Bundan on-on bir yıl önceydi. Meslek hayatıma başlayalı bir, bir buçuk yıl olmuştu. İşlerimi takip etmek için bürodan ayrıldığımda gelen gidenle ilgilenmesi için bir sekreter tutmuştum. Ancak sekreterimden pek memnun değildim. Lise mezunu, koca bekleyen, gudubet bir annesi olan, ince, narin, asık suratlı ve sinirli bir tipti, hiç pas vermiyordu. Bir gün bir dostumun tavsiyesi üzerine ona yol verdim ve yerine her yola müsait, kapısı açık bir kızı işe aldım. Adı Dilek’ti. Kısa boylu, iri gözlü, esmer ve bakışlarıyla insana ümit veren, modern fikirli bir kızdı.

Günler geçmeye başladı. İlk zamanlar ürkütmemek için üstüne gitmedim, biraz zamana bıraktım, bakalım ne olacak diye. Bekâr olduğum için geceleri büroya gidiyor, bira içip televizyon seyrediyordum. Bu gecelerde sık sık şüpheli telefonlar geliyordu. Arayan konuşmuyor, sadece benim sesimi dinliyordu. Sonradan bu arayanın Dilek olduğunu kendisine itiraf ettirdim. Aradan bir ay kadar geçti. Bir gün kolum tutulmuştu, sık sık ovuşturuyordum. Dilek bunu fark etti, yanıma geldi ve “Kolun tutulmuş herhalde, ben ovayım,” dedi. “Bu işten anlar mısın?” dedim. “Evet, el aldım, kısa sürede iyileşir,” dedi ve ovmaya başladı. Gerçekten kısa süre sonra kolum rahatladı. Ama ellerinin teması beni hayli etkilemişti.

Ertesi gün öğle tatilinde tıraş olup büroya gittim. Biraz sonra Dilek geldi. Kolumun hâlâ ağrıdığını söyleyip masaj yapmasını istedim. Daha rahat olmak için büronun dışarıdan görülmeyen bir köşesindeki sandalyeye oturdum. Dilek yanıma geldi, masaj yapmaya başladı. Masaj bahane idi aslında. Bir süre kolumu ovduktan sonra omuzlarımı ve boynumu ovmaya başladı. Birden eğilip yeni tıraş olduğum yanağıma bir öpücük kondurdu. Hemen dudaklarına uzanıp karşılık verdim. Onu kucağıma oturttum, uzun uzun, doya doya öpüştük. Bu ateşli öpücükten sonra bayılacak gibi olmuştu. “Ohh, dünya varmış, alışmış kudurmuştan betermiş, boşuna dememişler,” dedi. Kapı açık olduğu için her an biri gelebilirdi, o yüzden o gün o kadarla yetindik.

Bir hafta boyunca bu şekilde öpüşmelerle geçti. Sanki onun bakire olmadığını bilmiyormuş gibi davranıyor, fazla üstüne gitmiyordum. Bir gün sevişirken birden durdu ve “Ben kız değilim, bunu bilmeni istiyorum,” dedi. “Bu önemli değil,” dedim. “Bugün sana istediğini vereceğim,” diyerek elini uzattı, fermuarımı açtı. Dimdik olmuş yarağımı eline aldı ve eğilip sakso çekmeye başladı. Harika yalıyordu, şimdiye kadar böylesini görmemiştim. Acayip tahrik olmuştum, neredeyse gelecektim. Birden saksoyu bırakıp arkasını döndü, eteğinin altından donunu sıyırdı ve öne eğildi, beni bekliyordu. Ama bu pozisyon hoşuma gitmedi. Onu sandalyeye oturttum, bacaklarını iki yana açarak o güzel amcığını ortaya çıkardım. Bacaklarından tutarken yarağımı ayarlayıp amına güzel bir giriş yaptım, sokup çıkarmaya başladım. Zaten iyice tahrik olduğum için yarım dakikada boşaldım. Pantolonumun arka cebinden kâğıt mendil kutusunu çıkarıp cinsel organlarımızı temizledik. Dilek herhalde yeni adetten çıkmıştı, mendilde biraz pembelik vardı. “Bu günlük bu kadar yeter,” diyerek kilitli kapıyı açtık, birer sigara yakıp yorgunluk çayı içtik.

Ertesi günü iple çekiyordum, ama umduğum gibi olmadı. Gelen giden ve işler yüzünden Dilek’i sıkıştıramadım, o da biraz cilveleşip kaçıyordu. Gösterip gösterip vermiyordu. Bu arada büroya bir battaniye aldım. Ertesi gün mesaiden önce buluşmak için sözleştik. Sabah yedi buçuk gibi büroya geldiğimde Dilek benden önce gelmiş, sobayı yakıp büroyu ısıtmıştı. Battaniyeyi çıkardım, sandalyeleri çekip yer açtım ve battaniyeyi yatak gibi yere serdim. Zevk dakikaları başlamıştı. Aynı anda soyunduk, battaniyenin üzerine yatarak çılgınlar gibi sevişmeye başladık. Pozisyondan pozisyona geçiyorduk, denemediğimiz pozisyon kalmamıştı. Sonunda ikimiz de bitmiştik, toparlanıp ortalığı topladık. Saat dokuz olmuştu, o gün nasıl geçti bilemedik.

Ertesi gün geldiğinde, “Dün gece uyuyamadım, mahvettin beni,” diye cilveli sitemlerde bulundu. Birkaç gün yanıma bile yaklaşmadı. Ama sonrası? İlişkimiz artarak devam etti. Artık karı koca gibi olmuştuk. Birbirimizin kulağına aşk sözcükleri fısıldıyor, her fırsatta sikişiyorduk.