dudaklarıma yapışıp beni kaputun üstüne yatırdı. Yüzümü öpüyor, ordan boynuma geçiyordu. Bir yandan da eliyle elbisemin eteğini yukarı sıyırmış, baldırımı ve götümü okşuyordu. Daha sonra elbisemin askılarını iki yana kaydırıp omuzlarımı ve gerdanımı öpmeye başladı. Bir yandan da elbisemin göğüs kısmını çekiştirip memelerime ulaşmaya çalışıyordu.

Hasan’ın altında küçücük kalmıştım, biri uzaktan görse Hasan’ın arabayı siktiğini düşünebilirdi. Bu sırada Hasan’ın elbisemi yırtmasından korktuğumdan hafifçe doğrulup elbisenin fermuarını açtım. Hasan elbisemin üstünü belime kadar sıyırırken ben de sütyenimi çıkardım. Memelerimi görünce bir an duraksadı, ama sonra hemen yumulup, meme uçlarımı ısırıp öpmeye, yalamaya başladı. Arada mememin tamamını ağzına sokup emiyordu. Bir yandan da güneşten iyice ısınan arabanın kaputu çıplak kalan sırtımı yakıyordu. Daha sonra göbeğimi öpüp baldırlarıma geçti. Sanki vücudumda dilinin değmediği yer kalmasın istiyor gibiydi. Baldırlarımı öpüyor, okşuyor hatta yüksek sesle kokluyordu. Bu sırada ben de zevke geliyor, ıslanıyordum.

En nihayetinde külotumu özenle çıkarıp başucuma koydu. Kendisi de pantolonunu ve donunu bacağına kadar sıyırıp bacağımın arasında yerini aldı. Ben belimde toplanan elbisem haricinde çırılçıplaktım, ama o halen gömleğiyle duruyordu ve pantolonunu bile tam çıkarmamıştı. Bakmaya çalışsam da sikini göremeden amıma girmeye başladı. Sikinin kalın olduğu belliydi. Yavaş yavaş girip küçük hareketlerle sikmeye başladı. Sikini sonuna kadar soktuğunda amım hafif hafif sızlıyordu, belli ki kalın olduğu kadar uzundu da. Tam tempoyu yakalamış ve ben orgazm olacaktım ki, Hasan bir anda boşalmaya başladı. Ama ne boşalma. En az 2 dakika titredi.

Boşalması bitince içimden çıkıp, 1-2 adım geri çekilip bana baktı. Sevişmeye başladığımızdan beri hiç konuşmamıştı. “Kusura bakma biraz erken oldu. Her zaman böyle güzel karı sikmiyoruz!” dedi. Ben de gülerek doğrulup, “Dur yavrum yaa, daha yeni başladık! Şu elbiseyi çıkarayım, sen de nolur çıkar üstünü, böyle giyinik sevişmeyi hiç sevmiyorum!” dedim. Elbisemi çıkarıp arabanın üstüne, sütyenim ve külotumun yanına koydum. Hasan da tamamen soyundu. Sonunda az önce içime giren siki de gördüm. Yarı inik haldeydi, ama etrafı full kıl kaplıydı ve kılları çok uzamıştı.

Hasan’a, “Hadi yaslan arabaya, keyfine bak!” deyip, saçımı toplayarak önüne eğildim. Sikini önce elime sonra da ağzıma aldım. Saniyeler içinde ağzımda büyüyüp demir gibi oldu. Kılları iki de bir ağzıma geliyordu, ama bozuntuya vermeden yalamaya ve emmeye devam ediyordum. Arada sikini ağzımdan çıkarıp sıvazlıyordum ve o sırada da kıllı taşaklarını emiyordum. Az önceki azgın boğa sakinleşmiş, inlemek dışında bir şey yapmıyordu. Boşalmaya yaklaştığını düşününce durdum ve “Hadi az önce kaldığımız yerden devam!” deyip yine kaputun üstüne uzandım. Hasan da bacak arama yanaşıp sikini amıma yavaşça soktu.

Ama bu sefer farklı tempoda gidiyordu. Sikinin neredeyse sadece başı içerde kalana kadar çıkarıp bir anda bütün gücüyle sonuna kadar bastırıyordu. Her bastırdığında en az 10 cm uzağa fırlıyordum. Sonra omzumdan veya belimden geri kendine doğru çekiyor ve bir daha yapıyordu. İlk başlarda her bastırışında nefesim kesiliyordu, sonra yavaş yavaş amım sızlamaya başladı. En sonunda da inleye inleye orgazm olmaya başladım. Hasan da benim inlemelerimden gaza gelip temposunu da arttırdı. Öyle sert sikiyordu ki, inlemeye bile nefesim yetmiyordu. En sonunda o da böğürerek boşaldı. Bense bu sefer sanki dayak yemiş gibi bitkin düşmüştüm.

Hasan’a, “Hadi içerde sigara icelim!” deyip arabaya geçtim. O da yanımdaki şoför koltuğuna oturdu. Bir yandan sigaralarımızı içerken Hasan da yavaş yavaş mememi öpüyor, ucunu yalıyordu. Ben de yağlı saçlarını okşuyordum. Herhalde şimdiye kadar sikiştiğim en bakımsız erkek de Hasan’dı. Ama bu hali de yol kenarında bir çeşme başındaki sikişmemize ayrı bir hava katıyordu. Hasan’a, “Sen sevişirken niye hiç konuşmuyorsun?” dedim. O da, “Bilmem, konuşmam, işime bakarım!” dedi. “Ben konuşmayı severim, ama sen öyle susunca bir şey de diyesim gelmedi!” dedim. Biraz sessizlik oldu, sadece Hasan’ın öperken çıkardığı sesler vardı. Hasan’a, “Peki nasıldı?” dedim. Hasan da, “Hayatımda böyle süper sikiş yaşamadım ben!” dedi. “Karından iyiydim yani?” deyince, “Kızım sen deli misin, benim karı senin onda birin olsa razıyım ben be!” deyip memelerimi öpmeye devam etti.

Sonra kafasını kaldırıp, “Hee, ama bir ara sikerken belini kıracam diye korktum. Benim karıya bir bastım mı memeleri götü ayrı zıplar, ama kendisi yerinden oynamaz. Sana basıyorum, sonra ta arabanın öbür ucundan topluyorum!” deyip güldü. Ben de sırıtıp sigarama devam ettim. Bu sefer de Hasan, “Peki ben nasıldım, İstanbul’da böyle sikebiliyorlar mı?” dedi böbürlenerek. Ben de, “Ee, gördün, ilk sefer çabuk geldin, ama ikinci postada telafi ettin. Sikin de büyük yani!” dedim. Sonra da, “Ya sen de doyamadın memelerime, hadi kalkalım!” dedim. Hasan kalkarken, “Cidden elbisenin üstünden büyük gözüküyordu, biraz küçükmüş seninkiler!” dedi. Ben de sutyenimi alıp içindeki silikonlu dolguyu gösterdim ve “Tabi senin karının buna ihtiyacı yok, bir tanesi kafam kadar!” dedim gülerek.

Baktım ki Hasan üstünü giymeye başladı. “Aaa, işimiz bitti mi ki giyiniyorsuuunnn?” dedim. Hasan da, “Bir posta daha mı istiyorsun sen?” diye yanıma gelirken ben de arabaya domalıp, “Evet, ama bu sefer arkadan!” dedim. Hasan, “Götten mi?” dedi. “Evet, götten istiyorum!” deyince, “Ohaa bee!” diye bağırıp anında götüme yanaştı. Biraz sikini götümün yanakları arasında gezdirip yavaşça götüme sokmaya başladı. Kesik kesik çığlıklar atıyordum. Sonuna kadar soktuktan sonra bir süre bekledi. Sonra da ileri geri yapmaya başladı. Ben çığlık attıkça Hasan hızlanıyordu. Artık üçüncü posta olduğundan boşalmak da bilmiyordu. Bu sırada ben klitorisimi okşayarak ikinci kez orgazm olmuştum bile. En sonunda ben dayanamayıp, “Yeter, ya boşal, ya çık içimden!” deyince Hasan sikini çıkardı. Ben de hemen önüne eğilip sakso çekmeye başladım. Bir süre sonra boşalacağında sikini ağzımdan çıkarıp memelerime doğru tuttum. Çok ve yoğun kıvamlı boşalmıştı yine.

Kağıt mendille memelerimi temizledikten sonra üstümüzü giyip yola devam ettik. Ama şimdiden uçak kalkalı 1 saat olmuştu. Artık ön koltukta oturuyordum. Hasan’ın bir eli bacağımda, yol boyunca birbirimize seks anılarımızı anlatarak havaalanına gittik. Hasan ısrarla telefon numaramı istedi. Ben, “Bu olay ortaya çıkarsa babam seni yaşatmaz, boşuna riske girmeyelim!” dedimse de, Hasan, “Zaten köye senede bir kere geliyorsun, onda da takılırız 2 saat nolacak, karım telefonumu kurcalamaz!” diye ısrar etti. Telefonumu erkek adıyla kaydetmesi ve ben mesaj atmadan yazmaması karşılığında verdim. Bir sonraki uçağa bilet aldım. Uçak saatine kadar birlikte oturduk.

Hasan, “Baban taksi parası vermişti, adamın kızını siktim bir de üstüne parasını aldım!” deyince ikimiz de kahkaha attık. Uçağın kalkış saati gelince de vedalaşıp gittim 🙂